22 Aralık 2013 Pazar

Belgeselden: Görme Merkezine Veri Gönderme

Rajesh Malik'in optik sinirleri gelişmemiştir. Görmemektedir. Normalde görme, gözden gelen sinyaller görme merkezinde işlenerek sağlanır. Dr. Maurice Ptito'nun ekibi görme merkezine veri aktarmak için şaşırtıcı bir yöntem geliştirmiş. Görüntü sinyallerini dildeki sinirlerle aktarmayı başarmışlar.

Kişinin alnına bir kamera takılır. Kamera bilgisayara bağlıdır. Kişinin diline de bir verici yerleştirilir. Kişinin baktığı şeyler bilgisayarda işlenir. Görme sinirlerinin sinyallerine çevrilir. Vericiye ulaştırılır. Dildeki sinirler bu sinyalleri alır. Beynin görme merkezine ulaştırılır. Evet, kişi kameranın baktığı şeyi gerçekten görmüş olur.

Elbette bu teknoloji deney aşamasındadır. Oldukça yenidir. Bilgisayar yazılımı kameradan gelen görüntüyü epey sadeleştirdikten sonra görme sinyallerine çevirebiliyor. Dolayısıyla kişi karmaşık görüntülerin yalın halini görebiliyor. Ama gelecekte neredeyse bir göz gibi görmeyi sağlayabilecek kadar yoğun sinyaller üretilebileceğinin ilk işaretini veriyor.

Makinelerin sinirlerle doğru sinyaller göndererek bağlantı kurabileceğinin güzel bir örneği olduğundan yayınlıyorum.

1. Deney: 2 Boyutlu Görme


Belgeselden: Görme Merkezine Veri Gönderme: 2... ile okanozcelik

2. Deney: 3 Boyutlu Görme


Belgeselden: Görme Merkezine Veri Gönderme: 3... ile okanozcelik

18 Aralık 2013 Çarşamba

Haber: Düşünceyle yönetilen biyonik kol

“Afganistan'da kolu kopan İngiliz asker Andrew Garthwaite, biyonik kolunu düşünceleriyle kontrol etmeyi öğreniyor.”

“Kaybettiği elini göğsünde hissettiğini belirten Garthwaite, yaşadığı hissi şöyle tarif ediyor: "Son 3 yıldır başparmağım ve diğer parmaklarım olmadığı için, şimdi birden bire bunları yeniden hissetmek tam anlamıyla tuhaf bir his. Bu yüzden beyninizi eğitmeniz gerekiyor." “

Sinirlerin dolaylı okunmasıyla ilgili bu teknolojiyi daha önce de duyurmuştum. Bu teknolojinin, insanlar üzerinde daha sık kullanılacak kadar oturduğunu görüyoruz.

Haberin Tamamını Oku

Teknolojiyle İlgili Önceki Duyurum

4 Aralık 2013 Çarşamba

Sahne: Bir Görev



Phil:
- ...O'nu yanmış bir şehrin ortasında dolabın içinde saklanırken buldum.
Yangın şehri yıkmıştı.
Bir çeşit patlama ve tam ortasında giysi dolabı vardı.
Orda tek başına duruyordu.
Dolaba yürüyüp kapısını açtım ve içinde Tanrı vardı.
Saklanmıştı!
Büyük bir aslan başı vardı.
Ama aslan olmadığını biliyordum. O Tanrı'ydı.
Ve korkuyordu!
Sonra O'nu çıkarmak için dolaba elimi uzattım.
Ve dedim ki “Korkma Tanrı, yanındayım!”.
Öylece durduk. İkimiz. Eleleydik.
Yıkımı seyrediyorduk...

Phil: Neden bilmiyorum ama bu dünyada bir görevim olduğunu hissettim.
Larry: Bir görev?
Phil: Evet.
Larry: Nasıl bir görev?
Phil: Hiçbir fikrim yok!
Larry: Aa, sana görevini söyleyeyim, görevin benimkiyle aynı.
Şey, gruplar arasında bağ kurmak.

Bazen insanlar, özel bir görevleri olduğuna inanarak hayatlarını anlamlandırırlar. Larry, Phil'i kendisi gibi alçak gönüllü bir görev hayal etmeye yönlendirerek moralini yükseltmeye çalışır.

3 Aralık 2013 Salı

Sahne: Yeni Bir Fikir


Bir zamanlar otomobiller yoğun el emeğiyle üretilirdi. Bir otomobilin tamamlanması uzun zaman alırdı. Pahalıya üretilirdi. Lüks araçlardı. Doğal olarak zenginlerin oyuncağıydı. Henry Ford'un aklına bir şey gelir. Bir işçi neden otomobilin her yeriyle ilgilensin! Her işçiyi otomobilin sadece bir parçasıyla ilgilenmek üzere organize eder. Böylece daha seri üretim yapılabilecektir. Bir üretim bandı! Bant ilerledikçe, işçi önüne gelen otomobilin sadece kendisiyle ilgili parçasını yerleştirir. Üretim otomatikleşir. Ve bir otomobil çok kısa sürede hazır hale gelir.

Artık üretim bandıyla, otomobiller çok sayıda üretilmeye başlanmıştır. Eskiden lüks olan otomobiller, orta gelir sınıfının erişebileceği bir ihtiyaca dönüşür. Otomobillerin dünyayı fethi başlar.

Burada kalmadı. Ford'un üretim bandından esinlenerek başka endüstrilerde de üretim bandı kuruldu. Ürünler bu sayede çok miktarda üretilebildi. Ucuzladı. Günümüzde elektronik aletlerden yiyeceğe hep üretim bandıyla üretilmektedir. Endüstriyel robotlar, hâlâ en çok otomobil üretmekte kullanılıyor.

Yeni bir şey yaratmış olmanın verdiği neşeye, Mazlum Kiper 'in sesiyle Cliff Robertson 'la tanık oluyoruz.

Sahne: Devrim Yapmak


Gündüz Bey:
- Üstelik büyük bir avantajımız var;...

- Kimse yapacağımıza inanmıyor! :-)

Aslında demiryolu mühendisleridir. Görevi aldıklarında çok da hazırlıklı sayılmazlar. Ama motivasyon olmaları için işaretin gelmesi yeterli olmuştur. Harekete geçirir. Yoğun odaklanabilirler. Ellerindeki bir-iki otomobile tersine mühendislik yaparak işleyişini çıkarırlar. İddialı proje onları teşvik eder. Hemen öğrenirler. 130 gün gibi dar bir zamanda projeyi yetiştirebilmişlerdir. Seri üretime geçilememiş olsa da en azından çalışır bir prototipi ortaya koyabilmişlerdir.