23 Mart 2022 Çarşamba

Ölümsüz İnsan - Teknoloji

Hücrelerimiz sınırlı sayıda bölünür. Sonra ölür. Yaşlanmanın en belirgin nedeni budur. Oysa kanser hücreleri sonsuza kadar bölünebilir. Arada fark nedir! Neden kanser hücreleri bölünmeyi sürdürebiliyor, vücut hücreleri yapamıyor. Kromozomların uçlarında telomerler vardır. Hücre bölündükçe bu telomerler kısalır. Telomeri bittikten sonra o hücre artık bölünemez ve ölür. Kanser hücrelerinde bu telomerleri onaran enzimler üretiliyor. Telomeraz enzimi sayesinde Telomerleri kısalmıyor. Hücre bölünmeyi sürdürüyor. Aslında bizim germ hücrelerimiz de sonsuza kadar bölünebilir. Ama vücut öldüğü için, onlar da ölüyor.

İnsanların yaşam koşulları günümüze kadar iyileşti. Böylece ömürleri arttı. Muhtemelen bir kaç on yıl içinde yaşam süresi 140-150'ye çıkarılacak. Daha da arttırılacak. Ve sonra insan ölümsüz olacak. Bunu genetik mühendisliğiyle yapacağız. Elbette bu tanrısal bir ölümsüzlük değil. Örneğin ağır yaralanan bir insan ölebilir. Ama normal koşullarda ölümsüzlüğünü korur. DNA'ya telomerlerin sürekli onarılmasını sağlayacak kodlar eklendiğinde bu yolda çok büyük bir adım atılmış olacak!

İnandırıcı gelmedi mi! Fareler %40 yaş gençleştirildi ve ömrü %40 uzatıldı. Solucanların ömrü on kat arttırılabildi. Deneyler sürüyor. İlk trenin yapılması da alay konusu olmuştu. Başarıldı. İnsanlar için at arabası vardı. Atsız bir araba hayal etmek zordu. Ama otomobiller üretilebildi. Artık bir çok insanın altında atsız araba var. Uçmak alay konusu oluyordu. Kimse inanmıyordu. Havada uçan araç fikri insanlara çok garip geliyordu. Bu da başarıldı. Artık alışılmış bir şey haline geldi. Bunlar gibi yapılamaz sanılan bir çok fikir var, yapılan ve insanların artık alıştığı. Günümüzde genler dijital ortama aktarıldı. Anlaşılmaya çalışılıyor. Gen mühendisliğiyle gerekli kod değişiklikleri yapıldığında bu da mümkün olacaktır.

Bazı şeyler kafa karıştırıyor. Ölümsüzlük mümkün olursa tek bir yan etkisi olacak sanki. Ölüm olmayacak. Doğumlar sürecek. Nüfus artmaya başlayacak! Bu kadar insana üretim nasıl yetecek peki. 18. yüzyılın başında, İngiltere'de, nüfusun artması durumunda üretimin yetmeyeceğini düşünenler çoktu. Artan nüfus aç kalırdı. Oysa nüfus çok arttı. Ama aç kalmadı. Çünkü Sanayi Devrimi oldu. Teknoloji gelişti. Böylece üretim arttı. Bu, o yüzyılın başında insanların beklediği bir şey değildi. Günümüzde de çoğunluğun beklediği bir şey değil İnsanlık 2.0 Devrimi. Ama oldukça yakınız görünüyor. Teknoloji gelişecek üretim artacak.

Tamam da artan insana dünyada yer var mı! Dünyada yaşamaya elverişli olmayan çok geniş bölgeler var. Gelecekte o bölgelerin yerleşim yeri yapılması sağlanabilir. Belki okyanusların üzerine bile yerleşmeye başlayabilir insanlık. Ya da bir kaç on yıl sonra Mars da yerleşim yeri haline getirilebilir. İnsanların bir kısmı oraya taşınır. Sonra başka gezegenlere de taşınılabilir. Ya bu tür teknolojik gelişmeler olmazsa ne olur! Düşündürücü. İnsanlar geleceğe kendinden bir şey bırakmak için çocuk yapıyorlar. Kendisi ölümsüz olduğunda, çocuk yapmak çekiciliğini kaybedebilir. Artık çocuk büyütmekle uğraşmak için bir neden kalmamıştır. Gelişmiş ülkelerde doğum sayısı çok düşmüştür. İnsanlar bilinçlendikçe doğum sayısı azalacaktır.

Ölüm çok normal bir şeydir. Şimdilik öyle. Genetik bir hastalık olarak görülmesine az kaldı görünüyor. Tedavi edilebilecek bir hastalık. Gen mühendisliğiyle ilgili genler düzeltilecek. Normal kabul edilen artık ölümsüzlük olacak!

Ölümsüz İnsan'dan bir alıntıyla makaleyi bitirelim.

İnsan Genom Projesi, 1990 yılında başladı ve 1997 yılına dek tüm genomun yalnızca %1'i dizilenmişti. Bazı “uzmanların” kalan 99'luk kısmı dizileyebilmemiz için yüzyıllara ihtiyacımız olduğunu düşünmesinin sebebi de buydu. Neyse ki katlanarak artan teknolojiler sayesinde proje 2003'te tamamlandı. Amerikalı fütürist Ray Kurzweil'ın de anlattığı üzere dizileme yüzdesi 1997'den sonraki her yıl ortalama ikiye katlandı; 1998'de %2'yken, 1999'da %4, 2000'de %8, 2001'de %16, 2002'de %32, 2003'te %64 ve sonrasındaysa birkaç hafta içerisinde tamamlandı.

Biyoloji ve tıp sürekli dijitalleştiriliyor; bu da gelecek yıllardaki ilerlemelerin katlanarak artmasına olanak sağlayacak. Yapay zekânın giderek daha da yardımcı olması biyoloji ve tıp da dahil olmak üzere tüm alanlarda daha fazla ilerleme için sürekli olumlu geri bildirimler alınmasını sağlayacak. Diğer yandan maya, solucan, sivrisinek ve fare gibi çeşitli hayvan modellerinde yaşamı uzatmak ve yenilemek için yapılan deneyler çoktan başladı bile.

Dünyanın çeşitli yerlerindeki biliminsanları yaşlanmanın nasıl gerçekleştiğini ve onu nasıl geri döndürebileceklerini araştırıyorlar. ABD'den Japonya'ya, Çin'den Hindistan'a, Almanya'dan Rusya'ya... Araştırmacı grupları aynı zamanda İber-Amerika'da da var, İspanya'dan Kolombiya'ya, Meksika'dan Arjantin'e, Portekiz'den Brezilya'ya uzanıyorlar. Örneğin, Madrid'deki CNIO'nun (İspanya Ulusal Kanser Araştırmaları Merkezi) yöneticisi İspanyol Biyolog Maria Blasco'nun ekibindeki bir grup biliminsanı Üçlü fare adı verilen ortalama %40 daha uzun yaşayan türleri oluşturdu. La Jolla, Kaliforniya'daki Salk Biyoloji Çalışmaları Enstitüsü uzman araştırmacılarından İspanyol Juan Carlos Izpisua gibi diğer biliminsanları da tamamen farklı teknolojilerle fareleri %40 oranında gençleştirmeyi başardılar. Bu tür deneyler ilerleme kaydetmeye devam ediyor ve ileriki yıllarda farelerde yaşam uzatma ile gençleştirmeyi ilerletmeye yüksek olasılıkla devam edeceğiz.

Cambridge, Harvard, MIT, Oxford ve Stanford gibi en iyi uluslararası üniversitelerdeki gruplar da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından pek çok diğer biliminsanı, ABD'deki Methuselah Vakfı tarafından fonlanan Methuselah Fare Ödülü için rekabet ediyor. Ödüllerden biri farelerde yaşamı 180 insan yaşına eşit ölçüde uzatmayı başaran biliminsanlarına verildi bile! ancak asıl hedef Eski Ahit'teki efsanevi Methuselah gibi bin insan yaşına eşit süreye ulaşmak.

Farelerin yaşam süresi görece kısa olduğu (doğal koşullarda bir yıl, laboratuvar koşullarında iki veya üç yıl) ve genomu insan genomuna çok benzer olduğu için (genomumuzun %90'ı kadarını farelerle paylaştığımız tahmin ediliyor) farelerle yapılan deneylerin pek çok avantajı var. Biliminsanları, çeşitli tedavi ve terapilerle deneyler gerçekleştirdi; bunlardan şimdilik sayabileceklerimiz arasında kalori kısıtlaması, telomeraz enjeksiyonları, kök hücre tedavileri, gen tedavileri ve önümüzdeki yıllarda görmeye devam edeceğimiz pek çok farklı keşif bulunuyor. Bu araştırmalar yalnızca fareleri çok sevdiğimiz ve daha genç, daha uzun ömürlü fareler istediğimiz için yapılmıyor. Araştırmacılar alenen söylemeseler de bizi daha uzun ömürlü ve genç canlılar yapmak için buna benzer ilerlemeleri insanlara da uygulayabilmeyi dört gözle bekliyorlar. Diğer pek çok insan gibi biliminsanları da bazen fonlarını kaybetme korkusuyla veya başka bir nedenden ötürü gerçek düşüncelerini dile getiremeyebilirler ancak bu araştırmanın uygulama alanları oldukça açık.

Yaşlandırmayı durdurmak ve geri çevirmek için farklı hayvan modelleriyle çalışan pek çok biliminsanı var. Tanınmış Kuzey Amerikalı biliminsanlarına iki diğer örnek meyvesineği Drosophila melanogaster'in ortalama ömrünü dört kat uzatan Kaliforniya Irvine Üniversitesi'nden Michael Rose ve yuvarlak solucan C. elegans'ın yaşam süresini on kata kadar uzatan Arkansas Tıp Bilimleri Üniversitesi'nden Robert J.S. Reis. Benzer şekilde biliminsanlarının amacı daha uzun ömürlü sinek ve solucanlar elde etmek değil, bu keşifleri ileride insanlara da uygulayabilmek.

Son yıllardaki önemli bilimsel gelişmeler sayesinde insanlarda bilimsel gençleşmeye milyonlarca dolar yatıran büyük ve küçük ölçekli şirketler var. İnsanlar bunun artık gerçek bir ihtimal olduğunu ve zamanla gerçek olmaya daha da yaklaştığını anlamaya başlıyorlar. Bugün artık sorun bunun mümkün olup olmadığı değil, ne zaman mümkün olacağı. Dolayısıyla PayPal ile tanınan Peter Thiel, Amazon'dan Jeff Bezos, Alphabet/Google'dan Sergey Brin ve Larry Page, Facebook'tan Mark Zuckerberg, Oracle'dan Larry Ellison ve onlar gibi daha nice multi milyoner yaşlanmayı tersine çeviren yaşlanma karşıtı biyoteknolojiye yatırım yapıyor. Google 2013 yılında “ölümü çözmek” için Calico'yu (Califormia Life Company) kurdu, Microsoft 2016'da on yıl içerisinde kansere çare bulacağını duyurdu, Mark Zuckerberg ve eşi Priscilla Chan tüm hastalıkları tek jenerasyonda ortadan kaldırmak ve onları önlemek için neredeyse tüm servetlerini bağışlayacaklarını söylediler. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz ve her gün daha da fazlasını göreceğiz çünkü ilerlemeler durmayacak.

Dünyanın en iyi biliminsanlarından bazıları gençleşme teknolojileri üzerine açıkça çalışıyor. Yaygınca bilinen bir örnek vermek gerekirse hem akademide hem de iş dünyasındaki pek çok pozisyonunun yanı Sıra (çünkü yaşam ve ölümle ilgili bu fikirleri akademiden sektöre taşımak gerekiyor) Harvard Tıp Fakültesi'nde genetik profesörü, Harvard ve MIT'de Sağlık Bilimleri ve Teknolojisi profesörü olan Amerikalı genetikçi, moleküler mühendis ve kimyager George Church'ten bahsedebiliriz. İnsan genom dizilemesinin öncülerinden ve kişisel genom ile sentetik biyolojide çığır açan biri olarak kabul edilen Church, yakın zamanlarda şöyle söylemiştir:

Muhtemelen önümüzdeki bir ya da iki yıl içerisinde ilk köpek deneylerine tanık olacağız. Eğer bu işe yararsa insan deneyleri de bundan iki yıl sonra olacak ve sekiz yıl içerisinde tamamlanacaktır. Birkaç tanesi başlayıp başarıyla tamamlandığında olumlu bir geri dönüş döngüsü başlar.

Gerçek şu ki gençleşmeyi yasaklayan veya ölüme olan ihtiyacı dayatan bilimsel bir ilke bulunmuyor. Biyolojide de, kimyada da, fizikte de yok. Nobel Fizik Ödüllü seçkin Amerikalı fizikçi Richard Feynman, 1964 yılında verdiği “Modern Toplumda Bilimsel Kültürün Rolü” isimli dersinde bunu şöyle açıklamıştır:

Biyoloji bilimlerinin hiçbirinde ölümün gerekliliğine dair bir işaret bulunmaması olağanüstü bir şey. Sürekli hareketlilik yaratmak istiyoruz diyecek olsanız, fizik üzerine çalışırken ya bunun kesinlikle imkânsız olduğunu ya da yasaların hatalı olduğunu görecek kadar yasa keşfettik. Ama biyolojide henüz ölümün kaçınılmazlığını vurgulayan herhangi bir şeye rastlamadık. Bu, bana onun hiç de kaçınılmaz olmadığını ve biyologların bu sorunun, bu korkunç evrensel hastalığın, insan vücudunun geçiciliğinin neden kaynaklandığını keşfetmeleri ve iyileştirmelerinin an meselesi olduğunu düşündürüyor.

Alıntı: Ölümsüz İnsan

Bunlar da İlginizi Çekebilir
Dergi: Ölümsüzlük
Google: Dijital ölümsüzlük 2045’te
Sayısal Beyin Üzerine Hayaller ve Düşünceler - Zihin Felsefesi

14 Mart 2022 Pazartesi

Tel ve Kablo - Sahne

Yatırımcı Lawrence, New England Tel ve Kablo Şirketi'nin hisselerinin yükseldiğini görür. Ama bunun uzun sürmeyeceğini bilmektedir. Bu yüzden şirket varlıklarının hâlâ para ediyorken satılmasını istemektedir. Ama kendisinin de hissedarı olduğu şirketin yönetim kurulu bunu istemez.

Uzun süre görüşürler. Ama Anlaşamazlar. Hissedarlar toplantısı başlamıştır. Önce Yönetim Kurulu Başkanı konuşur.

Andrew Jorgenson:
...Ha, şöyle deseydi:
İşinizi sizden daha iyi yönetmeyi biliyorum.
İşte bu konuşmaya değer bir şey olurdu.
Ama böyle söylemiyor.
Söylediği şu:
Sizi öldüreceğim!
Çünkü zaman akışı içinde tam bu an,
sizin ölünüz dirinizden daha değerli durumda!
Evet, bu doğru olabilir.
Ama başka doğrular da var.
Bir gün gelecek bu sektör ayağa kalkacak...

Ardından söz sırası Lawrence'a gelir.

Lawrence Garfield:
Amen.
Ve amen.
Ve amen!
Beni bağışlayın, yerel geleneklerinizi çok iyi bilmiyorum.
Benim geldiğim yerde bir duanın arkasından hep böyle denir.
Çünkü az önce duyduğunuz buydu.
Bir dua!
Benim geldiğim yerde bu duaya verilen isim şudur:
Ölü için edilen dua!
Az önce ölü için duayı dinlediniz sevgili hissedar dostlarım,
ve amen demediniz!
Bu şirket artık ölmüş!
...
Diyelim ki dualar karşılık buldu.
Ve bir mucize gerçekleşti!
...
Ama bu durumda bile hâlâ ölü olacağız.
Neden biliyor musunuz.
Fiberoptikler!
Yeni teknolojiler.
Eskinin kenara atılması..

Hissedarlar oylamaya başlar. Ve Lawrence'i haklı bulurlar. Lawrence'in yeni Yönetim Kurulu listesini seçerler. Bu yönetim kurulunun işi şirketin varlıklarını satmaktır.


Şirketi kurmuş olan Yönetim Kurulu büyük hayal kırıklığına uğramıştır. Zor olmuştur. Ama tel ve kablo işinin öldüğünü kabullenmiştir. Telefon için tel kullanmak geçmişte kalmıştır. Artık fiberoptik vardır. Çok daha hızlı veri aktarımı sağlamaktadır. Metal tele talep bitecektir. Yönetim Kurulu üzgündür ama bir fikir bulur. Hava Yastıkları! Hava yastıklarında paslanmaz çelik kullanılmaktadır. Evet, hava yastıkları üretilebilir. Uzun bir zaman daha hava yastıklarına talep olacaktır nasılsa. Böylece şirketlerini kurtarmış olacaklardır. Avukatları, Lawrence'i arar. :-)

Film ABD Borsa ve Yatırım Sistemini hicvetmektedir. :-)



12 Mart 2022 Cumartesi

Beceriksizlik - Yapay Zeka

Yapay zekâ temelli sorunların kaynağını “öğrenim aşaması sırasında yapılan hatalar” ve “performans aşaması sırasında yapılan hatalar” olarak iki kategoriye ayırabiliriz. Bu tip sistemlerin, tasarımcıların istediği şeyleri değil, farklı ama bağlantılı bir fonksiyonu öğrenme ihtimali düşük de olsa her zaman vardır.

Bu konuda çok bilinen bir örneğin başrolünde, ABD Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı bilgisayarlı görüş sistemi yer almıştır. Sistem, kamuflajlı düşman tanklarını otomatik görecek şekilde eğitilmişse de tankları değil, onların gerisindeki görüntüleri ayırt etmeyi öğrenmişti. Dikkatsizce tasarlanmış fonksiyonlar yüzünden yapay zekânın başka tuhaflıklar sergilediği de görülmüştü. Örneğin bir oyunu tam kaybetmek üzereyken durdurması veya topa sahip olma üstünlüğünü sağlamak için olur olmaz her an topa dokunması gibi durumlar yaşanmıştı.

Yaşanabilecek sorunları daha iyi anlamak ve önlemek veya en azından ciddiyet kazanmadan gidermek için yakın geçmişte yaşanan yapay zekâ sorunlarına bakmak gerekir. Geçmiş yıllarda yaşanmış yapay zekâ sorunlarından bazıları şunlardır:1

• Otomatik e-posta cevaplayıcısı, kişinin mesai arkadaşlarına “Seni seviyorum” gibi uygunsuz cevaplar yazar.
• Otomobil parçalarını tutup taşıma görevini yerine getiren robot, bir işçiyi öldürür.
• Görüntü etiketleme yazılımı, siyahi kişileri goril olarak etiketler.
• Tıp sektöründe kullanılan yapay zekâ, astım hastalarının zatürreden ölme olasılığını düşük olarak hesaplar.

• Yetişkinlere yönelik içerikleri filtreleme yazılımı, uygunsuz içeriği yok etmekte başarısız olur ve çocuklar, şiddet ve cinsellik içeren görsellere maruz kalır.
• Yeniden suç işleme eğilimini hesaplamakla görevlendirilen yapay zekâ, ırkçı kestirimler yapar.
• Yapay zekâ, yarış oyununu kazanabilmek, parkuru tamamlamak yerine, parkurdaki bonusları toplamaya girişir ve birinciden daha çok puan toplamayı da başarır.
• İnsanlar tarafından kontrol edilmeyen bilgisayar oyunu karakterleri, izin verilmemiş süper silahlar tasarlar.
• Yapay zekâ, güzellik yarışmasına katılan kadınları değerlendirip koyu tenlilere düşük puan verir.
• Alışveriş merkezindeki güvenlik robotu bir çocuğa çarpıp yaralanmasına yol açar.
• Kendi kendine giden otomobil, ölümlü kazaya karışır.

Kullanıcılar her gün yapay zekânın beceriksizlikleriyle karşı karşıya kalıyor. Spam filtresi önemli e-postaları filtreliyor, navigasyon sizi yanlış yerlere götürüyor, makinelerin yaptığı çeviriler cümlelerin anlamını bozuyor, otomatik düzeltme özelliği yazmak istediğiniz sözcüğü değiştirip bambaşka bir sözcüğü dayatıyor, biyometrik sistemler insanları tanımıyor, metin deşifre programları söylenenleri anlamıyor, vs. Beceriksizlik yapmayan yapay zekâ örneği bulmak gerçekten çok zor.

Yapay zekâ beceriksizliklerini incelediğimizde basit bir genellemeye ulaşıyoruz. X görevini yapmak üzere tasarlanmış bir yapay zekâ sistemi, bir gün mutlaka o X görevini yapmakta başarısızlığa uğrar. Çok basit gibi görünse de aslında son derece isabetli bir genellemedir. Gelecekte yapay zekânın nerelerde beceriksizlikler yapacağını kestirmekte büyük bir isabet oranıyla kullanılabileceğimiz bir referanstır. Örneğin günümüz ve geleceğin en gelişmiş yapay zekâ sistemlerini göz önünde tutarsak şu kestirimleri yapabiliriz:

Yapay zekâlı doktorlar, bazı hastalara gerçek doktorların asla koymayacağı yanlış teşhisler koyabilir.
• Video betimleme yazılımları, filmlerin konusunu yanlış anlayabilir.
• Espri üretme yazılımı, komik espriler üretmeyi beceremeyebilir.
• Kinaye tespit yazılımı, iğneli sözlerle samimi sözleri birbirinden ayırt edemeyebilir.
• İşe alım yazılımı, sistematik olarak taraflı davranabilir ve aslında yetersiz kişileri işe alabilir.
• Mars’a gönderilen robot, bulunduğu konumun arazi yapısını yanlış anlayıp bir kraterin içine yuvarlanabilir.

• Vergi hazırlama yazılımı, önemli vergi iadesi avantajlarını gözden kaçırabilir, yanlış iade taleplerinde bulunabilir.

Bu örnek ve analizlerden neler öğrenebiliriz? Beceriksizlikler, başarısızlıklar her zaman olacaktır. Bu, hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Ancak yine de en iyi uygulamaları geliştirip hayata geçirmekten geri durmamalıyız. Mesela şunları yapabiliriz:

Sisteme kullanıcı tarafından sağlanacak veri girişi kontrol edilebilir, öğrenme sürecinin doğrulanmış veri girişlerine dayanması sağlanabilir.
• Algoritmalardaki ırk, cinsiyet, yaş gibi taraflı davranmaya açık hususlar denetlenebilir.
• Yazılımın ne şekilde çuvallayacağı dikkatle incelenip, olası her senaryo için bir güvenlik mekanizması oluşturulabilir.
• Daha az “akıllı” bir yedek ürün veya hizmet el altında hazır tutulabilir.

• Bir rezalet yaşanması durumunda medyayla iletişim konusunda yapılacaklar planlanabilir. (İpucu: İlk sözünüz özür dilemek olsun.)

Bana göre, yapay zekânın becerileri geliştikçe, beceriksizliklerinin sıklık ve şiddeti de artacaktır. Günümüzde kısıtlı bir alanda kullanılan yapay zekânın yaşattıkları, sadece buzdağının görülebilen ucudur. Birden fazla alanda yetkinliğe sahip genel maksatlı yapay zekâlar geliştirdiğimizdeyse, utanç verici durumlara düşmek, kaygılanmamız gereken meselelerin en sonuna düşecektir.

Alıntı: ŞİRKETİNİZİN ALGORİTMALARI HATA YAPARSA NELER OLUR Makalesi – Yazan Roman V. Yampolskiy

Dijital Dönüşüm YAPAY ZEKÂ - Harvard Business Review


İlginç bir makale. Sıraladığı örneklerden bazılarını inceleyelim. Yapay zeka için “Kinaye tespit yazılımı, iğneli sözlerle samimi sözleri birbirinden ayırt edemeyebilir.” örneği verilmiş. Bu gerçekten olabilir. İlgi alanları oldukça farklı iki insan varsayalım. Birbirlerini pek tanımıyor olsunlar. Bunlar konuşmaya başladıklarında birbirlerinin çoğu göndermesini fark etmeyeceklerdir. Anlamadıkları ironileri olacaktır. Elbette fark edilmeyen çeşitli kinayeler de olacaktır. Hatta bazen kinayenin çok karmaşık olması bile gerekmez ve karşıdaki fark edemez. Makalede “Otomatik e-posta cevaplayıcısı, kişinin mesai arkadaşlarına “Seni seviyorum” gibi uygunsuz cevaplar yazar.” örneği verilmiş. Karşısındaki kişinin verdiği işaretleri yanlış yorumlayabilir. Kendisine ilgi gösterdiğini sanabilir. Ve sonunda ona “Seni seviyorum” şeklinde uygunsuz seslenir. İnsanlar arasında bazen böyle durumlara rastlanır. İnsanların yanılması daha karmaşık nedenlere bağlı olacaktır sadece. Makalede “Yapay zekâ, güzellik yarışmasına katılan kadınları değerlendirip koyu tenlilere düşük puan verir.” örneği verilmiş. Bir yapay zeka, önceki güzellik yarışmalarının sonuçlarının istatistiğine bakarak ya da internetteki güzellik değerlendirmelerinin istatistiğine bakarak, güzelliği açık tenli ağırlıklı olarak tanımlayabilir. Bu doğru. Ama mesela bir çocuğun etrafı yoğun şekilde koyu tenli insanlarla sarılı olduğunda, o da yetişkinliğinde, güzelliği koyu tenli ağırlıklı olarak tanımlayabilir. Çünkü beynindeki sinir ağının, karşılaşmalarından çıkardığı istatistiksel sonuç ağırlığı bu yönde olacaktır. Söz güzellikten açılmışken, bu duruma verilecek iyi bir örnek şu olacaktır: İnsanlar bir uzaylı medeniyetle karşılaşmış olsun: İnsanlar onları güzel olarak değerlendirmeyecektir. Güzellik için oluşturdukları tanımlarla uyumsuz olacaktır. Çünkü uzaylı medeniyet insana benzemeyecektir. Belki en basit güzellik tanımları olan “iki gözü, iki kolu, iki bacağı olması” ön beklentisine uymayacaktır. Makalede “Kendi kendine giden otomobil, ölümlü kazaya karışır.” örneği veriliyor. Şoförlerin defalarca geçtiği yollar vardır. Orada arabalarını gayet başarılı kullanırlar. Ama kar yağdığında algıları şaşırabilir. Yanlış karar verirler. Ve kaza yaparlar. Kar yağdığında kaza haberlerinde artış olur. Mesela şoförün, ezbere bildiği yolda koca yolcu otobüsünü uçurumdan düşürdüğü haberleri mevcuttur. İnsanların algıları da tamamen mükemmel çalışmaz yani, hatalı karar vermesine neden olabilir. Elbette kendi kendine giden otomobil çok dikkatli eğitilmelidir. Piyasaya çıktıktan sonra bile test edilmeye devam edilmelidir. Kaza yapması, çok dikkatli şekilde geliştirilmesinin sürdürülmesi için bir uyarıdır!

Bana göre, yapay zekânın becerileri geliştikçe, beceriksizliklerinin sıklık ve şiddeti de artacaktır. Günümüzde kısıtlı bir alanda kullanılan yapay zekânın yaşattıkları, sadece buzdağının görülebilen ucudur. Birden fazla alanda yetkinliğe sahip genel maksatlı yapay zekâlar geliştirdiğimizdeyse, utanç verici durumlara düşmek, kaygılanmamız gereken meselelerin en sonuna düşecektir.” şeklinde ilginç bir öngörüyle sürüyor makale. İnsanlar okula gönderilir. Mümkün olduğunca eğitilmeye çalışılır. Böylece hayatı daha iyi anlayıp daha az hata yapması sağlanmaya çalışılır. Ama elbette insanın hataları sıfıra indirilemez. Bir çocuk, verilen eğitimi beklenmedik şekilde yorumlayabilir. Yanlış sonuçlara varabilir. Yetişkinliğinde istenmeyecek eğilimler gösterebilir. Mesela ırkçı eğilimler gösterebilir. İnsanın, verilen bilgileri tamamen doğru anlamasının bir garantisi yoktur. Aynı şekilde, yapay zekanın da verilen bilgileri tamamen doğru anlamasının bir garantisi olamaz. İnsan zekası, yapay zeka veya uzaylı zekası, zekanın her çeşidinin yanlış anlama olasılığı hep vardır. Yapay zeka geliştikçe yaptığı hatalar karmaşıklaşır. Eğitim süreci kontrol altında tutularak hataları azaltılabilir. İnsanların hataları yapay zeka kadar basit nedenlere bağlı değil. Ama şimdilik böyledir. Gelecekte yapay zeka insandan daha gelişmiş olacaktır. İşte o zaman, örneğin dışarıdan bakacak bir gözlemci, insanı yapay zekadan daha beceriksiz bulacaktır artık. İnsan beyni evrimleştikçe beceriksizliği azalmış olduğuna göre yapay zeka geliştikçe beceriksizliklerinin artacağını düşünmek çelişkili görünmektedir. Ha evet, yapay sinir ağı özensiz kurulur, eğitimine çok dikkat edilmezse beceriksizliği aratacaktır. Sadece odaklandırıldığı konuyu çözen değil, insan gibi konuların farkında olan Yapay Genel Zekaya özensiz bir yapay sinir ağıyla ulaşılamaz zaten. Dolayısıyla beceriksizliği belli bir konuda kalır.