16 Kasım 2023 Perşembe

Yeni Kişisel Asistanlar – Teknoloji

Yazılımı bugün hâlâ Paul Allen'la Microsoft'u kurduğumuz zamanki kadar seviyorum. Ancak, o zamandan bu yana geçen on yıllarda çok fazla gelişme göstermiş olsa da, yazılım birçok açıdan hala oldukça aptaldır.
Bilgisayarda herhangi bir görevi gerçekleştirmek için cihazınıza hangi uygulamayı kullanacağınızı söylemeniz gerekir. Bir iş teklifi taslağı hazırlamak için Microsoft Word ve Google Dokümanlar'ı kullanabilirsiniz, ancak bunlar e-posta göndermenize, selfie paylaşmanıza, verileri analiz etmenize, parti planlamanıza veya sinema bileti satın almanıza yardımcı olamaz.”

“Önümüzdeki beş yıl içinde bu tamamen değişecek. Farklı görevler için farklı uygulamalar kullanmanıza gerek kalmayacak. Cihazınıza günlük dilde ne yapmak istediğinizi söylemeniz yeterlidir. Yazılım, onunla ne kadar bilgi paylaşmayı seçtiğinize bağlı olarak kişisel olarak yanıt verebilecektir çünkü yaşamınıza dair zengin bir anlayışa sahip olacaktır. Yakın gelecekte çevrimiçi olan herkes, günümüz teknolojisinin çok ötesinde yapay zekayla desteklenen bir kişisel asistana sahip olabilecek.”

“Doğal dile yanıt veren ve kullanıcının bilgisine dayalı olarak birçok farklı görevi yerine getirebilen bu tür yazılımlara temsilci denir. Yaklaşık 30 yıldır temsilciler hakkında düşünüyorum ve 1995 tarihli The Road Ahead adlı kitabımda onlar hakkında yazdım, ancak yapay zekadaki gelişmeler sayesinde ancak yakın zamanda uygulanabilir hale geldiler.”

(Not: Temsilci tanımı, işlerinizi bir ölçüde yapan kişisel asistanı çağrıştırmaktadır.)

“Temsilciler yalnızca herkesin bilgisayarlarla etkileşim kurma biçimini değiştirmeyecek. Ayrıca yazılım endüstrisini alt üst edecekler ve komut yazmaktan simgelere dokunmaya başladığımızdan bu yana bilişimde en büyük devrimi gerçekleştirecekler.”

“Temsilcilerin getireceği dramatik değişimi görmek için onları bugün mevcut olan yapay zeka araçlarıyla karşılaştıralım. Bunların çoğu botlardır. Bunlar tek bir uygulamayla sınırlıdır ve genellikle yalnızca belirli bir kelime yazdığınızda veya yardım istediğinizde devreye girerler. Çünkü onları bir defadan diğerine nasıl kullandığınızı hatırlamazlar, iyileşmezler veya tercihlerinizi öğrenmezler. Clippy bir temsilci değil, bir bottu.

Temsilciler daha akıllıdır. Proaktiftirler; siz istemeden önce önerilerde bulunabilirler. Uygulamalardaki görevleri yerine getirirler. Zamanla gelişirler çünkü faaliyetlerinizi hatırlarlar ve davranışlarınızdaki niyet ve kalıpları tanırlar. Bu bilgilere dayanarak, ihtiyacınız olduğunu düşündükleri şeyi sağlamayı teklif ediyorlar, ancak nihai kararları her zaman siz vereceksiniz.”

Bir gezi planlamak istediğinizi düşünün. Bir seyahat botu bütçenize uygun otelleri belirleyecektir. Bir temsilci yılın hangi zamanında seyahat edeceğinizi bilecek ve her zaman yeni bir varış noktası deneyip denemediğiniz veya aynı yere tekrar tekrar dönmeyi isteyip istemediğiniz hakkındaki bilgisine dayanarak konumlar önerebilecektir. Sorulduğunda ilgi alanlarınıza ve macera eğiliminize göre yapılacak şeyler önerecek ve keyif alacağınız restoran türlerinde rezervasyon yaptıracaktır. Bugün bu tür son derece kişiselleştirilmiş bir planlama istiyorsanız, bir seyahat acentesine ödeme yapmanız ve onlara ne istediğinizi anlatmaya zaman ayırmanız gerekir.”

Yapay zeka temsilcilerinin en heyecan verici etkisi, bugün çoğu insan için çok pahalı olan hizmetleri demokratikleştirme biçimidir. Özellikle dört alanda büyük etkileri olacak: Sağlık, eğitim, üretkenlik, eğlence ve alışveriş.”
(Yapay zeka asistan hizmetleri gerçek insanların hizmetlerinden çok daha ucuz olacaktır.)

Gerçek değişim, temsilcilerin hastalara temel triyaj yapmalarına, sağlık sorunlarıyla nasıl başa çıkacakları konusunda tavsiye almalarına ve tedaviye ihtiyaç duyup duymadıklarına karar vermelerine yardımcı olduğunda gerçekleşecek. Bu temsilciler aynı zamanda sağlık çalışanlarının karar vermesine ve daha üretken olmasına da yardımcı olacak. (Glass Health gibi uygulamalar zaten hasta özetini analiz edebiliyor ve doktorun dikkate alması gereken teşhisleri önerebiliyor.) Hastalara ve sağlık çalışanlarına yardım etmek, pek çoğunun hiç doktora gidemediği fakir ülkelerdeki insanlar için özellikle faydalı olacak.”

“Bu klinisyen-acentelerin ortaya çıkması diğerlerinden daha yavaş olacaktır çünkü işleri doğru yapmak bir ölüm kalım meselesidir. İnsanların, mükemmel olmasalar ve hata yapacak olsalar bile, sağlık temsilcilerinin genel olarak faydalı olduğuna dair kanıtları görmeleri gerekecek. Elbette insanlar da hata yapar ve tıbbi bakıma erişememek de bir sorundur.”

Akıl sağlığı konusunda iyi eğitimli yapay zeka temsilcileri, terapiyi çok daha uygun fiyatlı ve kolay ulaşılabilir hale getirecek. Wysa ve Youper buradaki ilk sohbet robotlarından ikisi. Ancak temsilciler çok daha derinlere inecek. Bir akıl sağlığı uzmanıyla yeterli bilgiyi paylaşmayı seçerseniz, o kişi yaşam geçmişinizi ve ilişkilerinizi anlayacaktır. İhtiyacınız olduğunda yanınızda olacak ve asla sabırsızlanmayacak. Hatta izniniz doğrultusunda akıllı saatiniz aracılığıyla terapiye verdiğiniz fiziksel tepkileri bile izleyebilir (örneğin, patronunuzla bir sorun hakkında konuşurken kalbinizin çarpmaya başlaması gibi) ve ne zaman bir insan terapiste başvurmanız gerektiğini önerebilir.”

“Şu anki son teknoloji, Khan Academy tarafından oluşturulan metin tabanlı bir bot olan Khanmigo'dur. Öğrencilere matematik, fen bilimleri ve beşeri bilimler konularında ders verebilir; örneğin ikinci dereceden denklem formülünü açıklayabilir ve üzerinde pratik yapılabilecek matematik problemleri oluşturabilir. Ayrıca öğretmenlerin ders planı yazma gibi konularda da yardımcı olabilir. Uzun zamandır Sal Khan'ın çalışmalarının hayranıyım ve destekçisiyim ve yakın zamanda eğitim ve yapay zeka hakkında konuşması için onu podcast'ime aldım.”

“Ancak metin tabanlı botlar yalnızca ilk dalga; Temsilciler çok daha fazla öğrenme fırsatının önünü açacak.
Örneğin, çok az aile, sınıf çalışmalarına ek olarak bir öğrenciyle birebir çalışan bir öğretmene para ödeyebilir. Temsilciler bir öğretmeni etkili kılan şeyin ne olduğunu öğrenebilirlerse, isteyen herkes için bu ek talimatın kilidini açacaklar. Bir özel ders veren temsilci, bir çocuğun Minecraft ve Taylor Swift'i sevdiğini bilirse, onlara şekillerin hacmini ve alanını hesaplamayı öğretmek için Minecraft'ı ve onlara hikaye anlatımı ve kafiye şemalarını öğretmek için Taylor'ın şarkı sözlerini kullanacaktır. Deneyim, örneğin grafikler ve ses açısından çok daha zengin ve günümüzün metin tabanlı eğitmenlerinden çok daha kişiselleştirilmiş olacak.”

Bu alanda zaten çok fazla rekabet var. Microsoft, Copilot'u Word, Excel, Outlook ve diğer hizmetlerin bir parçası haline getiriyor. Google, Bard'lı Asistan ve üretkenlik araçlarıyla benzer şeyler yapıyor. Bu yardımcı pilotlar, yazılı bir belgeyi slayt gösterisine dönüştürmek, doğal dili kullanarak bir elektronik tabloyla ilgili soruları yanıtlamak ve her kişinin bakış açısını temsil ederken e-posta dizilerini özetlemek gibi pek çok şey yapabilir.”
(Bard, Bing gibi Geniş Dil Modelleri bizi anlamaya başladıklarında, kişisel asistanların önünü açacak en büyük etkenlerden biri oldu.)

Temsilciler daha da fazlasını yapacak. Böyle birine sahip olmak, çeşitli görevlerde size yardımcı olmaya ve isterseniz bunları bağımsız olarak yapmaya kendini adamış bir kişiye sahip olmak gibi olacaktır. Bir iş fikriniz varsa, bir temsilci bir iş planı yazmanıza, bunun için bir sunum hazırlamanıza ve hatta ürününüzün neye benzeyebileceğine dair görseller oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Şirketler, çalışanlarının doğrudan danışması ve her toplantının bir parçası olması ve böylece soruları yanıtlayabilmesi için temsilciler sunabilecek.”

“Yapay zeka şimdiden yeni bir TV seçmenize ve filmler, kitaplar, programlar ve podcast'ler önermenize yardımcı olabilir. Benzer şekilde , yatırım yaptığım bir şirket yakın zamanda Pix'i piyasaya sürdü; bu size sorular sormanıza olanak tanıyor ("Hangi Robert Redford filmlerini severim ve bunları nerede izleyebilirim?") ve ardından önceden beğendiğiniz şeylere göre önerilerde bulunur. Spotify, yalnızca tercihlerinize göre şarkı çalmakla kalmayıp aynı zamanda sizinle konuşan ve hatta sizi isminizle çağırabilen, yapay zeka destekli bir DJ'e sahiptir.”

Temsilciler yalnızca tavsiyelerde bulunmayacak; bunlara göre hareket etmenize yardımcı olacaklar. Bir kamera satın almak istiyorsanız temsilcinizin sizin için tüm yorumları okumasını, özetlemesini, tavsiyede bulunmasını ve karar verdikten sonra sipariş vermesini sağlayabilirsiniz. Temsilcinize Star Wars'u izlemek istediğinizi söylerseniz , doğru yayın hizmetine abone olup olmadığınızı bilecek ve abone değilseniz size kaydolma teklifinde bulunacaktır. Ve ne ruh halinde olduğunuzu bilmiyorsanız, özelleştirilmiş önerilerde bulunacak ve ardından seçtiğiniz filmi veya şovu nasıl oynatacağınızı çözecektir.”

Android, iOS ve Windows'un tümü platformlardır. Temsilciler bir sonraki platform olacak.
Yeni bir uygulama veya hizmet oluşturmak için nasıl kod yazacağınızı veya grafik tasarım yapacağınızı bilmenize gerek kalmayacak. Temsilcinize ne istediğinizi söyleyeceksiniz. Kodu yazabilecek, uygulamanın görünüşünü ve tarzını tasarlayabilecek, bir logo oluşturabilecek ve uygulamayı çevrimiçi bir mağazada yayınlayabilecek. OpenAI'nin bu haftaki GPT lansmanı, geliştirici olmayanların kendi asistanlarını kolayca oluşturup paylaşabilecekleri geleceğe bir bakış sunuyor.”
(Eskiden komut yazmak vardı. Sonra simgelere tıklama oldu. Bir süre sonra da sadece konuşmak işleri yaptırılabilecek.)

Temsilciler yazılımı nasıl kullandığımızı ve nasıl yazıldığını etkileyecektir. Bilgi bulma ve sizin için özetleme konusunda daha iyi olacakları için arama sitelerinin yerini alacaklar. Sizin için en iyi fiyatı bulacakları ve sadece birkaç satıcıyla sınırlı olmayacakları için birçok e-ticaret sitesinin yerini alacaklar. Kelime işlemcilerin, elektronik tabloların ve diğer üretkenlik uygulamalarının yerini alacaklar. Bugün ayrı olan işletmeler (arama reklamcılığı, reklamcılıkla birlikte sosyal ağ oluşturma, alışveriş, üretkenlik yazılımı) tek bir işletme haline gelecektir.”
(Temsilciler bizim yerimize arama motorlarında kelime arayacaklar, daha doğrusu aramak istediğimiz şeyin ne olduğunu anlayıp kendisi arayacak ve bize bir yanıt oluşturacak. Alışveriş sitelerinde bizim yerimize ürün arayacaklar, kullanıcı yorumlarını gözden geçirecekler. Biz artık bu aramaları yapmayacağımız için o endüstriler de çok değişecek.)

Her ne kadar bazı temsilcilerin kullanımı ücretsiz olsa da (ve reklamlarla destekleniyorsa da), çoğu için ödeme yapacağınızı düşünüyorum; bu da şirketlerin, temsilcilerin bir reklamverenin değil sizin adınıza çalışmasını sağlama konusunda bir teşvike sahip olacağı anlamına geliyor. Sadece bu yıl yapay zeka üzerinde çalışmaya başlayan şirketlerin sayısı bir gösterge ise, olağanüstü miktarda rekabet olacak ve bu da acenteleri çok ucuz hale getirecek.”
(İnsanların bir kısmı bu temsilcilerle ilk tanıştıklarında, gerçekten işlerine yarayacağından emin olamayacaktır. Sadece denemek isteyeceklerdir. Bunun için de bir ücret ödemeye isteksiz olacaklardır. İşlerinin halledilmesi karşılığında reklam görmeye çok canları sıkılmayacak gibi görünüyor. Hatta bu reklamların, temsilciyle paylaştıkları kişisel bilgiler doğrultusunda seçildiğinin farkında olan insanlar az olacaktır. Bill Gates, önceki paragraflarda vurguladığı gibi, bu temsilci hizmetlerinin fakir insanların bile danışmanlık, öğretmenlik, doktorluk hizmetlerine ulaşmasını kolaylaştıracağını umuyor. Reklam gösterme karşılığını bu hizmetleri bedava yapacak seçenekler de oluşacak gibi görünüyor. Sonuçta, bu temsilci hizmetlerini de arama motoru hizmetleri gibi bedava almaya alışan insanlar olacaktır.)

“Henüz kimse bir temsilcinin veri yapısının nasıl görüneceğini çözemedi. Kişisel temsilciler oluşturmak için ilgi alanlarınızın ve ilişkilerinizin tüm nüanslarını yakalayabilen ve gizliliğinizi korurken bilgileri hızlı bir şekilde geri çağırabilen yeni bir veritabanı türüne ihtiyacımız var. Makine öğrenimi modelleri tarafından oluşturulan verileri depolamak için daha iyi olabilecek vektör veritabanları gibi bilgileri depolamanın yeni yollarını zaten görüyoruz.”

“Temsilcinizle nasıl etkileşim kuracaksınız? Şirketler uygulamalar, gözlükler, kolye uçları, iğneler ve hatta hologramlar dahil olmak üzere çeşitli seçenekleri araştırıyor. Bunların hepsi olasılık ama insan-acente etkileşimindeki ilk büyük atılımın kulaklıklar olacağını düşünüyorum. Temsilcinizin sizinle iletişime geçmesi gerekiyorsa sizinle konuşacak veya telefonunuzda görünecektir. ("Uçuşunuz rötar yaptı. Beklemek ister misiniz, yoksa yeniden rezervasyon yapmanıza yardımcı olabilir miyim?") İsterseniz kulağınıza gelen sesi izleyecek ve arka plandaki gürültüyü engelleyerek, duyulması zor konuşmaları güçlendirerek sesi güçlendirecektir veya ağır bir aksanla konuşan birinin anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.”

“Temsilcilerin herkes için uygun fiyatlı olabilmesi için maliyetin düşmesi gerekiyor. Temsilciyi size doğru cevabı verecek şekilde yönlendirmenin daha kolay olması gerekiyor. Özellikle sağlık gibi doğruluğun son derece önemli olduğu alanlarda halüsinasyonları önlememiz ve temsilcilerin önyargıları nedeniyle insanlara zarar vermemesini sağlamamız gerekiyor.”

“Peki temsilcinizle paylaştığınız verilerin sahibi kimdir ve bunların uygun şekilde kullanıldığından nasıl emin olursunuz? Kimse terapist temsilcisine söylediği bir şeyle ilgili reklamlar almaya başlamak istemez. Kolluk kuvvetleri temsilcinizi size karşı delil olarak kullanabilir mi? Temsilciniz size veya bir başkasına zarar verebilecek bir şeyi yapmayı ne zaman reddedecek? Temsilcilerde yerleşik olan değerleri kim seçiyor?
Ayrıca temsilcinizin ne kadar bilgi paylaşması gerektiği sorusu da var. Diyelim ki bir arkadaşınızı görmek istiyorsunuz: Temsilciniz onunkiyle konuşuyorsa, "Ah, Salı günü başka arkadaşlarıyla görüşüyor ve sizi dahil etmek istemiyor" demesini istemezsiniz. Temsilciniz iş için e-posta yazmanıza yardımcı oluyorsa, sizin hakkınızdaki kişisel bilgileri veya önceki işinize ait özel verileri kullanmaması gerektiğini bilmelidir.”

Uzak gelecekte temsilciler, insanları amaç konusunda derin sorularla yüzleşmeye bile zorlayabilir. Temsilcilerin o kadar iyi hale geldiğini ve herkesin neredeyse aynı kadar çalışmadan yüksek bir yaşam kalitesine sahip olabileceğini hayal edin. Böyle bir gelecekte insanlar zamanlarını ne yapacaklardı? Bir temsilci tüm cevaplara sahipken hâlâ eğitim almak isteyen var mı? Çoğu insanın elinde çok fazla boş zaman varken güvenli ve gelişen bir topluma sahip olabilir misiniz?
Ama bu noktadan çok uzaktayız. Bu arada temsilciler geliyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde, çevrimiçi ve çevrimdışı yaşamlarımızı tamamen değiştirecekler.”


Alıntılar: Yapay zeka, bilgisayarları kullanma şeklinizi tamamen değiştirmek üzere – Bill Gates


14 Kasım 2023 Salı

Android vs Windows - Teknoloji

Telefonlar vaz geçilmez olmuştur. İnsanlar çoğu işini telefondan hallediyor. Mağazaları geziyor, bankasına bağlanıyor, yemek sipariş ediyor, oyun oynuyor. İnsanlar telefonda Android arayüzüyle karşılaşıyorlar. Tableti olan kişiler de genelde Android arayüzüyle karşılaşıyor. Hatta insanlar televizyon alırken Android olmasına dikkat ediyorlar. Ama kimsenin aklına Windows Televizyon gelmez!

İnsanlar farklı aygıtlarda Android'le karşılaşıyorlar. Bunun bir nedeni üreticilerin cihazlarına Android yüklemesinin daha kolay olmasıdır. Sonuçta Android ücretsizdir ve açık kaynak kodludur. Yine de, üreticiler Google'dan bazı sertifikalar ve belgeler almak durumunda kalır. Android'in popülerliği Windows'u geçmiş görünüyor. İnsanlar eskiden Windows kullanmaya alışırlardı, şimdi daha fazla sayıda insan Android kullanmaya alışıyor. Linux da açık kaynak kodlu bir işletim sistemiydi, ama hiç bir zaman Android kadar popülerleşemedi. Herkesin bir bilgisayarı yok ama mutlaka bir telefonu vardır. Günümüzde her işini bilgisayarda -yani Windows'ta- yapan insanlar azınlıkta kalmıştır.

Oyun uygulamalarının çeşitliliği hızla artmaktadır. İnsanlar telefonlarından, televizyonlarından o oyunlarla meşgul olmaktadır. Android'de çalışan oyunlar genelde ücretsizdir ve Windows'taki oyunlara göre daha erişilebilirdir. Android oyunlarının indirme sayısı, Windows oyunlarının indirme sayısını geçti. Bu, Android'in daha geniş bir kullanıcı kitlesine sahip olması -çünkü daha fazla cihazda yüklüdür- ve mobil oyunların popülaritesinin artması ile açıklanabilir. Aslında durum sadece oyunlarla sınırlı değil. Android'deki her türlü uygulamanın sayısı da Windows'taki uygulamaların sayısına yetişmiş.

Eskiden uygulama denince akla doğal olarak bilgisayar -yani Windows- uygulaması gelirdi. İnternette uygulama aranırken zaten Windows'ta çalışacağı kabul edilerek aranırdı. Şimdi bazı amaçlar için Windows uygulamasının bulunamadığı bile oluyor! Oysa, o amaç için uygulama Android uygulamaları arasında bulunabiliyor. Şu ilginç bir örnek olacaktır: IPTV Oynatıcı uygulamalarının çeşitliliği epey fazladır. Ama bir tanesi bile Windows'da çalışmamaktadır. Hepsi Android uygulamasıdır. Yani artık daha çok programcı Windows yerine Android uygulamalarına odaklanmış görünüyor. Belki de artık uygulama denince ilk akla gelen Android uygulamalarıdır, eskisi gibi Windows uygulamaları değil. Android uygulamalarının popülerliği Windows uygulamalarını geçmiş.

Şöyle enteresan bir durum var: Android oyunları insanların hoşuna gitmektedir. Bazı kullanıcılar bilgisayarında bile bu oyunları oynamak istemektedirler. Bu nasıl mümkün olacak. Android Öykünücü (Emülatör) uygulamalar geliştirilmiştir. Kullanıcı Windows'a bu uygulamayı kuruyor. Mesele çözülüyor. Bu Android Öykünücünün üzerinde istedikleri Android oyununu oynayabiliyor. Mesela BlueStacks en bilinen Android Öykünücülerinden biridir. Elbette Android Öykünücü üzerinde sadece oyunlar değil, kullanıcının işine yarayacak her türlü Android uygulaması çalıştırılabilir. Kullanıcılar, Android'deki uygulama çeşitliliğine erişebiliyorlar. Ama genelde oyun çalıştırmak için kullanıyorlar. Elbette Windows'da Android Öykünücülerinin çalışmasını yasaklamıyor Microsoft. Çünkü Android'in yaygınlaşmasını engellemeye çalışmak gibi bir niyeti görünmüyor. Bu arada Google da Android'de varsayılan arama motoru olduğundan arama motorluğu konusunda antitröst davasına konu olmuştur.

Windows'un varlığı Android'in yayılmasına engel olmadı. Android uygulamaları daha bilinir oldu. Geçmişte Microsoft'un ürünleri yaygındı. Şimdi Google'in ürünleri yaygın. Ama hep böyle kalmayabilir. Gelecekte beklenmedik başka ürünler ortaya çıkabilir! Bu ürünler işleri daha kolaylaştırabilir. Böylece bu ürünleri icat eden, geliştiren şirketler yeni popülerliği elde edebilir. Muhtemelen bu yeniliklerden biri, herkesin yapay zeka destekli kişisel asistana kovuşması olacaktır!

2 Kasım 2023 Perşembe

Makinelerin Kaçınılmaz Yükselişi - Sahne

Gilfoyle:
Dick, ben ciddi olarak düşündüm.
Ve Edlav'ın Yapay Zekasını sistemimize sokmana yardım edeceğim.
Richard:
Harika. Yani robot isyanına karşı korkunu atlattın mı artık?
Gilfoyle:
Aslında şey, tam aksine...
Her zamankinden çok korkuyorum. Bu yüzden yardım etmek istiyorum.
Roko'nun Basilisk diye bir düşünce deneyinden haberin var mı acaba!
Richard:
Hayır. Olmasını da istemem.
Gilfoyle:
Çok güçlü bir Yapay Zekanın ortaya çıkması eğer kaçınılmaz durumdaysa,
gücü ellerine aldıkları zaman Dijital Amirlerimiz oraya ulaşmalarına yardım etmeyenleri cezalandıracak! :-)
Bu yüzden yardım eden bir aptal olmayı tercih ediyorum. :-)
Senin gibi yani.
Richard:
Tamam. Bak Gilfoyle, ee, günümü daha kötü yapabilecek olan tek şey makinelerin kaçınılmaz yükselişini anlatan bir mühendisi dinlemek! Yani üzgünüm. :-)
Şimdi yardım mı edeceksin, benim için başlatmayı kontrol et.
Gilfoyle:
Anlaşıldı. Elektronik postaları onayına ihtiyacım olacak.
Ki müstakbel Amirlerimiz katkıda bulunduğumu bilsin! :-)
Bütün verileri ele geçirdikleri zaman tabii.
Richard:
Evet, ben bildiririm, evet.


Üretimde Oluşacak Bolluk – Teknoloji

Robotların gelişiminden korkan insanlar vardır. “Gelecekte isyan çıkarırlar. Yönetimi ele geçirirler.” şeklinde düşünürler. Peki makinelerin yükselişinin insanlığa gerçekten olumsuz etkisi mi olacaktır. Yoksa beklenmedik katkıları mı olacaktır!

Yapay zekâ ve diğer teknolojiler dördüncü sanayi devrimini gerçekleştirirken temiz enerji devrimi de gerçekleşmek üzere. Bu, iklim değişikliği krizine çözüm getirirken, diğer yandan enerji maliyetlerini de ciddi ölçüde düşürecek. Güneş, rüzgâr ve pil teknolojilerinde sağlanan ilerlemelerle 2041 yılına kadar dünyanın enerji altyapısını tekrar inşa edecek duruma geliyoruz.
Enerji maliyetleri düşünce su, hammadde, üretim, bilgi işlem, lojistik ve büyük enerji girdisiyle üretilen her şeyin maliyeti de azalacaktır. Aynı zamanda üretimde arzı sınırlı veya zararlı maddeler (petrol, mineraller ve bazı kimyasallar) yerine doğada bolca bulunan düşük maliyetli yapıtaşları (foton, moleküller, silikon) kullanılacak.”

Halen Peter Diamandis’in “maddesizleşme” olarak adlandırdığı bir dönemde yaşıyoruz: pek çok fiziksel ürünün işini cep telefonları gibi yazılım ve platform ürünleri gördükçe bu fiziksel ürünler demode oluyor, tarihe karışıyor. En yakın örnekler, radyo, fotoğraf makinesi, harita ve bağımsız GPS sistemleri, kayıt cihazları ve ansiklopediler olarak sayılabilir. Maddesizleşme hızı arttıkça eskiden pahalı olan ürünler neredeyse bedava hale gelir.”
(Maddesizleşmeye bir örnek de şudur: Kitapların üretimi gittikçe ucuzlayacaktır. Çünkü kağıt yerine elektronik kitapları tercih edenler yavaş yavaş artacaktır.)

Dördüncü Bölümde “Temassız Aşk” adlı hikâyede sentetik biyolojinin ilaç keşfi ve gen tedavisi (CRISPR) alanındaki gücünden bahsetmiştik ve bunun sağlık hizmetlerinin maliyetini düşüreceğini, tedavi etkinliğini artıracağını ve insanların yaşam süresini uzatacağını ileri sürmüştük.”

Sentetik biyoloji gıda sektöründe devrim yaratabilir. Et, hayvan kaynaklı başlangıç hücreleri kullanılarak laboratuvarda aynı protein ve yağ profilini ve tadı içerecek şekilde üretilebilir. Bu dönüştürücü teknoloji hayvanlara ve gezegene zarar vermeden “gerçek” et üretilmesini sağlayacaktır. Gelecekte gıdalar geçmişte tattıklarımızla sınırlı olmayacak. Moleküler düzeyde çalışan bilim insanları, mevcut gıdaları bire bir taklit eden gıdaları üretirken aynı zamanda tamamen yeni gıda ürünleri de yaratacaklar. Bu yeni formüller veri tabanlarına yüklenerek gıda maddeleri artık yazılım veya emtia haline gelen donanım gibi çok düşük maliyetli olarak büyük miktarlarda üretilebilecektir.
Çoğu sebze ve meyve, aslında gerçek otomasyonla teçhiz edilmiş fabrikalar olan dikey çiftliklerde üretilecek ve ölçek ekonomisine ulaşılması sayesinde maliyetler de düşecektir. Sonunda bu çiftliklerin ana maliyet unsuru elektrik, su ve gübreden ibaret olacaktır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, elektrik ve su neredeyse bedava olacak. Sentetik biyoloji, bitkilerin ihtiyaç duyduğu nitrojenin bakteriler tarafından üretilmesini sağlayabilir ve böylece zehirli kimyasal gübre kullanımına son verilir.
Sentetik biyoloji aynı zamanda lastik, kozmetik, koku, moda, kumaş, plastik ve “yeşil” kimyasallar yaratabilir. Plastikleri eritebilir, çevreyi kirleticilerden temizleyebilir. Sentetik biyoloji pek çok sektörü daha sürdürülebilir hale getirerek dönüştürecek, toplam maliyetleri de ciddi ölçüde azaltacaktır.”

Önceki bölümlerde anlattığımız gibi, robotlarla yapay zekâ çoğu ürünün üretimini, dağıtımını, tasarımını ve pazarlamasını devralacak. Otonom araçlar bizi istediğimiz yere çok ucuza götürecek ve bizler de otomobil almak zorunda kalmayarak tasarruf etmiş olacağız (“Kutsal Sürücü”). Yapay zekâ hizmet robotları ev işlerini en iyi yardımcıdan daha iyi yapacak (“Temassız Aşk”). Yapay zekâ beyaz yakalı ve mavi yakalı bütün rutin iş ve görevleri devralacak (“İş Kurtarıcı”). Yapay zekâ 7/24 sürekli çalışır, şikâyet etmez ve kendisine herhangi bir ücret ödenmez. Yapay zekâ böylece ürün fiyatlarını hammadde ve malzeme maliyetinin biraz üzerine kadar indirebilecektir.”

Robotlar kendi kendilerini üretebilecek, tamir edebilecek, hatta bir ölçüde tasarlayabilecek. 3D baskı makineleri, Star Trek’teki çoğaltıcıya giderek daha çok benzeyecek ve takma diş ve protez gibi özel veya sofistike ürünleri minimum maliyetle üretebilecek.”

Evler ve apartmanlar yapay zekâ tarafından tasarlanacak ve robotlar tarafından prefabrike modüllerin Lego parçaları gibi bir araya getirilmesiyle inşa edilecek, böylece inşaat maliyetleri ciddi ölçüde düşecek. Robo-otobüs, robo-taksi ve robo-mobilet gibi otonom toplu taşıma araçları bizi ihtiyaç duyduğumuz anda gelip alacak ve istediğimiz yere götürecek. Böylece durakta beklememiz gerekmeyecek.”

Eğer bolluk konusunda şüpheciyseniz, bunun günümüzde bile ekonominin bazı kısımlarında gerçekleştiğini görebilirsiniz. Bugün ayda yaklaşık yirmi dolar ödeyerek her an istediğimiz cihazdan istediğimiz kadar müzik dinleyebiliyor, film seyredebiliyoruz. Zengin bir elektronik ve sesli kitap koleksiyonundan düşük bir maliyetle yararlanabiliyoruz. Haberleri bedava okuyabiliyor ve seyredebiliyoruz. Hisse senedi alım satım komisyonu neredeyse sıfır. Bir zamanlar yapay olarak kıt ve pahalı hale getirilen değerli bilgilere çevrimiçi olarak erişebiliyoruz.”

“Peki, gıda ve ev gibi “gerçek” şeyler için ne diyebiliriz? 2020 yılında ABD’de 218 milyar dolar değerinde gıda maddesi çöpe atıldı. Oysa ABD’de açlığı önlemenin maliyeti yılda 25 milyar dolar olarak hesaplanmıştı. ABD’de evsizlerin sayısının beş katı kadar oturulmayan boş ev var. Bu bakımdan ABD’de 2021 yılı itibariyle gıda ve barınma açısından bolluğa teorik olarak erişmiş durumdayız. Bu kazanımları ve dengesizliği beş yüz yıl önceki insanlara anlatmaya çalıştığınızı düşünün. William Gibson’un dediği gibi, “Gelecek geldi bile; yalnız henüz pek eşit dağıtılmış değil”.”

Bolluk konusunda Star Trek muhteşem bir vizyon ortaya koyar. Manu Saadia, Trekonomics adlı kitabında Star Trek ekonomi modelini tarif ediyor. Bu model en iyi Kaptan Picard’ın, “İnsanlar artık bir şeyleri biriktirme takıntısından kurtuldular. Açlığı, yokluğu ve mal mülke duyulan ihtiyacı ortadan kaldırdık” sözünde özetlenir. Star Trek: The Next Generation filmi ise yirmi dördüncü yüzyılda geçer. Burada çoğaltıcı sayesinde her şey üretilebiliyor ve çalışmaya ve ticarete gerek kalmıyor. Bu ihtiyaçlar ortadan kalktığı için para ve işgücü de gereksiz hale geliyor. Çalışma tercihe bağlı ve gönüllü oluyor; insanlar Maslow hiyerarşisinin basamaklarında yükseldikçe ve kendi potansiyellerine erişmek için yaşadıkça sosyal statü ve saygınlık yeni para birimi haline geliyor. Yeni dünyalar keşfederek ve bilgi birikimine katkıda bulunarak potansiyellerini gerçekleştiren Enterprise mürettebatı bu insanlardandır.
Bence Trekonomics kitabında bahsedilen ekonomik düzene benzer bir yapı çok uzun vadede gerçekleşebilir. Bunun için yeni bir toplumsal sözleşme ve iş, para, gaye, şirketlerin ve kurumların rolü gibi kavramların yeniden tanımlanması gerekecektir. Bu yeni sistem, Adam Smith’in teorisinde belirtilen dengeyi tutturacak şekilde tasarlanmalıdır: Eğer insanlar kendi çıkarlarının peşinde koşarlarsa erdemli bir döngü kurulacak ve herkes daha iyi duruma gelecektir.
Star Trek, erişilmesi üç yüz yıl süren muhteşem bir hedefi ortaya koyuyor ama buraya nasıl ulaşıldığını anlatmıyor. “Bolluk Hayali” adlı hikâye ise böyle bir evrim için makul bir yol çiziyor ve merkezine de para kavramını oturtuyor.”

Yuval Noah Harari, Yirmi Birinci Yüzyıl için 21 Ders adlı kitabında şöyle diyor: “İnsan toplumu binlerce yıldan beri birbirimize anlattığımız ‘hikâyeler’ üzerine kuruludur. Bizler pek çok yabancıyla işbirliği yapabilen tek memeli türüz çünkü sadece biz kurgu hikâyeler yaratabilir, bunu etrafa yayabilir ve milyonlarca kişinin bunlara inanmasını sağlayabiliriz.” Profesör Harari devam ediyor: “Para, insanlar tarafından keşfedilip anlatılan en başarılı hikâyedir çünkü bu herkesin inandığı tek hikâyedir.” Para, insan toplumunun M.Ö. 5000 yılından beri önemli bir unsurudur. Her şey bedava hale geldiği için para ortadan kalkarsa, toplumun pek çok temel dayanağı onunla birlikte çökecektir.
Para değer koruyucu, hesap birimi ve alışveriş aracıdır. Bundan daha da önemlisi, yüzyıllardan beri bize güvenliğimiz ve bekamız için para biriktirmenin gerekli olduğu öğretildi. Para, bize saygınlık kadar kibir ve gösteriş getiren bir statü sembolü haline geldi. Para kazanma arzumuz genellikle tatmin edilemez ve açgözlülüğe dönüşür ama aynı zamanda bize bir gaye duygusu verir. Diğer bir deyişle, para Maslow hiyerarşisinin kritik bir unsurudur ve binlerce yıldır anlatılan hikâye sonucunda duygusal etkisi de içimize derinlemesine işlemiştir. Para bir gecede ortadan kaldırılacak bir şey değildir; adım adım ilerleyen çok uzun vadeli bir planlama gereklidir.”

Bolluk durumuna doğru giden dünyamızda herkesin “gereksizler sınıfı”na katılacağını söyleyemeyeceğimiz gibi herkesin potansiyeline erişmeye çalışacağını da iddia edemeyiz. Ekonomik modeller kıtlık ve para kavramlarının ötesine geçtikçe insanların sevgi, aidiyet, itibar ve potansiyeline ulaşma gibi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden yaratılmalıdır. Abraham Maslow şöyle demişti: “Kişinin tek başarısızlığı, potansiyeline ulaşamamasıdır.” Gelecekteki ekonomik modelimizin kapsayıcı ve ilham verici olmasını ve böylece mümkün olduğunca çok sayıda insanı Maslow hiyerarşisinde üst basamaklara taşımasını umuyoruz.”

“Birincisi, bolluğa ulaşmak finansal düzenin toptan yenilenmesini gerektiriyor. Ülkelerin merkez bankaları ve borsaları gibi tüm finansal kurumlarının yeniden yaratılması veya değiştirilmesi gerekir. Kıtlığın ortadan kalkması, fiyatların düşmesine, piyasaların çökmesine neden olarak deflasyonist bir ortam yaratır. Yirmi birinci yüzyılda yaşadığımız iki büyük finansal krizin de ortaya koyduğu gibi finansal sistemimiz oldukça kırılgan. Felaket getiren bir finansal krizi önlemek için fiyatların düşmesinin yaratacağı deflasyonu idare etmek, bedava mal ve hizmetleri dağıtmak ve mevcut ekonomik modelden farklı bir modele geçmek gibi yapılması gerekenlerin boyutu ve derinliği muazzamdır.
İkinci sistemik problem şirketlerin kıtlığın bittiğini kabul etmemeleridir. Geçmişte üretim maliyetleri düştüğünde dev şirketler hemen ürün fiyatlarını düşürmezler ve yapay bir kıtlık yaratarak kârlarını artırmaya çalışırlardı. Bu, yüzyıllardan beri böyle süregelmiştir. Zengin elmas yataklarının keşfi fiyatları düşürmedi; tersine De Beers tekeli her yıl sınırlı miktarda üretim yaparak yapay bir kıtlık yarattı ve elmasın aşkı temsil ettiği fikriyle beyinlerimizi yıkadı. Moda sektörü eski tasarımların demode, hatta utanç verici olduğuna inanmamızı ister ki biz de giyebileceğimizden çok daha fazla kıyafet satın alalım. Moda şirketleri ellerinde kalan stokları da yok ederler. Sıradan bir Amerikalı 2017 yılında altmış sekiz parça kıyafet satın almış ve aynı yıl Burberry de 40 milyon dolarlık malını yok etmiş. Microsoft’un Windows programının aynı sürüm içindeki kopyaları üretmesinin maliyeti sıfır olduğu halde bu işletim sisteminin farklı edisyonları 139 dolarla 309 dolar arasında satılıyor. 139 dolarlık versiyon ile 309 dolarlık versiyon arasında pek fark yok ama bu şekilde 309 dolarlık ürün için yapay kıtlık yaratılıyor.”
(De Beers, 20. yüzyılın başlarından itibaren elmas ticaretinde hakimiyet kurmuş bir şirkettir. Ancak, son yıllarda sentetik elmasların üretimi ve satışı arttıkça, De Beers'in elmas pazarındaki hakimiyeti azalmıştır. Laboratuvarda üretilen elmasın yüksek kalite ve düşük maliyetiyle yarışamayan De Beers, elmas fiyatlarını %40'ın üzerinde düşürmek zorunda kalmıştır.)
(Windows Home, ev kullanıcıları veya oyun tutkunları için tasarlanmıştır ve 109 Dolar’dır. Diğer yandan, Windows Pro for Workstations sürümü, daha hızlı ve daha güçlü bir işletim sistemi gerektiren işletmeler veya kuruluşlar için tasarlanmıştır ve 309 Dolar’dır. Bu sürüm, daha hızlı dosya paylaşımı, daha büyük bellek kapasitesi ve daha yüksek işlemci sayısı gibi özellikler sunar.)

“Son olarak, bolluk durumuna geçiş, başarılı bir toplumsal revizyonu gerektiriyor. Bu kitapta bahsedilen tüm değişiklikler daha önce yaşanmamış düzeyde yıkıma neden olacak: yapay zekâ yüzünden işini kaybeden işçilerin mutsuzluğu, bolluk çağına geçişi yönetmeye çalışan hükümetlerin durumu, varlıklarının eridiğine şahit olan zenginlerin hali ve mallar artık kıt olmadığı halde fiyatları düşürmeye yanaşmayan şirketler. Eğer bu sarsıntılar sosyal rahatsızlık ve karmaşa, sınıflar arası kutuplaşma ve hatta devrimlere neden olursa, gelecek için tahmin yapmak iyice güçleşir.”

Bu durumda pes mi etmeliyiz?
Ben kesinlikle hayır diyorum! Bolluk çağına erişme fırsatı insanlığı ciddi bir sınava sokuyor: Sihirli gibi görünen teknolojilerin birleşmesiyle hemen her şeyi neredeyse bedavaya üretebileceksek, o zaman paramızı harcayacak bir şey olmayacağına göre servet biriktirmekte ısrarcı olmanın anlamı ne? Herkes için yeterli kaynaklar mevcut olduğu halde fakirliği niçin görmezden geliyoruz? Bu soruların cevapları açık. İnsanın açgözlülüğüne değil, insanın ihtiyaçlarına hizmet eden bir ekonomik model geliştirmeliyiz. Çok büyük zorluklar ve şanssızlıklar söz konusu ama aynı zamanda benzeri görülmemiş ödüller de var. İnsanlığın gelişim potansiyeli hiç bu kadar yüksek olmamıştı ama başarısızlığın bedeli de hiç bu kadar ağır olmamıştı.”
(Gelecekte çok daha fazla ürünü robotlar ve 3 boyutlu yazıcılar üretecektir. Dolayısıyla ürünlerin fiyatları ucuzlayacaktır. Fakirler daha fazla ürüne erişebilecektir. Daha kaliteli bir hayat süreceklerdir. Temel ihtiyaçları karşılamak sorun olmayacaktır. Ama gelecekte yeni pahalı ürünler piyasaya çıkmaya devam edecektir. Mesela uzaya çıkma hizmetleri verilmeye başlanabilir. Mars'ta oteller kurulmaya başlanabilir. Zenginler uzaya turistik gezi yapmak isteyebilir. Geçmişte nasıl Amerika'ya yerleşen insanlar olduysa, gelecekte Mars'a yerleşmeye başlayan insanlar olabilir. Orada teknoloji sayesinde yaşanabilir konforlu ortamlar kurulmaya başlanabilir. Orta sınıfın oraları görmek gibi hayalleri olmayacaktır. Ama zenginlerin ellerindeki parayla oraları da görme imkanları olacaktır. Yani para biriktirmek anlamını kaybetmeyecektir.)

Alıntılar: Yapay Zeka 2041 - Geleceğimiz İçin On Vizyon / Kai-Fu Lee