23 Ağustos 2013 Cuma

Mega Fabrika'da Televizyon Üretimi


Belgeselden: Mega Fabrika'da Televizyon Üretimi ile okanozcelik
Televizyon nasıl üretilir? Bu fabrikada LED 3 Boyutlu Akıllı Televizyon da üretilebiliyor. Üstelik paneller de aynı fabrikanın ürünü. Dünyadaki binlerce markaya bile televizyon üretiyor. Avrupa'nın en büyük televizyon üreticisi. Bu şirketten beklentilerin yükselmesi için yeterli neden var görünüyor!

İnsan Beyni Projesi'ne Türkiye de Katılıyor

İnsan Genom Projesi oldukça iddialıydı. Yıllarca sürmüştü. 2000'de bu proje sonuca ulaştı. Duyurusunu Bill Clinton, Francis Collins, Craig Venter, Tony Blair yapmıştı. Elbette insanın tüm genlerinin ne iş yaptığını anlamamız yıllar alacak. Ama insan genlerinin tümünün artık kayıt altında olması bile önemlidir. Genlere erişilebiliyor. Üzerinde çalışılabiliyor. Daha odaklı ilaçlar geliştirilebiliyor. Genler canlıları iyi bir şekilde ifade ediyor. Ama insanın varlığının tümünü ifade etmekte yetersizdir. Bizi, beynimizdeki bilgiler daha tam ifade edebilir. DNA şifrelerimizi çözümledik. Şuanda, belki de evrenin en karmaşık makinesinin şifrelerini çözmekten daha iddialı bir proje akla gelmiyor. Beyindeki tüm sinir bağlantıları kayıt altına alınacak. Ah, şu bilincin de ne olduğunu elde edebilirsek... :-) İşte bu yüzden olsa gerek Mavi Beyin Projesi'nin kapsamı genişletilmiş. İnsan Beyni Projesi olmuş. Beyin sadece simüle edilmeyecek. Pek çok anlamda anlaşılmaya çalışılacak. Nörobenzetimli bilgisayarlar geliştirilecek...

Avrupa Komisyonu, bilim ve insanlık tarihinde çığır açabilecek fikirlerin hayata geçirilmesi amacıyla 2 önemli projeyi destekleme kararı aldı. Bunlardan ilki insan beyninin şifrelerinin çözülerek elde edilecek bilgilerin bilişim alanında kullanılacağı “İnsan Beyni Projesi”, diğeri ise 2010 Nobel Fizik Ödüllü ve gelecekte birçok alanda kullanılacak olan “Grafen Projesi”. Avrupa Komisyonu, AB 7. Çerçeve Programı ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) alanı kapsamında her iki projeyi de “Geleceğin Yükselen Teknolojisi (FET Flagship)” projeleri olarak seçti. 10 yıl boyunca desteklenecek çalışmalara 1’er milyar Avroluk destek verilecek.

İyi haber. Türkiye'den Sabancı Üniversitesi de projeye katılıyor. Prof. Yaşar Gürbüz ve Dr. Volkan Özgüz önderliğindeki ekip çalışacak. 2013'ün sonlarına doğru başlayacaklar.

Beyinde 100 milyar sinir var. Dolayısıyla beyin simülasyonu ancak çok hızlı, yüksek bellekli süper bilgisayarlarda gerçekleştirilebilecek. Bunlar sunucu bilgisayarlardır. Ama tek bir sunucu bilgisayar da yetmiyor. Bir düzine süper bilgisayarın birbiriyle paralel çalışması gerekiyor. Hepsi, bir futbol sahası kadar yer kaplıyor. Elbette bu kadar yüksek bir kapasite pahalıya mal olmuş oluyor. Çok fazla elektrik harcayacak. Bunların hepsi sadece bir beyin için!

Prof. Yaşar Gürbüz ve Dr. Volkan Özgüz ekibinin yapacağı katkılar şöyle: Uzmanlık alanları nanoteknoloji. Bu kadar süper bilgisayarın yapacağı işi yapabilecek daha küçük bilgisayarlar geliştirilmesi üzerinde çalışacaklar. Evet, beynin sıradan bir PC'ye yüklenmesi ancak on yıllarca sonra mümkün olabilir. Ekibin hedefi, beyin yüklenebilecek bir bilgisayarı buzdolabı büyüklüğüne sığdırabilmek. Böylece beyin için daha az donanım kullanılmış olacak. Düzinelerce süper bilgisayarın çok altında elektrik çekecek. Beyin simülasyonu ucuzlayacak. Belki ilerde beyin yüklenebilen bilgisayarlara daha çok kişi erişebilir. :-)

Günümüzde beyinden esinlenerek geliştirilen yapay sinir ağları çeşitli uygulamalarda kullanılıyor. İnsan Beyni Projesiyle beyinden yeni şeyler öğrenilecek. Sabancı Üniversitesi ekibi, öğrenilen yeni bilgiler ışığında, beynin çalışma sistemine daha da çok benzeyen nörobenzetimli bilgisayarlar geliştirilmesine katkı yapacak. Bu bilgisayarlar, insanın düşünerek karar verdiği işlerde insan yerine karar vermesi için daha sık kullanılır olacak. :-) Daha gelişmiş yapay sinir ağları ortaya çıkacak.

Ayrıntılar
Tübitak
Sabancı Üniversitesi'nin duyurusu Burada televizyonda yapılan bir oturum da izlenebilir.

Ayrıca konuyla igili Volkan Özgüz'ün TED'de verdiği konferans izlenebilir.

22 Ağustos 2013 Perşembe

Grafen Maddesi

Avrupa Komisyonun desteklediği diğer proje de Grafen. Grafen maddesi çok ince ve sağlam. Bükülebilir aygıtlar yapılabilecek. İlerde elektronik kağıt yapımda kullanılabileceği düşünülüyor.
Ayrıntılar: Tübitak

Belgeselden: Bir Mega Fabrika

Mega Fabrikalar! Uçak fabrikalarının, otomobil fabrikalarının işleyişini anlatan National Geographic belgesel dizisi... Pahalı otomobil markaları sıkça konu olmuştur. Türkiye Manisa'da bulunan bir fabrikanın da belgeselin konusu olacağı pek akla gelir miydi!

Sahne: Bağlantı Gerçekleşemez


Sahne: Bağlantı Gerçekleşemez ile okanozcelik
Şirket için önemli bir iş bağlantısı gerçekleşemez. Larry gergindir. Biraz umutsuzlaşır.

Phill: Oo, belki de başka bir yol bulmalıyız.
Larry: Phill, sağır mısın sen. Adamı kaybettik. Davetliydi ama gelmedi.
İklim değişikliğindeki dinozorlar gibiyiz.
Dünya'da dolaşmamız için neden kalmadı.

Sahne: Bağlantı


Anri Berton:
Bilime ve Snout'a!
Doktor Snaut:
Bilime mi? Bu hilekârlık!
Hiç kimse bu sorunu çözemeyecek,
ne dehalar, ne de aptallar!
Kozmosu fethetmeye
hiç tutkumuz yok!
Sadece Yeryüzü'nü kozmosun
sınırlarına genişletmek istedik.
Başka bir dünya istediğimiz yok!
Yalnızca içinde kendimizi
göreceğimiz bir ayna.
Bağlantı kurmak için çok çalıştık,
ama başarısızlığa mahkum olduk.
Korktuğumuz ve aslında gerek
duymadığımız bir ereğin
peşinden koşmakla komik görünüyoruz!

Alıntı: Bill Gates Anlatıyor: Daha İlginç Endüstri

"İstediğim her şeyi yapma özgürlüğüne sahibim. Bilgi çağında liderlik rolüne soyunmak gibi bir meydan okumayla karşı karşıyayım. Bu işe erken başladık. Biyoteknolojiden daha ilginç olan tek endüstri bu sanıyorum. Belki yıllar sonra çok daha iyi durumda olacağız ve işte o başımı kaldırıp rahatça çevreme bakabileceğim."

Bilgisayar yazılımı programlamayacak olsaydı muhtemelen canlı programlıyor olabileceğine değiniyor.

Bill Gates'in biyoteknoloji işinin içinde olmak istemesi şaşırtıcı değildir. Hep yazılımlarla haşır neşir olmuştur. Bu yüzden DNA'nın da yazılım olduğunu kavraması daha kolaydır. DNA'ya da bir yazılıma davranıldığı gibi davranılabilir. Elbette bir yazılım geliştirmeye müsaittir. Biyoteknolojinin potansiyelinin farkındadır. Darwin Molecular Corp. gibi şirketlerin yönetim kurulundadır. Monsanto'nun 500 bin hissesini Gates Vakfı almıştı. :-)

Belgeselden: Tarımda Evcilleştirme


Belgeselde tarımın başlangıcı anlatılıyor. Dünya'nın bir bölümü geçebilmişken geri kalanlar avcı-toplayıcılığı aşamamışlardır. Neden? Bu eşitsizlikler nasıl oluştu?

Güney Afrika gibi bazı egzotik bölgelerde insanlar çevrelerindeki bitkileri ekmeye çalışmışlardır. Ancak bu bitkilerin besin değeri düşüktü. Daha da önemlisi bu bitkilerin tarımı çok zahmetliydi. Tarımda verim sağlayamadılar. Bu yüzden tarım tekniklerini geliştirecek motivasyonları hiç olamadı.

Orta doğuda bulunan insanlar ılık mevsimlerle yaşamaktaydılar. Bulundukları coğrafyada besin değeri yüksek tahıllar vardı. Çevrelerinde arpa buğday gibi bitkileri hazır bulan bu insanlar oldukça şanslıydı. Hayat kumarında ellerine iyi kağıtlar gelmişti. :-) Hem bu tahıllar yıllarca saklanabilecek kadar da dayanıklıydı. Ve elbette coğrafyalarında kolayca evcilleştirebilecekleri hayvanlar da mevcuttu. Bunları tarım yapmak ve etinden sütünden faydalanmak için kullanabildiler. Diğer topluluklar evcil hayvandan yana da pek şanslı değillerdi. Çevrelerindeki bazı büyük baş hayvanları evcilleştirmeye çalışmışlardı. Ama bu bu hayvanlar evcilleştirilmeye müsait değillerdi.

Orta doğuda insanlar kendilerini kolayca beslemenin yolunu bulmuşlardı. Beslenmeyle ilgili işlere daha az zaman ayırabiliyorlardı. Ambara koyabilecek gıdaları vardı. Yıl boyunca beslenebilirlerdi. Daha çok insanı besleyebiliyorlardı. Böylece şehirleşebildiler. Kültürel olarak ilerlemeye fırsatları oldu. Avcı-toplayıcılar ise hayvan peşinden koşmak yüzünden başka şeylere zaman ayıramazdı.

İnsanlar, her hasat döngüsünde en büyük tohumları, en lezzetli tahılları seçiyorlardı. Sonraki dönemde bunları ekiyorlardı. Böylece tahıllarda yapay seçilim uyguluyorlardı. Tahılların evrimini yönlendirmiş oluyorlardı. Kendi hoşlarına gidecek tahılların bitmesini sağlayorlardı. Zaten bu yüzden tanıdığımız çoğu bitki, yabani türünden bu kadar farklıdır. Bin yıllarca pirinci, arpayı değiştirmişizdir. Kendi ağız tadımıza uydurmuşuzdur. Ekinlerin insan müdahalesiyle değiştirilmesi tarımda evcilleştirme olarak biliniyor.

Belgesel asıl, medeniyetin kökenlerini araştırıyor. Yine de günümüzde devam eden tarımda evcilleştirmeye kısaca değiniyor Jared Diamond:

“Bugün bu iş, genleri seçerek insanlar için daha yararlı olacak ekinler üreten bilim insanlarının olduğu araştırma laboratuvarlarında yapılıyor. Bu belirli bir plan çerçevesinde dikkatle yürütülen bir süreç. Fakat binlerce yıl önce orta doğudaki çiftçilerin bilinçsizce yaptıklarından çok farklı değildir.”

Çünkü insanlar tarımı evcilleştirirken farkında olmasa da bitkinin genlerini de seçiyordu. Ve şimdi bu, daha ustaca ve bilinçli yapılıyor. Bu yeni teknolojiye sahip olan toplumlar tarımda yeni aşamaya geçiyor görünüyor. Hayat kumarında elleri daha iyi oluyor. Tıpkı tarımı ilk geliştiren orta doğulu insanlar gibi beslenmeyi kendileri için daha da kolay hale getiriyorlar. İş gücünün daha büyük bölümü başka işlerle ilgilenebiliyor.

Tüfek, Mikrop ve Çelik insan toplulukları arasındaki farklılıkların, eşitsizliklerin nedenlerini, temellerine inmeye çalışarak sorguluyor; günümüz dünyasını biçimlendiren etkenlerin izini sürüyor. Kitap, defalarca kez Tübitak tarafından basıldı. Jared Diamond, National Geographic için belgeselini de çekmiştir.

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Sahne: Sıradan Biri

Sahne: Sıradan Biri ile okanozcelik
İnsanın iş hayatındaki çelişkilerini, umutlarını, hayal kırıklıklarını yansıtan bir sahne. Willy, oğlunun kendi işini kurabileceğini düşünmektedir. Oğlu Biff ise bunun için gerçekten hazır olduğundan emin değildir.

Dustin Hoffman'ın, John Malkovich'in oyunculuk performansını ve Sezai Aydın'ın seslendirme performansını izliyoruz.

Biff: Baba ben sıradan biriyim, tıpkı senin gibi!
Willy: Ben kesinlikle sıradan biri değilim. Ben Willy Loman’ım, sen de Biff Loman'sın!
Biff: Ben lider ruhlu biri değilim Willy. Sen de değilsin!

Biff: Hiçbir zaman bir yere gelemedim. Çünkü sen beni o kadar pohpohladın o kadar şişirdin ki kimseden emir almayı kendime yediremedim. Bu kimin hatasıydı!
Willy: Bunu duydum!

Sahne: Uzaylı Otopsisi Televizyonda Gösterilir :-)


 Ray Santilli “Uzaylı Otopsisi” olarak bilinen ünlü videosunu ilk kez televizyonda yayınlatacaktır. Oldukça tedirgindir. Videoda herhangi bir film hatasının fark edileceğinden çekinmektedir. Ama izleyiciler ve TV muhabirleri inanmaya o kadar hazırdırlar ki; gördükleri hataları bile beklenmedik şekilde açıklamışlardır: Örneğin insan beynine benzeyen beyin temin edemediklerinden farklı bir eti beyin olarak kurgulamışlardır. Beyne pek benzememektedir. Muhabir bunun radyasyona uğramış tümörlü bir beyin sanmıştır. :-) Ray Santilli 11 yıl sonra videonun düzmece olduğunu itiraf edinceye dek epey inanan insan olmuştu.

Alıntı: Steve Jobs - Apple: Kanıtlamak

“Sanınm Steve'in içinde hep bir huzursuzluk vardı" diyor Kottke. "Derinlerde bir yerde, ortaya çıkıp Steve'i kendini kanıtlamaya zorlayan bir güvensizlik vardı...”
(Steve Jobs'ın üniversitede yakın arkadaşı olan Dan Kottke, O'nu böyle hatırlıyor.)

Belgeselden: UFO Komplo Teorisi :-)


Belgeselden: UFO Komplo Teorisi ile okanozcelik
Bir komplo teorisinin doğuşu. Aslında başka konulardaki komplo teorilerinin de benzer şekilde yayıldığı farkedilebilir. :-)

Sahne: Tek bir ürüne, tek modele saplanıp kalmak


Henry Ford ünlü “İnsanlar istedikleri renkte bir Model T’ye sahip olabilirler, siyah olduğu sürece.” sözleriyle müşterilerin seçenekleri fazla önemsemeyeceğine inanmıştı.
Henry: -Ford Motor Şirketinin Model T adında bir otomobili var. En iyi mühendisliğime sahiptir ve dünyanın en sevilen arabasıdır.

Sahne: Seçenek Özgürlüğü :-)

Çok Uluslu Şirketler de adil savunmayı hak eder. :-)
Nick oğluna özgürlüğün ne olduğuna örnek veriyor. İstediği tek tip bir şeyin olmasıyla sınırlı kalan değil, bundan fazlasının, seçebilme olanağının gerçek özgürlük olabileceğini anlatıyor. :-)

Bu film İstanbul Film Festivali gibi çeşitli festivallerde gösterilmişti. En İyi Komedi Filmi, En İyi Erkek Oyuncu Altın Küre ödüllerini almıştır. Bu blog yazarı sigara, alkol vb bağımlılık yapıcı madde konusunda kimseyi özendirmez. Bir kara mizah, bir hiciv olan bu film de özendirmez. Dikkatli izleyiciler filmdeki zekice göndermeleri kaçırmayacaktır. :-)

Belgeselden: UFO Festivali :-)


Belgeselden: UFO Festivali ile okanozcelik
Belgeseli Sunan:
- Küçük yeşil insanlarla ilgili tüm bu konuşmalar yüzünden
Hava Kuvvetlerinin Roswell'e on adım bile yaklaşamayacağı düşünülebilirdi. :-)

(UFO komplo teorisyenleri Hava Kuvvetlerinin insanları Roswell'e yaklaştırmayacağını söyler. Ama görünüyor ki onlar orada kolayca festivaller düzenleyebilirken, neredeyse Hava Kuvvetlerinin yaklaşamayacağı ironisini yapıyor. :-) )

Sahne: Beklemek


İlk defa başka bir zeki yaşamla bağlantı kurulmuştur. Ancak bağlantı kaybedilir. Canlı Okyanus'la tekrar bağlantı kurulabilecek midir!

Doktor Snaut:
"İnsan mutluyken, hayatın anlamı,
sonsuzluk hakkındaki diğer
şeylerle nadiren ilgilenir."
“En mutlu insanlar, bu lanetli sorularla canını hiç sıkmayanlar.”

Kris:
“Peki ya Okyanus'la bağlantı
kurarım hayali ihtimaline,
türümün bir anlayış ipi
sarkıtmaya çalıştığı yere
dönme hakkım var mı?
Burada, ikimizin de dokunduğu,
hala nefesimizi taşıyan...
şeyler arasında kalabilir miyim?
Ne için?
Belki o döner umuduyla mı?
Benim hiç umudum yok.
Bana kalan tek şey beklemek.
Neyi bekliyorum?
Bilmiyorum...
Yeni bir mucize.”

Belgeselden: Özgür İrade


 Stephen Hawking:
- Beyin açılıyor ve elektrikli çubuklarla uyarılıyor.
Ayağınızı, elinizi veya yüzünüzü hareket ettirme isteğini, yapay olarak,
beyninizin doğru yerlerine elektriksel uyarılar gönderilerek sağlanabilir.
Tek gereken beyinde doğru yere 3,5 volt göndermek.
Hasta bir seçim yaptığını düşünebilir.
Ama aslında, onun yerine bunu cerrah yapıyordur.


Stephen Hawking, beyinin bir makine gibi kontrol edilebileceğinin mümkün olduğunu anlatıyor.

Sahne: Samimiyet


Sahne: Samimiyet ile okanozcelik
İş görüşmesinde Bob, lafı asıl meseleye, işe getirememiştir...

Bob: Burda yalnız fonksiyonsak o zaman neden robot yollamıyorlar!
Larry: Robot yollamıyorlar, bunun nedeni çok açık.
Daha keşfetmediler.
Bizim işimizi yapacak bir robot ürettiklerinde ve çalıştırdıklarında,
tam olarak öyle yapacaklar.
Kesinlikle bundan eminim!
Ama o güne kadar biz yollanacağız.

Larry: Birkaç günlüğüne Bob, kimliğimizi kaybederiz burda, Wichita'da.
Ve şirketin elleri haline geliriz, karşımızdaki tüm diğer elleri sıkarız.

Alıntı: Steve Jobs - Apple: Dekanla Arkadaşlık :-)

İlk sömestrde notları çok kötüydü; bu yüzden, doğrudan karakteristiğiyle okulu bıraktı ve parasını geri aldı. Ama başka şeylerin peşinden koşan diğer öğrencilerin boşalttığı yurt odalarında yaşayarak kampüste kaldı. İyi bir liberal okul olan Reed buna aldırmadı;özellikle de Jobs, okulun dekanı Jack Dudman ile arkadaş olduktan sonra. "Steve'in inanılmayacak kadar çekici, çok merak uyandıran bir zihni vardı" diye anlatıyor Dudman. "Boş ifadelerle asla kurtulamazdınız.Otomatik olarak aldığı gerçekleri reddederdi. Her şeyi kendi incelemek isterdi."

20 Ağustos 2013 Salı

Sahne: Daha Kaliteli Metal



Rearden Metal Şirketi yeni bir metal üretmiştir. Diğer metallerden çok daha sağlam ve daha hafiftir. Doğal olarak demir yolu şirketleri, uçak şirketleri bu şirketin müşterileri olacaktır. Ve şirket hızla büyüyecektir. Rakip metal şirketleri bu kalitede metal üretemediğinden yok olacaklardır. Hükumet harekete geçmek istemektedir. Bir şirketin bu kadar büyümesini ve rakiplerinin iflasa sürüklenmesini istememektedir. Hükumete göre, tekellik ekonomiye zarar verir. Rearden Metal'e üretimi durdurması için bir teklif götürürler. Rearden Metal, ürün iyiyse üretimin durdurmanın mantıksız olacağını anlatmaya çalışır.
                                           
Henry 'Hank' Rearden:
Rearden Metal iyi mi kötü mü?
Cevap verin doktor.
Hükumet Temsilcisi:
Rearden Metal’in iyi olup olmamasının konumuzla bir ilgisi yok.
Eğer Rearden Metal iyi değilse halkın canı için tehlikedir.
Eğer iyiyse ekonomi için tehlikedir.
HR:
Elinizde tehdit oluşturacağına dair bir kanıt varsa gösterin bana.
Aksi takdirde işimiz bitti.
...   
HT:                                          
Neden büyük bir serveti kabul etmeyip de,
yıllarca çalışıp didinmeyi seçiyorsun?
HR:
Çünkü o benim!
Bunu anlayabiliyor musunuz.
Benim!
HT:
Neden dik kafalı bir politika izliyorsunuz anlamıyorum.
HR:
Anlayabileceğinizi de düşünmüyorum doktor.
Ve Rearden Metal iyi!

Bazı insanları motive eden şey, yaptığı şeyin kendisine ait olduğunu hissetmesidir. Bu nedenle patentler, telif hakları vardır. Mesela Nikola Tesla, icat geliştirmek için bu kadar isteklilik duymazdı, o icatların patentlerini almıyor olsaydı. Ya da Bill Gates, işletim sistemi kodları yazmak için zamanının çok büyük bir kısmını verecek kadar motive olamazdı, o kodların sahibi olduğunu hissetmeseydi, telif hakkıyla korumayı bilmiyor olsaydı.

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Belgeselden: Standart Yaratmak


Belgeselden: Standart Yaratmak ile okanozcelik
Çeşitli markaların Blu-Ray Video oynatıcılarını görürüz. Blu-Ray diskleri ilk geliştiren firma Sony'dir. Peki nasıl olur da, başka markalar bu teknolojiyi kullanabilir! Blu-ray, gelişmekte olan bir teknolojidir. Sony, bazı imalatçılara teknolojinin lisansını vermektedir, ancak Sony, söz konusu teknoloji ile standartlarını geliştiren kuruluştur. Lisans vererek bu teknolojinin yayılmasını sağlıyor. Teknoloji tanınıyor. Yavaş yavaş standartlaşmasını sağlıyor. Böylece evrensel standartların gelişimini yönetebiliyor. Tabii CD'yi de ilk geliştiren Sony'di. CD'nin de evrensel standart haline gelerek her yerde kullanılabilmesi de böyle mümkün olmuştur.

Bunu neden anlattım. Çünkü Steve Jobs, Walkman'ın tasarımcısı ve Sony'in kurucu ortağı Akio Morita'nın büyük hayranıymış. Apple'in Sony gibi olmasını istermiş. :-)

Steve Jobs, John Sculley'i yönetici yapar. Ancak sonra fikir ayrılığı yaşarlar. John Sculley Yönetim Kurulu'na gider. Yönetim Kurulu kararıyla Steve Apple'dan uzaklaştırılır. Aradan yıllar geçer. Apple durgunlaşır. Steve'ı tekrar Apple'a alırlar. John Sculley Apple bilgisayarlarla uyumlu bilgisayar üretme lisansını başka firmalara vermişti. Bu firmalar bilgisayarlarında örneğin Apple'in Mac OS'unu kullanabiliyorlardı. Steve diğer markaların Apple kalitesiyle üretim yapamayacağı ve ucuz ürettikleri gerekçesiyle lisansları iptal eder. Ve John Sculley'i işten çıkarır. Apple uyumlu bilgisayar ve parçalarının tek üreticisi haline gelir. Muhtemelen bu yüzden evrensel standart olma fırsatını kaçırır. :-) Her evde PC yerine Macintosh bilgisayarlar daha sık görülebilirdi. Evet, bu konuda Apple, Sony politikalarıyla pek uyuşmuyormuş gibi.

IBM 1981'de IBM PC'yi üretmiştir. Sistemini başka şirketler kolaylıkla kullanabilmekteydi. Her şirket bunlardan üretip ucuza satınca yaygınlaştı. Evrensel standart haline geldi. Evet, günümüzde kullandığımız birbiriyle uyumlu PC'lerin atası olmuştur.

Henüz oturmamış yeni iş kollarının da geleceği böyle olacak gibi. Teknolojilerini o iş kolunun evrensel standartlarına katkı sağlayacak biçimde geliştiren şirketler hep vardır. Teknolojileri hızla tanınacaktır. Elbette evrensel standartları tamamen göz ardı ederek ürün geliştirenler de oluyor. Onların ürünleri de popülerleşebilir. Ancak uzun vadede, iş kolu oturduğunda hâlâ bunu koruyabilecekleri kuşkuludur. :-)

13 Ağustos 2013 Salı

Sahne: Egzotik Bir Şey

Şirket için önemli bir iş bağlantısının yapılacağı bir kokteyl verilecektir. Bob'a, kokteylde nispeten daha kolay bir iş olacağından barla ilgilenmesi önerilir. Bob işe yeni başlamıştır. Heyecanlıdır. Güvenini tazelerler...

Bob: Peki ya egzotik bir şey isterlerse?
Larry: Aa bu mükemmel. Egzotik içki ısmarlayanlar bilgiçlik taslamak isterler.
Nasıl hazırlayacağını sana söylerler.
Bu daha iyi, uzman gibi hazırlarsın işte. :-)

Bob: Şirketin beyni deneyecek.
Larry: Tek istediğimiz de bu Bob. Denemen!

Larry: Sonra buraya döneceğiz ve Bob'a işi öğreteceğiz.
İş yapmak nasıl bir şeymiş öğreteceğiz ona!
Bob: Sabırsızlanıyorum.
Larry: Öyle mi, önemli an için hazır mısın Bob.
Bob: Galiba anlamanın tek yolu var, beni suya at ve yüzebilir miyim bak bakalım!
Larry: Bence asıl noktayı kaçırıyorsun.
Seni uçurumdan atıp uçuyor musun bakacağız. :-)

Kevin Spacey'nin, Peter Facinelli'nin, Danny DeVito'nun oyunculuk performansını ve Hakan Akın 'ın seslendirme performansını izliyoruz.