24 Mart 2014 Pazartesi

Kalabalığı yönlendiren insanlar olacak, çanak tutanlar! - Sahne

 


Rusya'da ilk seçimler. Boris Yeltsin Amerika'dan kampanya ekibi getirtmiştir. Kampanya ekibi halka nasıl sempatik görünebileceğini anlatmaya çalışmaktadır.
Kampanya Ekibi:
Bu çıkış konuşması bugüne kadar yaptıklarından çok farklı olmalı.
Yeltsin'in meydanlara çıkarken kalabalığı yarması Kızıldeniz'i yaran Musa gibi olacak.
Kampanya Ekibi:
Evet kitliler çılgına dönecek, heyecandan sırtını sıvazlayacaklar.
Kalabalığı yönlendiren insanlar olacak, çanak tutanlar! 🙂
Kampanya Ekibi:
Kennedy gibi uzanıp kalabalığın ellerine sarılacak.
Ve bebekler. Bebekleri öpmek zorunda. 🙂 (eh, çoğu insan için bundan daha sempatik görüntü yoktur. 🙂 )
Kampanya Ekibi:
Konuşmaya gelince kısa olacak. 20 dakika!
Ve ayık olmak zorunda.
(Bazı siyasetçiler uzun konuşmanın iyi bir şey olduğunu sanabilir. Ama aslında insanlar sıkılır ve dikkatleri çoktan dağılmış olur. 🙂 )
...
%66lık kesim çok içtiğini düşünüyor... o yüzden. 🙂
Boris'in Kızı:
Konuşmayı erken saate çekerek bu sorunu aşabiliriz. 🙂 (Konuşmasının saatini zevklerinin saatine göre ayarlayan bir siyasetçi. Zevklerinin saatini konuşmasının saatine göre ayarlayacağına. 🙂 )
(Boris Yeltsin, Kampanya Ekibi'ni pek anlamamış gibidir. Kampanya Ekibi kendi arasında konuşmaktadır.)
Kampanya Ekibinden biri:
Sanki cenaze evinde gibiler...
...
Kampanya Ekibinden diğeri:
Bak dikkat et, sanki rüşvete izin verdiği için alkışlıyor gibiler, değil mi. 🙂

Hatta birkaç ağaç da dikebilir - Sahne

 


Kampanya Ekibi algılama analizörü ile katılımcı seçmenlere anket yapmıştır. Boris Yeltsin'in çeşitli fotoğraflarını göstermiştir. Hangilerini sevdiklerini, hangilerini sevmediklerini sormuştur. Elbette halkla empati kurduğunu gösteren fotoğraflar daha çok sevilmiştir.
Empati yapan, onlardan biriymiş gibi görünebilen politikacı oyları toplar. 🙂 Kampanya Ekibi Boris Yeltsin'e, halkla empati kurduğunu nasıl gösterebileceğini anlatıyor, yani numaradan bile olsa. 🙂
Boris'in Kızı:
Babamın danışmanları Amerikan numaralarının kullanılmasına karşı çıkıyor.
Kampanya Ekibi:
Numara mı? Nasıl yani, gülümsemesini istemem numara mı oluyor.
Kampanya Ekibi:
Spor her zaman iyidir. Gördüğünüz gibi hepsinin tercihi sportmen Boris. 🙂
Kampanya Ekibi:
Hatta birkaç ağaç da dikebilir. 🙂
Kampanya Ekibi:
İnsanlar arasında olmayı da seven biri (gibi)
Boris'in Kızı:
Babam insanlar arasında olmayı sevmez.
Yuhalanmaktan korkar!
Kampanya Ekibi:
Yuhalanmaktan mı korkuyor. Tamam o zaman bizde avansçıları önden gönderip yuhalanmaktan çok tezahürat olmasını sağlarız. 🙂
Kampanya Ekibi:
Ağaca gelince,
dikilecek ağaç önceden belirlenmiştir.

18 Mart 2014 Salı

Konferans: Andras Forgacs Hayvanları öldürmeden deri ve et üretimi


İşte 3 boyutlu yazıcıların kullanılabileceği ilginç bir alan daha...

2050'ye ulaştığımızda dünya nüfusunun et, süt ürünleri, yumurta ve deri ihtiyacını karşılamak için 100 milyar kara hayvanına gereksinim duyulacak. Bu büyüklükte bir hayvan sürüsünü beslemek gezegenimize büyük ve sürdürülme imkanı olmayan ekonomik bir yük olacak. Peki ya farklı bir yolu olsaydı? Bu göz açıcı konuşmada, doku mühendisi avukatı Andras Forgacs, et ve deriyi biyofabrikasyon yoluyla üretmenin, hamburger ve el çantaları üretmek için hayvanları öldürmekten daha medeni bir yol olduğunu savunuyor.

- Babamla birlikte 3 boyutlu bir yazıcıyla organ ve doku üretmek için bir şirket kurduğumuzda kimileri başlangıçta biraz deli olduğumuzu düşündü. Ama o zamandan beri çok ilerleme katedildi, hem kendi laboratuvarımızda hem de dünya genelindeki laboratuvarlarda. Bunun üzerine şu tür sorular gelmeye başladı, "İnsan vücudu parçaları üretmek mümkünse, et ve deri gibi hayvansal ürünler de üretilebilir mi?"

- Birisi bana bu fikri ilk verdiğinde, açıkçası biraz deli olduklarını düşündüm, ama kısa süre içinde anladım ki bu o kadar da delice bir fikir değildi. Deli olan bugün yaptıklarımız. Eminim ki 30 yıl içinde, geriye dönüp bugüne ve hamburgerlerimizi ve el çanlatarımızı üretmek için milyarlarca hayvanı nasıl yetiştirip katlettiğimize baktığımızda asıl bunların israf ve delilik olduğunu göreceğiz. Etimizi, süt ürünlerimizi, yumurtalarımızı ve deri mallarımızı temin edebilmek için bugün 60 milyar hayvandan oluşan bir sürüyü beslediğimizi biliyor muydunuz? Ve önümüzdeki birkaç onyıl içerisinde, dünya nüfusu 10 milyara ulaştığında, bu rakam neredeyse iki katına, 100 milyar hayvana çıkacak.

- Sonunda bu çok katmanlı deriyi alıp daha kısa süre ve daha az kimyasal tabaklama sürecinden geçirerek deriyi oluşturuyoruz. Ve şimdi büyük bir heyecanla, ilk defa size laboratuvardan taze getirilmiş ilk deri kültürü parçasını göstereceğim. Bu hiçbir hayvan kurban edilmeden üretilen gerçek, hakiki deridir. Hepsi aynı hücrelerden oluştuğu için derinin bütün özelliklerine sahip olabilirler, fakat daha da iyisi, temizlenecek saç, yara veya böcek ısırıkları ve israf derdi yok. Bu deri bir cüzdan, bir el çantası veya bir araba koltuğu şeklinde üretilebilir. Bir ineğin veya timsahın eğri büğrü şekliyle sınırlı kalmadan..


- Bir bira fabrikası aslında biyolojik bir reaktördür. Hücre kültürünün olduğu alandır. Hayal edin ki bu fabrikada bira mayalamak yerine, deri veya et mayalıyoruz.

Yapay Et

Andras Forgacs: Hayvanları öldürmeden deri ve et üretimi konferansı ile söz yapay etten açılmışken konuya şu notları da ekleyelim.

“Laboratuvarda üretilen etten yapılan ilk köfte pişti. Dünyada laboratuvar ortamında üretilen ilk köfte İngiltere'nin başkenti Londra'da bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Yemek eleştirmenleri, denedikleri köftenin gerçek ete çok benzediğini söyledi.”
“Projenin arkasındaki isim Maastricht Üniversitesi'nden Profesör Mark Post, "Bugün, laboratuvarda, hücrelerden üretilen dünyanın ilk köftesini size sunacağız. Bu çalışmayı yapmamızın başlıca nedeni, canlı hayvan üretiminin çevre için iyi olmaması, üretimin talebi karşılamaya yetmeyecek olması ve bunun, hayvanların refahı için de uygun bir ortam olmaması" dedi.”
Laboratuvarda üretilen etten yapılan ilk köfte pişti

“Yapay et piyasaya sürüldüğünde bundan herkes yararlanabilecek mi? Muhtemelen hayır çünkü ilk başlarda fiyatının bir hayli yüksek olacağı düşünülüyor. Örneğin 900 gramlık yapay sosis etini üretmek için yaklaşık 300.000 avro harcanması gerektiği hesaplanmış. Bu durumda yapay et marketlerin kaliteli ve üst sınıf ürünü olacak ve daha çok yüksek gelirli insanlara hitap edecek. Yapay etten orta ve düşük gelirli insanların daha uzunca bir süre yararlanamayacağı ortada. İnsanların yapay et fikrini kabullenmeleri biraz zaman alabilir, ancak marketlerden rahatça alınabilir duruma gelmesi için daha uzunca bir süreye gereksinim olacak.”
Yapay Et: Geleceğin Hayvansal Gıdası Olabilir mi? - Tübitak Bilim ve Teknik Ekim 2011

Önümüzdeki yüzyılda yapay etin tonlarca kilo seri üretimi gerçekleştirilebilir. Ancak o zaman, beslenmek için hayvan öldürmek daha kolay ahlaken ayıplanabilir olacaktır. Ama şuan için ahlaken ayıp sayılması mümkün görünmüyor.

PETA, ilk yapay et üretimine 1 milyon dolarlık ödül vereceğini açıklamıştı.

Örgütün ABD kolu, 2008 yılında laboratuvar ortamında çok miktarda tavuk eti üreten ve satan ilk araştırmacılara 1 milyon dolarlık ödül kampanyası başlatmıştı. Dünya üzerinde en çok üretilen ve tüketilen hayvan olduğu için kampanyada tavuk seçilmişti. Örgüt, laboratuvarda üretilen etin gerçek tavuk etinden tat olarak ayırt edilemez olmasını ve üç ay içinde 10 eyalette en az 900 kilogram satılmasını şart koşmuştu. 

Ancak PETA, laboratuvar ortamında ticari satışa uygun miktarda et üretimini yapan ilk araştırmacı grubu için koyduğu 1 milyon dolarlık ödülün koşullarını yerine getirmediğini açıkladı.

Geçmiş çağda insanın et yemeye başlamayla birlikte, insanın beyin kapasitesi de oldukça hızlı bir şekilde büyümeye başlamıştır. Bunun sebebi, az miktar bir etten bile alınabilecek bol enerji ve proteinin beynin büyümesi için gerekli olan her şeyi sağlıyor olmasıdır. Daha zeki olmamıza destek olmuştur. Et, etobur hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da doğal besin kaynağı haline gelmiştir. Şimdi aynı besin değerine sahip yapay et var, yani prototip olsa da. Hatta normal etten daha sağlıklı bile olabilir. Örneğin, etin tadını bozmayacak şekilde fazladan omega-3 yağ asitleri ve sağlıklı birtakım tamamlayıcıların eklenebileceği düşünülüyor. PETA da besin değerinin farkında görünüyor. Etin rengi, tadı konusunda aşırı seçici kaprisli müşteri izlenimi vermek yerine projeye karşı daha olumlu tavır beklenir. :-) Gerçek şu ki, uzun bir süre daha çok miktarda üretimi mümkün olamayacak. Ödül vermek için seri üretimini beklemek pek teşvik edici de olmayacaktır. :-)

Bu arada ta 1930'larda “Önümüzdeki 50 yıl içinde, sırf göğüs ya da kanat yemek için bütün bir tavuğu yetiştirmek yerine sadece bu kısımları uygun bir ortamda yetiştirebileceğimiz günler gelecek.” hayalinin kurulduğu şaşırtıcı gelebilir. Bu ilginç sözleri 1932'de yazdığı bir makalede Winston Churchill dile getirmiş.

Sahne: Ve karşılaştığım tüm olasılıklar ve olabileceğim tüm insanlar yıllar geçtikçe giderek azaldı!


Sahne: Ve karşılaştığım tüm olasılıklar ve... paylaşan: okanozcelik
David Spritz:
- Bir keresinde hayatımın nasıl olacağını düşünmüştüm.
Nasıl biri olacaktım!
Kendimde bazı artı yanların olmasını istemiştim.
Güçlü, olumlu yanlar.
İnsanlar odanın karşısından baktıklarında bile bunları anlayabileceklerdi.
Ama zaman geçtikçe elimde olan iyi yanlarım bile azalmaya başladı.
Ve karşılaştığım tüm olasılıklar ve olabileceğim tüm insanlar
yıllar geçtikçe giderek azaldı!
Ve en sonunda sayısı bire kadar düştü...
Olduğum kişiye kadar!
Ve ben olduğum kişiyim.
Hava durumu sunucusu.

Elbette Nicolas Cage 'i çoğu zaman olduğu gibi Uğur Taşdemir ile dinliyoruz.

5 Mart 2014 Çarşamba

3 Boyutlu Tasarlayın ve Ürününüzü Yazıcıda Hemen Basın

Organlarımız zamanla sorun çıkarıyor. Ancak onları değiştirmek kolay olmuyor. Bağışlar az. Uyumlu organı bulmak zor. Organların yedeklerinin laboratuvarda yaratılması güzel olmaz mıydı. Bu gerçekten olacak gibi. Böbreği 3 boyutlu yazıcıyla basmayı başarmışlardı. Böyle bir yazıcıyla oluşturulan kemik dokuları artık naklediliyor. Gelecekte insanlar yaşlandıkça, eskiyen organlarını yenileriyle değiştirebilir.

Özellikle plastik basım yapan 3 boyutlu yazıcılar oldukça yaygınlaşmış durumda. Cüzdandan bisiklete
kadar ilginç ürünler basıldı. İnsanlar tasarlamakta sadece kendi hayal güçleriyle sınırlı görünüyor. Gündelik hayata etkisi artıyor. Nokia firması Lumia 820 model telefonun arka kapağının üç boyutlu modelini kullanıcılarla paylaştı. Böylece istenilen renkte, tarzda bir kapağı yazıcıdan çıkarmak mümkün oluyor. Hatta plastikten bir tabanca planı bile internete konmuştu. Çok ilgi çekmişti. Silahlara herkesin kolayca erişmesi mümkün olacağından zaman kaybedilmeden kaldırtılmıştı.

Uzun süredir montaj hattıyla ürünler ucuza üretiliyor. Acaba montaj hattının devri bitiyor mu dersiniz! :-) Ne de olsa parçalar bu yazıcılarla basılacaktır. Gelecekte 3 boyutlu yazıcılar sayesinde montaj hattına gerek kalmayacak denilemese de hattın epey kısalacağı beklenebilir. Ürünler daha da ucuza imal edilecek. Şimdiden uçakların, arabaların bazı parçaları artık yazıcıdan çıkarılıyor. Daha hafif oluyorlar. 3 boyutlu yazıcı teknolojisine "imalat sanayinin geleceği" olarak bakılıyor. ABD Başkanı Obama, 2012 başlarında ticari ve hobi amaçlı kullanılmaya başlanan 3D baskı teknolojisini, Kongre'de yaptığı bir konuşmada "üretimde devrim yapacak teknoloji" olarak sunmuştu.

3 Boyutlu Yazıcıların 10 yıl içinde evlere girerek kişisel kullanıma sunulacağı tahmin ediliyor. Bu beklenmedik sosyal değişimlere neden olabilir. İnsanların eşyalarını satın almak yerine 3 boyutlu yazıcısından çıkarmaya başladığını bir düşünsenize. Bir şeye ihtiyacı olduğunda internetten tasarımını bulacak. İndirecek. 3 boyutlu yazıcısında basacak. Ve eşyaya sahip olacak. Artık, evinde yazıcısı varken kaç kişi fotokopi gibi kağıt işleri için dükkana gidiyor ki. Neden evinde 3 boyutlu yazıcısı varken bir şeyleri dükkandan satın alsın. :-) Ekonomi sarsılabilir! Şaka bir yana plastik basım yapanların fiyatı epey ucuzlamış durumda. Her eve girmesine az kaldı. Yani hırdavatçıların işi gelecekte zor görünüyor. Çünkü ıvır zıvır şeyler rahatça basılıyor. Metal işleyenler ise endüstriyel amaçlı kullanılıyor, henüz çok pahalı. 3 Boyutlu yazıcılar gelişmeye devam edecektir. Belki 100-200 yıl sonra atom düzeyinde işleme kapasitesine ulaşabilir. O zaman çok çeşitli maddelerden oluşan -Karbon, Fosfor, Alüminyum gibi- ürünler bu yazıcılarla basılabilir. İşte o zaman gerçekten sosyal değişimlere neden olabilir. İlginç bir düşünce deneyi...

Gelecekte yeni çağın Microsoft'ları ortaya çıkacaktır. Bir ürünün fiziksel varlığını satmayacaklardır. Bunun yerine eşyanın yazılımsal tasarımını lisanslayacaklardır. Özellikle komplike, tasarımı zor ürünler böyle olacaktır. Kişi internetten bir eşya beğenecek. Ancak artık o eşyanın kargoyla gelmesini beklemeyecek. O eşyanın yazılımsal tasarımını satın alacak. Tasarımı yazıcısına gönderecek. Ve eşyası hazır. En azından plastik nesneler için bu çok mümkün görünüyor. Tabii bir de bu çağın Linux'leri, Android'leri de gelişecektir. İnternetin bedava eşya tasarımlarıyla dolmasını bekleyebiliriz.

Mars'a gitmek 9 ay sürüyor. Gelecek yıllarda uzun uzay yolculukları planlanmaktadır. Astronotlar elbette günlük yemek yemek zorundalar. Aylarca yetecek yiyecekleri yanlarında taşımak gibi bir sorun ortaya çıkıyor. Uzay kapsülü daha büyük olmalı. Daha ağır olacak. Bu fırlatmak için daha fazla yakıta da ihtiyaç olacak anlamına gelir. Yiyecekleri düzenli biçimde taşıyabilecek bir uzay kapsülünün hacmi epey büyük olacaktır. Yiyecekler aylarca dayanabilmeli. Ama genelde raf ömrü bu kadar uzun olmaz. Bu sorun nasıl çözülmeli. Yiyeceklerin kendileri yerine ham maddelerinin taşınması nasıl olurdu! Böylece hacim olarak daha az yer kaplarlar. İşlenmedikleri için bozulmalarını önlemek daha kolay olur. Astronotlar uzayda kendi yiyeceklerini yapmak için zaman ayırmak zorunda kalacaklar. :-) Elbette bunun için zaman ayırmayacaklardır. Zaten ellerinde pişirmek için filan yeterli enerji ve donanım da olmayacak. Bunun çözümü, yemeği 3 boyutlu yazıcıda basmak olacak gibi. Kurgu gibi gelebilir. Değil. İşte bu yüzden NASA'nın 3 boyutlu yazıcılarla yakından ilgilenmeye başlaması kimseyi şaşırtmamalı. Şirketleri teşvik ediyor. ABD'de bulunan SMRC isimli firma Mart ayında, uzun süreli uzay seyahatleri için 3D yazıcıyla yiyecek üreten sistem projesiyle, Gelişmiş Yiyecek Teknolojisi programı kapsamında NASA'dan 125.000 dolar karşılıksız destek almayı başardı. 3D yazıcı, makrobesinleri (nişasta, protein ve yağ), biçimi ve besin dokusunu basarken mürekkep püskürtücü baskıya mikrobesinleri, tadı ve kokuyu ekleyecek. Protein, yağ gibi ham maddelerden astronotlar istediği yemeği basabilecek. Şimdiden başarıyla çikolatayı basabildiklerini ekleyelim.

Elbette uzun uzay yolculuklarında tek sorun yiyecek olmayacak. Bazen uzay aracında bir parça bozulacak. Tamir edebilmek için muadiline ihtiyaç duyulacak. Bütün yedek parçaların uzay aracında bulundurulabilmesi gerçekçi değil. Hırdavatları basabilmek için 3 boyutlu yazıcının olması yeterli görünüyor. Aslında beden dondurma teknolojisi gelişirse bunların hiçbirine gerek de kalmayabilir. :-) Astronotlar dondurulur. Uzay aracı onları korumak için çok az enerji harcar. Yemeğe ya da oksijene ihtiyaç kalmaz, en azından yolculuk süresince. Hedef gezegene ulaşıldığında astronotlar çözülür. Ancak bu beden dondurma teknolojisinin güvenli olmasına daha çok zaman olduğundan 3 boyutlu yazıcı teknolojisinden daha erken faydalanılacağı daha olasıdır. Bir de, uzun uzay yolculuklarına gerçekten çıkmak isteyecek miyiz çelişkisi vardır :-) :  Aylarca Dünya'dan uzak kalmak istenecek mi. Dünya'daki hayatımızdan, ailemizden, arkadaşlarımızdan bu kadar uzun süre kopmak gerçekten istenecek mi. Dünya'ya dönüldüğünde bir şeyler mutlaka değişmiş olacaktır. Bu da ayrı bir yazının konusu olabilir.

İlgili Belgeler:

Anthony Atala: Bir insan böbreği çıktısı almak

3D Yazıcıların Altın Yılı

Nokia Lumia 820 nin Bilinmeyen Özelliği

Üç boyutlu silah planları internetten kaldırıldı

3D Yazıcı Çılgınlığına NASA da katıldı - Tübitak Bilim ve Teknik Ekim 2013

Belgeselden: 3 Boyutlu Yazıcı


Belgeselden: 3 Boyutlu Yazıcı paylaşan: okanozcelik
Malzemeyi yontmak yerine ekleyerek obje üretmek.

DotEPUB Yazılımı

DotEPUB yazılım eklentisiyle web sitelerindeki okunmak istenen sayfalar kolayca EPUB biçimine dönüştürülebiliyor. Böylece tabletlere gönderilerek rahatça okunabiliyor.

DotEPUB, Web sayfalarını, uğraştırmadan her tablete uyumlu biçime dönüştürebildiğinden seviliyor olmalı. İnternetten sıkça bir şeyler okunurken faydalı olmaktadır. Bu yazılım eklentisi epey rağbet görüyor. Bu da e-kitap okuyucuları, sadece kitap okumak niyetiyle kullanmayacak insanların az olmadığının belirtisi olabilir. Kullanıcılar, özellikle internetten her türlü belgeyi, gazete, dergi sayfasını sıkça alete yüklemek isteyeceklerdir.

Üreticiler e-kitap okuyucuları genelde kitap okunmak üzere tasarlamış olabilirler. Sık sık yeni belge yükleneceğini öngörmemişlerdir. :-) Yazılımını şimdilik, buna göre sade tutmanın yeterli olacağını düşünmüşlerdir. Ama zamanla geliştireceklerdir.

DotEPUB