28 Mayıs 2019 Salı

Konuşmayı Anlayabilmek – Yapay Zeka

Liu Qun, Huawei’nin Konuşma ve Dil Bilimi Çalışmaları Başmühendisi, insanlığın zekâ dönemine girdiğine, insan-bilgisayar etkileşimindeki konuşma ve dildeki talepten dolayı akıllı cihazların ve veri hacminin emsalsiz bir şekilde büyümekte olduğuna inanıyor. Doğal Dil İşleme (NLP) yapay zekâ ve bilgisayar biliminde insan makine etkileşiminin etkili bir şekilde sürdürülebilmesi için anahtar bir alan. Gartner’in 2018 Dünya Yapay Zekâ Endüstrisi Gelişimi çalışmasına göre global Doğal Dil İşleme piyasası 2021’de 16 milyar $ olacak.

NLP, uygulamalı bir bilim ve doğrudan dil mekanizmasıyla ilgilenmekten ziyade makinelerin insan dilinin yeteneklerini simüle etmesiyle ilgileniyor. Doğal dili anlamak dış dünyayı kapsamlı bir şekilde anlamayı, aynı zamanda bunu uygulamayı ve manipüle etmeyi gerektiriyor. NLP yapay zekânın en önemli konularından birisi.

Liu, yapay zekâ ve makine öğrenmesi teknolojilerinin görüntü işleme alanında büyük ilerlemeler kaydettiklerini ancak Doğal Dil İşleme alanında hala çok başlangıçta olduklarını söylüyor. NLP’nin geleceğinde bazı problemler olduğunu belirtiyor. Bunlardan birisi anlamsal problemler. Bu problem NLP teknolojisinin nasıl daha derine ineceğiyle alakalı. İnsanların sağduyuyu anlaması kolay bir şey olsa da makine için bu çok zor. Örneğin mobil asistana “yakındaki restoranları bul” dediğinizde telefonunuzda yakındaki restoranların olduğu bir harita görürsünüz. Ancak “Ben açım” dediğinizde ise mobil asistan size bir sonuç vermeyecektir, tabi tasarımcı bu kısmı özellikle tasarlamamışsa. Bu gibi birçok sağduyu bizim bilinçaltımıza işlenmiş durumdadır. Ama yapay zekâ sistem tasarımcısı için tüm bu sağduyuları özetleyip sisteme programlaması imkansız.
(Yapay zekanın konuşmayı daha iyi anlaması için insan dil birikimine, deneyimine yaklaşması gerekiyor. Bu zamanla olacaktır. Aslında çocuklar da böyledir. Yetişkinlerin konuşmasını dinlediklerinde kaçırdıkları, anlamadıkları çok konu olacaktır. Ama yaş ilerledikçe dil deneyimleri artacak, bilgileri artacaktır. Artık mecaz anlamları daha kolay fark edebileceklerdir, örneğin. Böylece yetişkin konuşmalarına daha kolay katılabileceklerdir. Anlamadıkları konuşmalar azalacaktır. Mesela Google Translate de böyledir. İnsanlar, diğer alternatifleri yerine en çok Google Translate'i kullanıyorlar. Çeviri düzeltmesi yapıyorlar. Dolayısıyla bilgi en çok Google Translate'de birikiyor. Daha çok şey deneyimliyor. Öğreniyor. Yani alternatiflerinden daha sık kullanıldığından dolayı da daha iyi çeviri yapıyor.)

Liu NLP’nin geçtiğimiz yıllarda ciddi anlamda gelişmesine neden olan teknolojinin ise derin öğrenme olduğunu söylüyor. Derin öğrenme teknolojileri uygulanmadan önce konuşma, görüntü ve video işleme alanlarında kullanılan matematiksel araçlar tamamen farklıydı. Ancak derin öğrenmenin uygulanması NLP kullanım alanlarında benzeri görülmemiş bir genişlemeye sebep oldu ve NLP baharı gelmiş oldu.

Huawei Noah’s Ark Lab’ta 3 farklı NLP araştırma alanına odaklanılmış durumda. Bunlar ses teknolojisi, bilgisayarlı çeviri ve diyalog sistemleri. Araştırma merkezinden çıkan sonuçlar ise Huawei’nin ürünlerinde ve servislerinde kullanılmakta. Örneğin, Huawei’nin akıllı telefonlarında kullandığı sesli asistan, Noah’s Ark’ta yapılan ses tanıma ve diyalog teknolojilerinin katkılarıyla gelişmekte. Aynı zamanda bilgisayarlı çeviri teknolojisiyle ise çok büyük miktarlardaki şirket içi doküman çevirileri yapılmakta.

Peki NLP’deki tüm bu gelişmeler insanların hayatlarını nasıl etkileyecek? Liu’ya göre NLP hayatı çoğu insana göre daha elverişli hale getiriyor. Örneğin, müşteri hizmetlerini aradığımızda birçok menü seçeneğini dinlemek zorunda kalmıyoruz. Sesli asistan sayesinde ihtiyacınız olan şeye hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz. Makineler bir süre sonra raporları yazmamıza ve hatta şiir yazmamıza yardım edebilecek. İyi taraflarının yanı sıra, makineler manuel yapılan işleri yaparak işsizliğe sebep olabilir. Ancak yeni teknoloji uygulamaları bazı iş kayıplarına sebep olsa bile, birçok yeni iş fırsatları da doğurmaya devam ediyor.


22 Mayıs 2019 Çarşamba

Google, Android işletim sistemi güncellemelerini Huawei telefonlar için sınırladı – Haber


Ön Açıklama: Google'ın Huawei'ye güncelleme vermemesi Huawei'ye haksızlık olabilir. Tamam, Huawei'nın Amerikan şirketleriyle iş yapmasının yasaklanması serbest piyasaya uygun görünmüyor. Ama serbest piyasa, Çin'de hiçbir zaman düzgün olmadıki. Huawei'nin Çin pazarındaki ürünlerinde Google uygulamalarını kullanması hep yasaktı. Ee bu da, Google'a haksızlık değil mi! :-)

Bir sürü insan, CIA'in, Google'dan, WhatsApp'tan casusluk yapabileceğine inanıyor. Google'ın aramaları kaydetmesi bu inancı kuvvetlendiriyor. O halde, ABD hükumetinin “Çin'in Huawei teknolojisini casusluk için kullanabileceği” inancı neden daha garip olsun. :-) Çin hükumeti Huawei'den böyle bir şey isteyecek olursa, Huawei buna direnebilir mi! Ama ABD hükumetinin korkusu gerçekten buysa, Xoami, Lenovo gibi diğer Çin şirketleriyle de iş yapılmasını yasaklamalıdır. Çünkü aynı olasılık onlar için de geçerlidir. :-) Aksi halde bu, ticaret savaşı olarak görülecektir, Huawei'yi hedef alan. Huawei'yle uğraşılması onun bedava reklamını yapmaktadır. Huawei'nin farkında olmayan insanlar bile onun pahalı olmayan telefonlarını göz atmaya başlayacaktır. İnsanlar, mağdur gördüklerine daha çok ilgi gösterirler. :-)

Huawei kullanıcıları, Android işletim sisteminin açık kaynak sürümlerini indirip kullanmaya devam edebilecekler. Güncellemeleri kendileri yapmış olurlar. Hem de, Google Play yerine alternatif APK mağazalarını kullanarak istedikleri uygulamayı indirir ve otomatik güncelleyebilirler. Bunda bir engel yok. Zaten, muhtemelen Çin'deki kullanıcılar da böyle yapıyorlardır, tabii VPN kullanarak. :-)


ABD Başkanı Donald Trump'ın, ulusal güvenlik riski teşkil ettiğine inanılan yabancı telekomünikasyon şirketlerinin Amerikalı firmaların teknolojilerini kullanmasını yasaklayan kararının ardından Google, Çinli Huawei şirketi ile anlaşmasını sınırlandırdı.

Google'ın çatı şirketi olan Alphabet, Huawei ile yazılım, donanım ve teknik servis hizmetlerini içeren anlaşmanın kapsamını daralttığını duyurdu.

Alphabet'in aldığı karar gereği bundan sonraki Huawei telefonlarında Google'ın geliştirdiği Android işletim sistemi güncellenemeyecek.

Karar Huawei kullanıcıları için ne anlama geliyor?

Google'ın aldığı karar şimdilik Huawei telefonuna sahip olan kişileri etkilemiyor. Ancak Android işletim sisteminin güncellemesi yapıldığında Huawei kullanıcılarının yeni sisteme erişimi olmayacak.

Google'ın sanal uygulama mağazası Google Play, e-mail hizmeti Gmail ya da YouTube uygulamalarının da Android güncellemesi sonrası Huawei telefonlarda çalışmayabileceği ifade ediliyor.

Huawei kullanıcıları, Android işletim sisteminin açık kaynak sürümlerini indirip kullanmaya devam edebilecekler.

Tüketici teknolojileri danışmanlık şirketi CCS Insight'tan Ben Wood, Google'ın kararının Huawei kullanıcılarının satın alma davranışları üzerinde ciddi etkileri olacağını söylüyor.

Şimdilik bir değişiklik yok

Reuters'a konuşan bir kaynak, Huawei'nin sadece Android işletim sisteminin halka ve geliştiricilere açık olan hizmetlerini kullanmaya devam edebileceğini, diğer hizmetlerine erişimin kesileceğini söylemişti.

Bu haberin üzerine Alphabet şirketinin sözcüsü bir açıklama yaptı; Amerikan hükümetinin aldığı kararlara uyduklarını belirterek şu an Huawei telefonlarda bu hizmetleri kullanan kişilerin ise devam edebileceğini belirtti.

Bu durumun Huawei'nin Çin dışındaki akıllı telefon operasyonlarını etkileyebileceği belirtiliyor.

Kendi yazılımını geliştiriyor

Huawei ise son birkaç yıldır Android sistemini kullanmasının engellenmesi takdirinde kendi yazılımını devreye sokmak için bir teknoloji üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı.

Çin'de kullanılan bazı modellerinin bu yazılıma ait teknolojileri kullandığı belirtiliyor.

Huawei'nin Çin'deki operasyonları zaten Google uygulamaları yasak olduğu için bu durumdan etkilenmeyebilir ancak şirketin en büyük ikinci pazarı olan Avrupa'da bu durumun nasıl bir zarara yol açabileceği henüz kestirilemiyor.

Trump geçen hafta içinde imzaladığı başkanlık emrinde, açıkladığı kara listede yer alan yabancı şirketlerin, hükümet izni olmadan Amerikalı şirketlerin geliştirdiği teknolojiyi kullanamayacağını açıklamıştı.

Dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon üreticisi Huawei de bu listede yer alan şirketler arasına eklendi.

Son aylarda aralarında İngiltere'nin de olduğu bazı Batı ülkeleri, Huawei ürünleri ile ilgili güvenlik endişelerini dile getiriyordu.

Çin'in Huawei teknolojisini casusluk için kullanabileceği kaydediliyor.

Washington, müttefiklerine, Huawei'in 5G teknolojisini kullanmamaları konusunda da baskı yapıyor.



14 Mayıs 2019 Salı

Teori Geliştiren Yapay Zeka - Alıntı

Fen, Matematik. Galler Üniversitesinde, orijinal kuramlar oluşturma yeteneğine sahip yapay zekâ tabanlı bir sistem, otomatik olarak deney yürütebilen robotik bir sistem ve elde edilen sonuçları değerlendirmek için akıl yürütme yeteneğine sahip bir makinenin birleşmesinden oluşan “bilim robotu” geliştirildi. Araştırmacılar bu çalışmalarını mayada bir gen ekspresyonu modeliyle sundular. Sistem, “gözlemlerini açıklamak için otomatik olarak varsayımlar üretir, bu varsayımları sınamak için deneyler oluşturur, bir laboratuvar robotu kullanarak deneyleri yürütür, veriyle tutarsız varsayımları yanlışlamak için sonuçları yorumlar, sonra da bu döngüyü yineler.” Sistem, kendi deneyimlerinden öğrenip, kendi performansını geliştirme yeteneğine sahiptir. Bilim robotlarının tasarımını yaptığı deneyler, bilim insanlarının tasarladıkları deneylerden üç kez daha ucuzdu. Bu makinenin bir grup bilim insanıyla kıyaslanmasıyla uygulanan testin sonucunda, makinenin yaptığı buluşların insanlarınkine benzer olduğu görüldü.

Makineye yenik düşen bilim insanlarından biri de Galler Üniversitesi Biyoloji Bölümünden Mike Young'dı. Young bunu, “Robot beni yendi, ama yalnız bir noktada yanlış tuşa bastığım için yenebildi,” diye açıklıyor.

Cebirde uzun zamandır süregelen bir tahmin, en sonunda, Argonne Ulusal Laboratuvarının bir yapay zekâ sistemi tarafından kanıtlandı. İnsan matematikçiler ortaya konan kanıtı “yaratıcı” olarak nitelediler.

Çeviri Yapmak - Alıntı

Bilgisayarlı dil çevirisi yavaş yavaş gelişiyor. Bu, bir Turing Testi görevi olduğundan -yani, insan düzeyinde performans için tam insan düzeyinde anlama gerektirdiğinden- insanın performansıyla yarışabilecek en son uygulama alanlarından olacaktır. Güney California Üniversitesinden Franz Joseph Och, birkaç saat ya da gün içinde herhangi iki dil arasında yeni bir dil çeviri sistemi oluşturabilen bir yöntem geliştirdi. Och'un tek gereksinimi bir “Rosetta Taşı,” yani, bir dildeki bir metin ile o metnin bir başka dildeki çevirisi; ama çevirisi yapılan bu metinde milyonlarca sözcüğe gereksinim var. Sistem, bir kendiliğinden düzenlenme yöntemi kullanarak, metnin bir dilden diğerine nasıl çevrilmiş olduğunun kendine göre istatistik modellerini çıkarıp, bu modelleri her iki yöne doğru geliştiriyor.

Bu, dilbilimcilerin dilbilim kurallarını, ekinde bu kuralların her birinin istisnalarından oluşan listelerle birlikte titizlikle kodladıkları diğer çeviri sistemleriyle ters düşmektedir. Och'un sistemi kısa süre önce ABD Ticaret Bakanlığı, Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsünün düzenlediği bir çeviri sistemleri yarışmasında en yüksek dereceyi aldı.