27 Kasım 2014 Perşembe

Amazon da Yalnız Kalmasın – İşletme Analizi

Amazon'da bol çeşit vardır. İlk internet mağazalarından biridir. Jeff Bezos kitap satmak üzere kurmuştur. İnternet çok yeniydi. Belirsizliklerle doluydu. İşin başarılı olacağından emin olamamasına rağmen yatırım şirketindeki güvenli işinden ayrılarak kurmuştu. İş iyiye gitti. Film ve müzik de satmaya başladı. Sonra her çeşit ürün satılmaya başlandı. Şimdi başka satıcıların da Amazon'da dükkan açabilmesine imkan verdi. İş büyümeye devam ediyor görünüyor. Başlarda kitap satarak başladığından olsa gerek e-kitap işinin geleceğinin parlak olduğunu ilk fark edenlerden olmuştu. Artık Kindle mağazası en bilenenlerdendir. Şimdi bir düşünce deneyi yapalım. Amazon e-kitap gelirini artırabilir mi!

Kişi e-kitap okuyucusunu alır. Sonra on beş günde bir yeni bir e-kitap almaya başlar. Hatta belki haftada bir kitap okuyanlar da vardır. Sık sık kitap alınır. Ama aygıt bir kere alınır. Ve en azından birkaç yıl kullanılır. Kişi aygıta parayı bir kere verir içeriğe sürekli. Zaten belli ki aygıt satışından değil, e-kitap satışından daha çok gelir sağlamaktadır Amazon. Bu işe başlarken de böyle planlamıştır. Esas olan e-kitap satışıdır. Amazon sonuçta elektronik üreticisi değildir. Endüstride baskın aygıt üretici olması zordur. Sadece Amazon.com'un tanınırlığını artırması yeterlidir. Ulaşılırlığını kolaylaştırmalıdır. Enerjisini e-kitap içeriğini zenginleştirmeye odaklayabilir. Kendi e-kitap dosya yapısını güzelleştirmeye zaman harcayabilir.

Amazon hedef kitlesini büyütmek isteyecektir. Sadece Kindle aygıtı sahipleriyle sınırlı kalmak istemez. Amazon, PC'de okunabilsin diye PC İçin Kindle uygulaması çıkardı. Aynı şekilde Android için de uygulaması var. Peki bunlar yeterli olacak mı!

Her Yerde DivX

DivX Video Biçimi oldukça yaygınlaşmıştı. Bu biçimdeki videolar az yer kaplamasına rağmen yeterince kaliteli oluyordu. Filmlerin küçük boyutlu dosyalara sığdırılması internetten erişimini daha mümkün kılıyordu. Kullanıcı PC'sine DivX Codec yazılımını yüklüyor ve filmleri rahatça oynatıyordu. Eh, kullanımı neden sadece PC ile sınırlı kalsın. DivX şirketinin aklına ilginç bir fikir geldi. Video aygıtlarını sertifikalandırmak. DVD Oynatıcı üreticilerine DivX oynatma lisansı satıldı. Kullanıcı DVD oynatıcısından DivX filmleri de izleyebilmeye başladı. Bilgisayarını televizyonuna bağlamaya gerek kalmamıştı. Artık DivX daha kullanışlı hale gelmişti. Aslında daha çok insanı DivX'e alıştırdı. DivX Şirketi bununla kalmamış. Şimdi çoklu ortam oynatıcılı ekranlı otomobil üreticilerine de lisans satmaya başlamış.

Kindle'a dönelim. Kitaba PC'den ya da akıllı telefondan sadece göz atılır. Kitap asıl e-okuyucuda okunacaktır. Neden farklı e-okuyucularda da Kindle kitapları okunamasın. Başka aygıt üreticilerine Amazon Kindle E-Kitapları açma lisansı verilebilir. Geniş okur kitlesi de Amazon'dan kitap alabilir. Sırf elindeki alet Kindle olmadığı için Amazon'dan uzak durmak zorunda kalmaz. Artık siteye arada bir uğraması için bir nedeni olacaktır. Kindle mağazası daha çekici olmaya başlar. Daha erişilir olur. Zaten esas olan e-kitap satışı değil miydi! Üstelik başka e-okuyucu üreticilerine satılan lisanslardan da epey gelir elde edecektir Amazon. Yoksa acaba Kindle Mağazası'nın lisans satabilecek kadar olgunlaştığından henüz emin olamıyor mu Amazon. Diğer e-kitap mağazalarından daha farklı daha zengin içeriğe sahip olduğunu iddia ediyorsa eğer, aygıt üreticilerine lisans almak cazip gelebilirdi oysa. Kindle For Readers gibi bir şeye cesaret edebilecek mi göreceğiz. Yani üreticiler PDF belgelerini açabilmek için seve seve Adobe Reader Mobile lisansı alıyorlar değil mi!

Bu sayede kendi e-kitap dosya biçimini (AZW) istediği gibi şekillendirmeyi sürdürebilir. Ve hep olmasını istediği gibi yayınevleriyle yaptığı sözleşmeler üzerindeki kontrolünü sürdürebilir. EPUB'u özellikle desteklemeyeceğine göre en azından böyle yapması Amazon için en hayırlısı olacak gibi.

Amazon'un Savunması

Şimdi Amazon'un bunlara savunması şöyle olabilir: Apple, ITunes'le sadece kendi ürünlerine içerik satıyor. Google, Google Play ile Android gibi sadece kendi ürünleriyle uyumlu yazılımlar satıyor. Hatta Microsoft da Windows mağazasını açtı. Windows'a içerik satıyor. Biz onlardan farklı bir şey yapmıyoruz. İçeriğimizi sadece kendi aygıtlarımıza satıyoruz.

Bunda haklılık payı var. Yalnız bu mağazalarda satılanlar genelde hızlı tüketim ürünleri gibidir. Alınır. Kısa bir süre kullanılır. Sonra onca yazılım arasında kaybolur gider. Varlığı bile hatırlanmaz. Evet hızlı tüketim ürünü kitaplar da yok değildir. Okuyup geçilir. Bir daha yüzüne bakılmaz. Ama ilelebet sahip olunmak istenecek kitaplar çoktur. Bu da unutulmamalıdır.

Her Bilgisayarda Windows

Apple Mac bilgisayarı üretmişti. Onunla uyumlu işletim Mac OS'u da üretti. Ne Mac'le uyumlu başka işletim sistemlerinin çıkmasına izin verdi. Ne de başka üreticilerin Mac bilgisayarla uyumlu parça üretmesine izin verdi. Tüm kontrolü elinde tutmak istedi. Bir kapalı devre gibi üretim yaptı. Microsoft ise işletim sistemini tek bir ürüne yüklemekle yetinmedi. Her üreticiye lisans sattı. İnsanlar her bilgisayarda Windows'u (veya daha önceleri DOS'la birlikte) gördüler. Windows'u tanıdılar. Windows'a alıştılar. Bu da aldığı her yeni bilgisayarda Windows'u aramasını sağladı. Apple dar bir kesime ürünlerini tanıtabildi. Açıktır ki Apple'ın Mac gelirinden daha fazlasını Microsoft, lisans satışından elde etti. Gerçi şimdi işler değişmiş görünüyor. Apple tablet ve akıllı telefonda Microsoft'u geride bıraktı. Ama bilgisayar pazarında dar bir alanda kalmıştı. Yani Amazon'un da daha çok insanın Kindle mağazasına bağlanmasını, e-kitaplarına alışmasını istemeyeceği düşünülemez.

İş Ciddiye Biniyor

İlk başlarda e-kitap okuyucular oyuncak gibiydi. Yani her elektronik işinin ilk zamanlarında olduğu gibi, mesela PC'ler de başlarda sadece elektronik hobisi olanlara hitap ediyordu. İşte biraz kitapları rahat okutabilmesi tatmin ediyordu. Bu yüzden emekleme döneminde bir aygıtın sadece bir mağazaya bağımlı olması pek göze batmazdı. Endüstri olgunlaşıyor. İş ciddiye bindi. Beklentiler yükseliyor. İnsanların bilgileri internette. Bilgilerine her aygıttan ulaşabiliyor. E-postaları, sosyal ağları hep yanlarında. İnsanlar Bulutun kullanışlılığını keşfetti. E-Kitap endüstrisinden daha azını beklemeyecektir. Satın aldığı kitaplar mağazadaki hesaplarında zaten yedekli. Bunlara tabletlerinden, akıllı telefonlarından ulaşmak istiyorlar. İnternette, bunu denerken karşılaşılan problemlerle ilgili kullanıcı soruları artıyor. Hatta belki gelecekte kitaplara aldıkları notları da mağazadaki hesaplarına yedekleyebilecekler. Ellerindeki aygıtın eksiksiz bir elektronik kütüphane olmasını isteyenler az değildir. Elbette kütüphaneler zamana meydan okumalıdır. Bu yüzden on yıl sonra sahip olacakları bir e-kitap okuyucuyla da ulaşmak isteyecektirler. Amazon tüm bunları garanti edebilir mi! Tamam Jeff Bezos akıllı olabilir. Daha lisedeyken, lise öğrencileri arası yarışmada yazdığı “Karasineğin Yaşlanma Hızı'nda Sıfır Yerçekimi'nin Etkisi” makalesiyle NASA tarafından ödüllendirilmişti. Yalnız elektronik tüketicileri de az uyanık sayılmazlar. İnternet forumlarından bilgiler paylaşılır. Kullanıcılar bir aygıt alacak olduklarında ilk önce her sitede satılan kitapların okunabildiğinden emin olmak istiyor. Örneğin hep, Türkiye'de satılan kitaplar kesin açılabiliyor mu diye sorulur. Bu açıdan Amazon Kindle kullanıcılara pek sevimli gelmeyebiliyor.

Böyle bir yenilik yüzünden Amazon'un gelirlerine yönelik oluşabilecek bir tehlike, gerçekten başka satıcıların Amazon'da mağaza açmasıyla oluşabilecek bir tehlikeden daha mı büyük görünüyor! Yani Amazon'da mağaza açan bir satıcı özel bir ürünü Amazon'dan daha ucuz satabilir. Müşteri Amazon yerine bu alt mağazadan sipariş verebilir. Ve Amazon sadece aldığı komisyonla yetinmek zorunda kalır. Diğer aygıt üreticilerinin de genelde kendi mağazaları var. Ancak her mağazanın kitabını açabiliyor. Barış var. Kendi mağazalarından alışveriş yapacak müşteri potansiyelini arttırmış oluyorlar. Müşterilerin seçenekleri çoğalıyor. E-Kitap okuyucu üretmek isteyen ama e-kitap mağazasıyla uğraşmak istemeyen elektronikçiler de olacaktır. Bu aygıtların kullanıcıları potansiyel Amazon müşterisi de olabilirdi. Ve içerik zenginse muhtemelen olurlar. Biraz uyum olsun. Amazon da yalnız kalmasın.

Aslında gelecekte mağazalar ayrı var olacak. Aygıtlar ayrı üretilecektir. Mağazayı içerik satmakta uzmanlaşmış şirketler çalıştıracaktır. Aygıtları köklü elektronik şirketleri üretecektir. Herkes kendi işine odaklanabildiği için daha kaliteli sonuç alınacaktır.

18 Kasım 2014 Salı

Eski Kitaplarla Zaman Yolculuğu Yapabilmek

Daha önce EPUB notlarından bahsetmiştim. Uluslararası Dijital Yayıncılık Forumu şartnameyi hazırlamış bile. Yani henüz taslak olsa da. Önümüzdeki aylarda asıl şartname de tamamlanabilir. Sonraki birkaç ayda da üreticiler e-okuyucularının yazılımlarına ekleyecektirler. Şartnameye buradan ulaşabilirsiniz.

Üstelik kuralları Dünya Çapında Ağ Birliği (W3C) belirliyor. Böylece notlar EPUB'dan da kapsayıcı olacaktır. Açık Not Standardı oluşturuluyor. Farklı metin dosya türleriyle de uyumlu olacaktır. Yani sadece EPUB kitaplarına alınan notlar değil PDF gibi popüler dosyalara alınan notlar da iyi bir standartla saklanıyor olacak. Ama elbette farklı dosya türleriyle uyumlu standart yaratmak teknik olarak daha zor olmaktadır. Son kullanıcılar için hazır hale gelmesi biraz daha uzun zaman alacaktır. W3C Çalışma Grubu'na buradan ulaşabilirsiniz.

Yıllar sonra eski bir kitabımıza göz atmak isteyebiliriz. En sevdiğimiz yerlerini aldığımız notlarla kolayca hatırlarız. Şimdi e-kitap üzerine aldığımız notlar da kalıcı oluyor. Yıllar sonra, göz atmak istediğimiz eski bir e-kitabın en sevdiğimiz yerlerini hemen bulabileceğiz. On yıl önce aldığımız bir e-kitabı okurken yaşadığımız duygulara zaman yolculuğu yapabileceğiz. Fiziksel kütüphanelerde olduğu gibi. Elbette cihazdan bağımsız olarak. Elektronik hızlı gelişiyor. Bu kadar uzun sürede cihazlarımız kim bilir kaç kez değişecek. Ama kitaplarımız ve yaşatmış olduğu duygular korunacak. Evet, bu iş de bittiğinde kütüphanelere gerçekten eksiksiz bir seçenek olacak elektronik kütüphaneler. Elektronik kitap endüstrisi gelişmeye devam ediyor!

11 Kasım 2014 Salı

Sahne: Sahip olduğum tek şey bu


Sahne: Sahip olduğum tek şey bu paylaşan: okanozcelik

John hangi konuya odaklanacağına uzun süre karar verememiştir. Tezini yazamamıştır. Neredeyse dönem sonuna kadar böyle gider.

Kendisiyle aynı üniversitede olan Einstein'a imrenmektedir. Bazen saygı duyduğu hocalarının yürüyüşlerini davranışlarını taklit etmektedir. (Filmde de saygı duyduğu bir hocasının yürüyüşünü taklit etmesini tasvir eden kısa bir sahne vardır. :-) )

Belirsizlik daha uzun sürmemiş görünüyor. Tünelin sonundaki ışığı belli belirsiz görebilmiş olmalı. Ve böylece harekete geçebilmiş gibi görünüyor. Hocalarından biri dünya çapında saygındır. John von Neumann Oyun Teorisi üzerine çalışmaktadır. Eh, bu da Oyun Teorisi'nin yeterince önemli olduğunu gösterir. John sonunda odaklanabileceği konuyu bulmuştur. Bu konuda yeni bir şey yaratmak farklı, değerli olacaktır. Teori üzerine bastırır. İşte Nash Dengesi böyle doğar. :-)

Hocası:
- John.
- Orada ne yapıyorlar, görüyor musun?
- Kalemlerini veriyorlar.
- Ömür boyu gösterdiği başarılardan ötürü
bir öğretim üyesine layık görülür bu onur.
- Ne görüyorsun John?
John Nash:
- Takdir.
Hocası:
- Başarı nasıl elde edilir anlamaya çalış.
John:
- Bir fark var mı?
Hocası:
- Sen daha ne yapacağına karar veremedin.
- Üzgünüm ama, şu ana kadar yaptıklarınla
bir yere kabul edilmen mümkün değil.

John Nash:
- Başarısız olmamalıyım.
- Sahip olduğum tek şey bu.