12 Mayıs 2021 Çarşamba

Elon Musk'un İtirafı - Haber

Sıra dışı olarak yoğun davranışlar, ilgiler ve eylemler gösterir. Özel ve dar ilgi alanları ile ilgilenmek bu sendromlunun en çarpıcı özelliklerinden biridir. Bir konuya odaklanıp, üzerinde çok fazla yoğunlaşırlar. Zamanlarının çok büyük bölümünü verebilirler. Kafa hep o konuyla meşguldür. Dolaysıyla bu sendromu yaşayanların içinden başarılı insanlar çıkar. Bu özel ilgiler zaman zaman değişiklik gösterebilir, mesela uzun süre tatmin olamadıklarında. Bu sendromu bilenler için Elon Musk’un itirafı sürpriz değil teyit olmuştur. :-) Elon Musk'ın, Mark Zuckerberg'in ve Bill Gates'in ortak bir tarafları vardır. Bu sendroma sahip olmaları aslında şaşırtıcı değildir. :-)


Resim https://www.ntv.com.tr/galeri/yasam/elon-musk-asperger-sendromlu-oldugunu-acikladi,G5KGVOOtNkWaTBBLirIyOg 'den alınmıştır.
Resim https://www.ntv.com.tr/galeri/yasam/elon-musk-asperger-sendromlu-oldugunu-acikladi,G5KGVOOtNkWaTBBLirIyOg 'den alınmıştır.


Dün (Cumartesi) gece SNL programına sunuculuk yapan Elon Musk, konuşması sırasında asperger sendromuna sahip olduğunu ilk kez açıkladı. İletişim konusunda tecrübelediği durumları mizahi bir yolla anlatan Musk’ın konu hakkındaki ifadeleri şu şekilde oldu:

“Saturday Night Live’ı sunmak onur verici, bunu içtenlikle söylüyorum. Bazen bir şey söyledikten sonra ‘içtenlikle söylüyorum’ diye eklemem gerekiyor, böylece insanlar içtenlikle söylediğimi anlıyorlar. Çünkü her zaman geniş bir tonlama çeşitliliğiyle konuşmuyorum. Bana söylenene göre bu durum iyi bir komedi malzemesi. Aslında bakarsanız bu gece SNL’i sunan ilk asperger sendromlu kişi olarak tarih yazıyorum; en azından itiraf eden ilk kişi olarak. Bu yüzden bu gece konuklarla çok fazla göz teması kuramayacağım. Ancak merak etmeyin; emülasyon modundayken gayet insanca davranabiliyorum.”

Elon Musk, daha önce Neuralink’in şizofreni, alzheimer ve hatta otizme çare olabileceğini söylemişti. Otizmin bir hastalık değil, doğuştan gelen bir davranış kimliği olduğu biliniyor. Belki de Musk, otizmin neden olabildiği günlük sorunlara çözüm bulunabileceğini kastetmişti. Yeni açıklamalarıyla bir otizm türü olarak bilinen asperger sendromuna sahip olduğunu öğrendiğimiz Musk, konuşmasına devam ederken Twitter’da paylaştığı gönderileri de dalgaya aldı:

“Bazen garip şeyler söylediğimi ya da paylaştığımı biliyorum. Beynim böyle çalışıyor, hepsi bu. Gücendirdiğim herkese şunu söylemek istiyorum: Elektrikli arabaları tekrar icat ettim ve roketlerle Mars’a insan gönderiyorum. Sakin ve normal biri olacağımı mı düşündünüz?”


Haber: Elon Musk, Canlı Yayında 'Asperger Sendromu' Olduğunu Açıkladı

İlgili Belgeler:
Asperger sendromu

9 Mayıs 2021 Pazar

Hırs - Sahne

 


Cosmê: Bay Bayfield, ben gayet ciddi bir piyanistim.
Hırslıyım. Ben yani...
Bay Bayfield: Oh, benim hırsım yok muydu sanıyorsun.
Ben iyi bir aktördüm.
Ama aslında, büyük bir aktör olamayacaktım.
Çok çok zordu,
bunu kendime itiraf etmek!  
Ama bunu bir kez yaptığımda,
kendimi hırsın zorbalığından özgürleşmiş hissettim!
Yaşamaya başlamıştım.
Bizimkisi mutlu bir dünya, diğ mi Cosmê. Eğlenmiyor muyuz! (Gülümseyerek)

Bazen itiraf edebilmek gerekir, hırsın zorbalığından özgürleşip rahatlayabilmek için. :-) Belki sonucunu daha rahat görüp mutlu olunabilecek ilgili diğer hedeflere zaman ayırmak iyi fikir olabilir. :-)

1 Mayıs 2021 Cumartesi

Nükleer Enerjiyle Yolculuk

Nükleer enerji protesto edilir. Ama pek kimsenin haberi olmadığı ilginç bir şey daha vardır. Nükleer reaktörlü gemiler yıllardır kullanımdadır. Nükleer reaktörlerle yüksek itme gücü oluşturulabilir. Üstelik enerjileri de hemen bitmez. Nükleer reaktörlü gemiler aylarca yeni yakıt almadan gidebilir. Bu gerçekten uzun bir süre. Uçak gemilerinde kullanılır. Dizel motorun aksine oksijene ihtiyaç duymadığından denizaltılar için de iyi bir seçimdir.


Bir Nükleer Uçak Gemisi. Resim https://en.wikipedia.org/wiki/Nimitz-class_aircraft_carrier 'dan alınmıştır.


Sivil gemilerde de kullanılmaya çalışılmıştır. Ama işletme giderlerinin yüksekliğinden yaygınlaşamamıştır. İnsanın aklına “daha ucuz elektriği vadeden nükleer enerjinin, işletme giderlerini nasıl yükselttiği” gelebilir. Bu düşündürücü. Şu açıdan bakılabilir. İnsanlarda nükleere karşı tepki var. Dolaysıyla kullanmak isteyenler az olacaktır. Yine de kargo gemilerinde kullanılabilirdi. Ama korku limanlara da yansıyor. Her liman, nükleer gemilerin yanaşmasına izin vermiyor. Bu da gemiyi işletmeyi zor ve pahalı hale getiriyor olabilir.

Nükleer yakıtlar oksijene ihtiyaç duymaz. Sera gazı yaymaz. Aslında en temiz enerji kaynağıdır, gerçekçi seviyede elektrik üretimi yapabilmek için. Ama elbette güvenlik standartlarını tam olarak sağlamak gerekiyor. ABD 80’den fazla gemi işletmektedir. On yıllardır kullanmaktadır. Günümüze kadar hiç kaza yapmamıştır. Rusya ise arada bir yapmıştır.

NASA’nın Mars’a astronot gönderme planı var. Sadece gidiş 9 ay sürecek. Gerçekten uzun bir süre. Bu sürenin biraz daha cazip hale getirilmesi iyi olurdu. Bu nedenle NASA’nın ilgilendiği başka bir roket tipi daha var. Nükleer yakıtlı bir roketle bu süre 3 aya düşürülebilir. Çünkü kimyasal yakıttan çok daha yüksek itme gücü oluşturulabilir. Böylece astronotlar daha az uzay radyasyonuna maruz kalacaklardır. Üstelik nükleer yakıtlı bir roket, kimyasal yakıtlı bir roketten daha uzak yerlere gidebilir, daha uzun süre yetecektir.

Nükleer enerjiye karşı olanlar güneş enerjisini savunmaktadır. Ama unuttukları bir şey var. Güneş enerjisini de güneşteki nükleer tepkimeler oluşturmaktadır. Dünyadaki güneş panelleriyle, bu enerjinin çok az kısmından faydalanılabilmektedir. Dünyada da güneşteki nükleer tepkimeler taklit edilmeye çalışılmaktadır. Başarıldığında büyük bir enerji kaynağı elde edilmiş olacak. Nükleer reaktörlere gerçek bir alternatif gelmiş olacak. Üstelik bu güneşteki nükleer tepkime taklidi, radyasyon da yaymıyor olacak. İşte o zaman ortada nükleer enerjiyi savunan kimse kalmayacak! Daha doğrusu, şimdiki nükleer fisyon (çekirdek parçalanması) enerjisi yerine, elbette çok daha verimli olan nükleer füzyonu (çekirdek kaynaşması) savunacaklardır. 1000 MW enerji üretmek için yılda yalnızca birkaç metrik ton Lityum yeterli olabilecektir. Okyanuslar trilyonlarca metrik ton Lityum içerdiğinden, milyonlarca yıl boyunca tedarik sorunu olmayacaktır. Hem çok enerji hem sürdürülebilir bir kaynak sağlanmış olacaktır. Az bulunan radyoaktif maddelere artık gerek kalmayacak. Aslında şuanda da nükleer füzyon gerçekleştirilebilmektedir. Ama henüz tepkime kontrollü şekilde sağlanamadığından sadece bomba olabilmektedir.


İlgili Belgeler:
Nükleer Gemiler
Nükleer Enerjiyle Uzay Yolculuğu
Füzyon Enerjisi

Nükleer Enerjiyle Uzay Yolculuğu

2035'e kadar Mars'a astronot göndermeyi hedefleyen Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu (NASA), bu yolculukta nükleer roket kullanma seçeneğini değerlendiriyor.

CNN'in haberine göre, böylece 225 milyon kilometre uzaklıktaki Kızıl Gezegen'e yapılacak yolculuğun süresi en az yarı yarıya azaltabilecek.

Mevcut teknolojiyle Mars'a insansız uzay yolculuğu en az 7 ay sürüyor. İnsanlı yolculukta bu süre en az 9 aya çıkıyor.

Seattle merkezli Ultra Safe Nuclear Technologies (USNC-Tech) şirketi ise üzerinde çalıştığı, Nükleer Termal Tahrik (NTP) sistemli bir motorla bu sürenin üç aya düşebileceğini savunuyor.

'Kimyasal motorlardan iki kat daha güçlü'

Şirketin mühendislik biriminin sorumlusu Michael Eades, nükleer yakıtla çalışan roketlerin günümüzde kullanılan kimyasal motorlara kıyasla iki kat daha güçlü ve etkin olduğunu, roketlerin daha hızlı gitmesini ve daha uzun mesafe kat etmesini sağladığını söylüyor.

Eades, bu teknolojinin uzay seyahatlerini mümkün kılarken galaktik iş fırsatları yaratacağını da belirtiyor.

NASA Uzay Teknolojisi Misyon Birimi Baş Mühendisi Jeff Sheehy de, "Bugün roketlerin çoğu kimyasal motorlarla çalışıyor. Bu motorlarla da Mars'a gidebilirsiniz. Ama uzun zaman alır. Gidiş-geliş en az üç yıl sürer. NASA, Mars'a daha hızlı gitmek, ekibin dış uzayda geçirdiği süreyi asgariye indirmek istiyor" diyor.

Yolculuk süresinin kısalmasıyla astronotların uzay radyasyonuna daha az maruz kalacakları belirtiliyor.

Uzay radyasyonunun "radyasyon hastalığı", merkezi sinir sistemi sorunları ve dejeneratif hastalıklarla kanser riskini artırabileceği söyleniyor.

Sheehy ayrıca, yolculuğun süresinin kısalmasının genel anlamda misyonu daha az riskli hale getireceğine dikkat çekerek "Dışarıda ne kadar çok kalırsanız işlerin yanlış gitme riski de o kadar artar" diye konuşuyor.

NASA'nın bu nedenle nükleer yakıtla çalışan bir roket geliştirmek istediği belirtiliyor.

NTP sisteminde ısının uranyum yakıtından elde edildiği bir nükleer reaktör kullanıyor. Bu termal enerji, likit iticiyi (genellikle likit hidrojen) ısıtıyor. Isınma sonucu sıvı, gaza dönüşerek itme kuvveti yaratıyor.

NTP roketlerinin birim başına itme kuvvetinin kimyasal roketlerininkinin iki katı olduğunu söyleyen Sheehy, "Bu teknolojiyle astronotların iki yıldan az bir sürede Mars'a gidip gelmeleri mümkün olabilir" diyor.

'2 bin 426 derecede çalışabilen yakıt'

Ancak NTP motoru için nükleer termal motordaki çok yüksek sıcaklıklara dayanabilecek uranyum yakıtı bulmak en büyük zorluklardan biri olarak kabul ediliyor.

USNC-Tech ise 2700 Kelvin'e (2426 santigrat derece) kadar sıcaklıkta çalışabilecek bir yakıt geliştirdiğini iddia ediyor.

Yakıt, tank zırhlarında kullanılan bir madde olan silisyum karbür içeriyor.

Bunun gaz sızdırmayan bir bariyer oluşturarak reaktörden radyoaktif madde sızmasını önleyeceği ve astronotları koruyacağı söyleniyor.

USNC-Tech ile birlikte benzer teknolojiler geliştiren bazı şirketlerin de NASA'ya sunum yaptığı belirtiliyor.

Sheehy tasarımlarla ilgili bilgi vermemekle birlikte "Bu tasarımlar nükleer motorların Mars yolculuğu için uygun bir seçenek olabileceğini gösteriyor" dedi.

Nükleer motorlar güvenli mi?

Yolculukların kısa sürmesi, mürettebatı uzay radyasyonuna maruz kalma süresini de düşürecek ancak nükleer reaktörden çıkan radyasyonun uzay aracının içindeki olası etkisi hâlâ endişe kaynağı.

Eades, bunun roket tasarımıyla asgariye indirileceğini belirterek, "Mürettebatın bulunduğu kabinle motor arasındaki bölüme yerleştirilen likit iticiler, radyoaktif parçacıkları engelleyerek olağanüstü bir radyasyon kalkanı görevi görüyor" diyor.

Sheehy ise mürettebatla reaktör arasındaki mesafenin tampon görevi göreceğine dikkat çekerek herhangi bir NTP tasarımında insanlarla reaktörün roketin iki ucunda konumlandırılacağına dikkat çekiyor.

'Roket yörüngede ateşlenecek'

Jeff Sheehy, yerdeki insanları korumak için NTP uzay aracının doğrudan Dünya'dan fırlatılmayacağını, kimyasal motorla yörüngeye taşınan nükleer reaktörün buradan ateşlenebileceğini belirtiyor.

NASA yetkilisine göre, patlamalar ve termal radyasyon boşlukta ilerlemeyeceği için yörüngedeyken reaktörün vereceği zararın sınırlı kalacağını, bir felaket sonucu parçalanması durumunda bile parçaların on binlerce yıl boyunca Dünya ya da başka bir gezegene düşmeyeceğini vurguluyor.

Sheehy'e göre bu süre içinde radyoaktif madde bozularak zararsız hale gelecek.


Haber: NASA, Mars projesinde nükleer roket kullanabilir: 'Yolculuk süresi 3 aya inecek'