8 Mart 2016 Salı

Sahne: Turing Testi


Sahne: Turing Testi paylaşan: okanozcelik
Bir makine yapılmıştır. Bakalım sonunda başarılabilmiş midir! Makinenin yapımcısı emin değildir. Bu yüzden tarafsız bir sorgulayıcı davet eder. Sorgulayıcı, makineyle seanslar yapmaktadır. Çeşitli diyaloglar kurar. Bir insanın anlamakta zorlanmayacağı sıradan diyaloglar. Makinenin bu diyalogları anlamaktaki açığını keşfetmeye çalışır. O, gerçekten bir bilince sahip olabilmiş midir! Bakalım makine konuşmayı tutarlı şekilde sürdürebilecek midir... Başarabilirse Turing Testi'ni de geçmiş sayılır. Artık kim aksini iddia edebilir ki zaten!

Sorgulayıcı: ...Yapay zekanın cinsiyete ihtiyacı yoktur. Gri bir kutu da olabilirdi.
Yapımcı: Hımm. Aslında bunun doğru olduğunu pek düşünmüyorum.
İnsan ya da hayvan olsun, herhangi bir seviyede cinsel boyutu olmadan
var olan bir bilinç gösterebilir misin!

Sorgulayıcı: Onu benden hoşlanmaya programladın mı programlamadın mı?
Yapımcı: Onu heteroseksüel olmaya programladım,
Tıpkı senin heteroseksüel olmaya programlandığın gibi.
Sorgulayıcı: Kimse beni öyle olmaya programlamadı!
Yapımcı: Buna sen mi karar verdin yani...
Lütfen tabii ki programlandın.
Doğa, yetiştirme ya da her ikisi nedeniyle! :-)

Yapımcı: ...Beynini boşaltıp, elinin istediği yere gitmesine izin veriyordu.
Kasıtlı değil, tesadüfi değil... İkisinin arasında bir şey!
Buna otomatik sanat dediler.
Bunu Uzay Yolu gibi yapalım, tamam mı.
Aklını çalıştır!
Sorgulayıcı: Anlayamadım!
Yapımcı: Ben Kirk'im ve senin kafan da Warp motoru. Aklını çalıştır...
Ya Pollock, bu meseleyi tersine çevirseydi.
Yani düşünmeden resim yapmak yerine,
“Tam olarak nedenini bilmediğim sürece hiçbir şey yapamam” deseydi!
O zaman ne olurdu?
Sorgulayıcı: Tek bir nokta bile yapamazdı.
Yapımcı: Evet işte benim adamım,
ağzını açmadan önce düşünen dostum benim.
Tek bir nokta bile yapamazdı!
Mesele otomatik davranmak değil.
Otomatik olmayan bir eylem bulmak.
Resim yapmaktan, nefes almaya, konuşmaya, sevişmeye,...
Aşık olmaya kadar!

Makinenin yapımcısı ve sorgulayıcı sohbet etmektedirler. Sorgulayıcı sade bir yapay zeka beklemiştir, aslında. Ama yapımcı farklı düşünmektedir. Beyindeki her sistemin, katmanın -açık bir nedeni olmasa bile- taklit edilmesi gerekebileceğini anlatmaya çalışır. Beynin cinsellikle ilgili bölümü de bunlardan biri, tabii. Çünkü bilinci ortaya çıkaran şeyin ne olduğunu tam olarak bilmemektedir.

Aslında haklılık payı yok değildir...

7 Mart 2016 Pazartesi

Bir Bilinç Oluşturabilmek

Amigdala, duygusal olaylarla ilgili hafızanın oluşumunda ve depolanmasında önemli rol oynar. Korkuya bağlı koşullanmada uyarılar amigdalanın bazolateral kompleksine, özellikle de lateral nukleusa gelir ve burada uyarana ait anılarla ilişki kurulur. Zihin için amigdala gibi beynin daha alt katmanlarına gerek olmadığı düşünülür bazen. Ama bu o kadar kolay mıdır peki!

Primatlarda yapılan çalışmalar, amigdala hasarlarında hayvanlarda belirgin sosyal ve emosyonel bozukluklar oluştuğunu göstermiştir. Daha ilginci, amigdala, hafıza birikiminin düzenlenmesinde de rol alır. Bir şeyi öğrenebilmek, o şeyin duygusal önemiyle mümkündür. Amigdala devre dışı kaldığında duygusal puan verilemeyeceğinden o şeye ilgi de oluşmayacaktır. Bir şey sizi yeterince korkutamıyor ya da mutlu edemiyorsa dikkatinizi de veremezsiniz. :-) Kısaca amigdala düşünmeyi, davranışı öyle ya da böyle etkiliyor. Yani duygularından tamamen bağımsız düşünebilen Mr. Spock gibi bir canlının var olması aslında pek olası görünmüyor. :-)

Örneğin yine alt katmanda bulunan hipokampus de yeni şeylerin öğrenilmesinde, kaydedilmesinde etkindir. Eksik kaldığında bir bellek oluşturulamayacaktır. Yani bir geçmiş bilgi olmayacaktır. Böyle bir kişinin kafasında iç sesi olmayacaktır. Çünkü dil belleği bile oluşmamış olacaktır. Dolayısıyla bilinç de olmayacaktır.

Beyinde bilinci ortaya çıkaran şey kesin değildir. Aslında beyine dağılmış gibidir. Beynin alt sistemlerinin bilince nasıl katkı yaptığı henüz tam açık değildir. Beyinde sadece neokorteksin çalışmasıyla değil, bir çok alt sisteminin birlikte çalışmasıyla bilinç oluşuyor gibidir. Bu yüzden nedeni açıkça ortada olmasa bile her sistemin simüle edilmesi gerekebilir. Hormonların ve sinir hücrelerindeki etkileri bile taklit edilmeli belki de. :-)

“...Kısacası, beynin modern ve deneyimle güdülenen kesimlerindeki (örneğin neokorteks) devrelerin etkinliği, zihin (imgeler) ve zihne dayalı eylemlerin temeli olan sinirsel temsillerin belli bir türünün üretimi için şarttır. Ancak beynin evrimsel bakımdan eski alt kesimi (beyin sapı, hipotalamus) sağlam değilse ve işbirliği yapmazsa, neokorteks imge üretemez.”
şeklinde yazmıştır sinirbilim profesörü Antonio Damasio.

Bu arada, bir süredir neokorteksdeki sinir bağlantıları haritalandırılıp bilgisayarda simüle edilmeye çalışılıyor. Beyni anlamak için ilham kaynağı olacağı açıktır. Ne deneyler, çalışmalar yapılacaktır, kim bilir! Ama hâlâ tam olarak nasıl bir bilinç oluşacağından kimse emin değil. Bu, bilinci oluşturmak için çok önemli bir başlangıç olacak gibi görünüyor, henüz. Amigdala, hipokampus gibi alt kesimlerdeki sinir bağlantılarının da haritalandırılıp, bilgisayara yüklenmesi muhtemeldir, daha sonra. Elbette bu zaten yeterince karmaşık, zor olan işi daha da zor hale getirmektedir. Gen analizi de zordu, eskiden. Çok pahalıydı. Teknoloji olduğu yerde kalmaz elbet. Şimdi daha kolay yapılıyor. Hızlı sonuç alınıyor. Kişisel gen testleri artıyor. Ucuzladı çünkü. Sinir bağlantılarını daha otomatik çıkarabilen teknikler de keşfedilecektir sonunda. Ve beyin haritasını çıkarmak beklenenden hızlı ilerleyecektir.