18 Aralık 2014 Perşembe

Yeni Protokol – Teknik Analiz

Hiç dikkatinizi çekti mi? Şöyle ilginç bir durum süregelmektedir. Alışveriş merkezlerinde hiç elektronik üreticilerinin e-okuyucularını görmeyiz. Markası, aynı zamanda kendi mağazasının adı da olan aygıtlar görürüz. Örneğin Nook veya Amazon Kindle gibi. Genelde e-kitap mağazaları, okuyucu üretmektedirler. Daha doğrusu kendileri bile üretmemektedir. Fason ürettirmektedirler.

Neden e-kitap okuyucu üreten şirketler oldukça az? Neden bildik elektronikçiler de aygıt üretmez? Neden bir Vestel ya da Arçelik'in, Samsung ya da Toshiba'nın e-kitap okuyucusu yok?! Bunun en büyük nedeni bir gelenek olsa gerek. E-Kitap endüstrisinde aygıt üreteceksen, ona bağlı bir de kitap mağazası işletme geleneği vardır. Ya da daha doğru bir ifadeyle, zaten bir mağazan varsa aygıt üretirsin. Elektronikçiler çoğunlukla mağaza işletmek istemezler. Bu yüzden aygıt üretmekten de kaçınırlar. Ve evet, haklı nedenleri de vardır. Bir sürü elektronik aygıt, beyaz eşya üretmektedirler. Kendilerine uzak olan kitap satma işiyle uğraşamazlar. Bu yük yüzünden bu endüstriye hiç bulaşmamak istemeleri doğaldır. Böylece kullanıcılar da markası, mağazanın adını taşıyan fason aygıtlarla idare etmek zorunda kalır!

Açıkçası, bu geleneğin sürdürülebilir olduğunu düşünmek pek gerçekçi görünmüyor. Aslında gelecekte mağazalar ayrı var olacak. Aygıtlar ayrı üretilecektir. Mağazayı içerik satmakta uzmanlaşmış şirketler çalıştıracaktır. Aygıtları köklü elektronik şirketleri üretecektir. Herkes kendi işine odaklanabildiği için daha kaliteli sonuç alınacaktır. Daha önce kısaca bahsetmiştim.

Şimdiki durum şuna benziyor: Her TV kanalının kendi markasını taşıyan bir de televizyonu var. Tüketici o kanalı izleyebilmek için o marka televizyonu alması gerekiyor. Böyle deyince durumun ne kadar çarpıcı olduğu ortaya çıkıyor, görüyorsunuz! Tüketici aldığı televizyonla her kanalı izlemek ister. Ve televizyonunu gerçek elektronik üreticilerinden alır. Yalnız emekleme döneminde olur böyle şeyler.

WAP ile Her Telefona Mümkün İnternet

Telefonların çok da akıllı olmadığı günler vardı. İnternete yeni yeni bağlanıyorlardı. Ancak işlem güçleri çok yeterli değildi. Küçük ekranlarında, internet sayfalarında dolaşmak mümkün değildi. Karmaşık sayfa yapısını kaldıramazlardı. Telefonların internetle baş edebilmesi nasıl sağlanacaktı? Sonunda Kablosuz Uygulama Protokolü (WAP) geliştirildi. İnternet siteleri sayfalarını, bu protokole göre tasarladılar. Sayfalar sadeleşti. Artık küçük ekranlarla da sitelerde pürüzsüz gezilebiliyor.

E-Kitap Okyucuların işlem hızı yavaş ama verimlidir. Ekranlarının tazeleme hızı yavaştır. Önemli değil. İnternette gezinmelerini beklemek için henüz erken. Ancak kitabı doğrudan satın alabilmek için mağazaya bağlanmasını bekleyecek müşteriler oluyor. Neden her mağazaya bağlanamasın! Peki bu nasıl mümkün olurdu? E-okuyucu sade bir arayüzle mağazasına bağlanır. Altyapısında aygıt ile kendi mağazası arasında iletişimi sağlayan bir protokol vardır. Sadece kendilerine yetecek kısıtlı bir protokol tabii. Ama gelecekte tüm mağaza ve aygıtları kapsayan bir protokol geliştirilmesi çok mümkündür. Uluslararası bir e-kitap protokolü! Bir WAP gibi. E-Okuyuculara uygun sade bir arayüz sağlanacaktır. Bu protokol üzerinden mağazalar incelenebilir. Kitap seçilebilir.

Düşünce deneyimizi sürdürelim: Kullanıcı, aygıtının Mağazalar bölümüne girer, yani "Mağaza" bölümüne değil. Seçtiği mağazanın adını yazar. Ardından Kullanıcı Adı ve Şifresini girer. Ve ekrana mağazanın kitap listesi gelir. Dilediğini satın alır. Kitap aygıta iner. Altyapısında bu protokol olacaktır...

Evet, böylece gerçek elektronik üreticilerinin mağaza işletmelerine gerek kalmaz. Bu yük ortadan kalkmıştır. Okuyucu üretmek cazip gelmeye başlayacaktır. Aygıt seçenekleri çoğalacaktır. Raflarda bildik markaların aygıtlarını görmeye başlayabiliriz.

Nasıl Farklılık Yaratılacak?

Her mağaza aynı kitabı satacak. Müşteri aradığı bir kitabı A mağazasında da görecek, B mağazasında da. İkisi de aynı kitap. Hele bir de mağazaların kendi özel aygıtlarına gerek olmadığı söyleniyorsa!... Ee, iyi de mağazalar nasıl farklılık yaratacak? Nasıl rekabet edecek? Kitaplara nasıl farklı fiyatlar uygulayacak? Müşteri için ne fark edecek? Neden B mağazası yerine A mağazasını tercih etsin? Cidden, ortak bir protokole uymaya mağazalar neden gönüllü olsun ki?!...

İşte burada e-kitap dosya biçimi gerçekten önem kazanacak. İsteyen mağaza kendi e-kitap dosya biçimini geliştirecek. Sattığı kitapları bu biçimle yayınlayacak. Belki A mağazasının kitapları daha hızlı açılıyordur. Belki daha okunaklı veya süslü bir yazı tipi kullanıyordur. En önemlisi yaratıcı bir sayfa düzeni kullanmış olabilir. Mağaza farklılık yaratmıştır. Müşterinin tercih nedeni olur. Bu sayede yayın evleriyle özel sözleşmeler de yapabilir. Kampanyalar yapabilir. Farklı fiyat etiketi uygulayabilmesinin artık nedeni vardır. Her mağaza kendi kitap dosya biçimini popülerleştirmeye çalışacaktır. Her biçimin iyi ve kötü tarafları olacaktır. Müşteri işine geleni seçecektir. Rekabet kaldığı yerden kızışmaya devam edecektir. Bilgisayarda da bir belge PDF biçiminde, başka bir belge DOC veya ODT biçiminde incelenmeye uygun oluyor, değil mi. Üstelik mağazalar kendi kitap biçimini açma lisansını aygıt üreticilerine satarak epey gelir elde edecektir. Hatta bazı mağazaların işine bedava açma lisansı vermek gelebilir. Çünkü kitapları daha çok aygıtta görünür olacağından satışı artacaktır. Ya da belki kullanıcı hangi mağazaya bağlanırsa kitaplarını açma yazılımcığı aygıtına kurulabilir. Mağazanın kendi politikasına göre, gerekiyorsa kullanıcıdan lisans bedelini alır.

Bakalım ilerde, uğurlarında yeni bir protokol oluşturmaya değecek kadar değerli görülecek mi kitaplar. Ve bununla da kalmayabilir. Telefonlar aynı işletim sistemini kullanmaya başladı. Kullanıcılar genelde Android'i talep ediyorlar. Böylece elektronik üreticileri telefonun işletim sistemiyle uğraşmak zorunda kalmıyor. Acaba gelecekte e-kitap okuyucuların da ortak işletim sistemi olacak mı dersiniz! Gerçi şuanda bile Android'den uyarlama işletim sistemleri kullanıyorlar. Ama standart değiller, şimdilik. Artık elektronik üreticileri işletim sistemi derdinden de kurtulmuş olacaklar. Hep yaptıkları gibi, kullanacakları elektronik devrelere, ürün kasasının estetiğine odaklanabilecekler. Bataryayı daha verimli yapmanın yollarını arayacaklar. Protokoller standart, işletim sistemi bir! İşte o zaman, elektronikçilerin bu endüstriye girmesinin tam zamanı.