29 Haziran 2021 Salı

Öz Farkındalık Seviyesi - Zihin Felsefesi

Bir hayvan karnının aç olduğunun farkındadır. Üşüyüp üşümediğinin farkındadır. Canının acıyıp acımadığının farkındadır. Bunlar gibi kendisi hakkında sınırlı bir farkındalığı vardır. Bir ben hissi vardır. Bu ben hissini oluşturan bileşenler sınırlıdır. Biraz daha zeki hayvan türlerinde duygular da belirmeye başlamıştır. Ben hissine o bileşenler de etki etmeye başlar.

Gordon Gallup Jr.'in yaptığı deney ilginçtir. Bir maymunun karşısına ayna koymuştur. Maymun

Resmin Sahibi: Vikipedi
aynadakinin başka bir maymun olduğunu düşünür. Ama zamanla aynadakinin kendi yansıması olduğunu keşfeder. Aynada çeşitli surat hareketleri yapmaya başlar. Ağzının içine bakar. Dişlerini karıştırır. Gözlerindeki çapakları temizlemek için kullanır. Vücudundaki doğrudan göremeyeceği çeşitli yerlerine bakmak için kullanır. Frans de Waal şunları yazıyor: “Dişiler geri taraflarına bakmak için arkalarını dönerler -bu vücut bölgesinin cazibesi düşünüldüğünde çok mantıklı bir saplantı-. Bazen "süslenecek" kadar ileri giderler. Almanya'daki bir hayvanat bahçesinde, karşısına ayna konan orangutan Suma, kafesinden marul ve lahana yapraklarını toplamış, hepsini üst üste koyup kafasına yerleştirmiş. Sonra da aynaya bakarak sebze şapkasına gönlünce bir şekil vermiş. Nikaha gidecek sanırsınız!” Evet, bu süslenme normalde yapmadıkları bir şey. Yani ayna bilmeyen doğadaki maymunlar bunu yapmıyorlar. Ama ayna karşısında, kendilerini keşfeden maymunlar süslenmek istemeye başlıyorlar. Yani öz farkındalık, kendini keşfettikçe artmaktadır aslında. Ama maymun dışında aynada kendini tanıyabilecek zekaya ulaşmış çok az hayvan türü vardır. Filler ve saksağanlar da tanıyabilmektedir. Elbette bu zekaya ulaşmamış hayvanlarda da ben hissi vardır. Sadece daha basittir. Daha az bileşenle, farkındalıkla temsil edilmektedir. Bu hayvanlar, aynadaki yansımasının kendi türündeki başka bir hayvan olduğunu düşünürler. Çünkü kendi vücutlarının çok az farkındadırlar. Nasıl göründüklerini bilmezler.

Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Sohbet: Öz Farkındalık Oluşturmak - Yapay Zeka
Özgür İrade – Alıntı: Ray Kurzweil
Aklı Vücutta Olan Beyin - Zihin Felsefesi
Hipnoz - Zihin Kontrolü

Bir bebek doğduğunda farkındalığı çok azdır. Karnının acıktığını kısmen farkındadır. Canının yandığının kısmen farkındadır... Zaman geçtikçe daha çok şeyi fark etmeye başlar. Daha doğrusu beyin öğrenmeye başlar. İlk zamanlarda dokunduğu şeyi iyi ayırt edemez. Çok bulanık görür. Ama zamanla beyin, duyu organlarından gelen sinyalleri anlamayı öğrenir. Böylece duyuları daha belirgin hissetmeye başlar. Kendi bedeninin varlığını yavaş yavaş keşfeder. Çevresini keşfeder. Benlik kavramının oluşması ve ben bilincinin -öz farkındalık- gelişimi 22-24 aylar arasında olur. Bu dönemde bebekler üç zamiri (ben, sen, biz) bilir. Aynadaki yansımasını tanır. Resimlerdeki eşyanın ismini söyler, burun ağız gibi yüz bölümlerini tanıyıp gösterir, tuvaletini söyleyebilir, masal dinlemekten hoşlanırlar. Ben hissine bu beş duyu belirgin şekilde dahil olmuştur artık.

İnsan yaş geçtikçe kendisini daha iyi anlamaya başlar. Mesela yapabileceklerini ve sınırlarını daha iyi fark eder. Oysa insana çocukken her şeyi yapabilecekmiş gibi gelir. Bunun nedeni beyin henüz kendisini yeterince tanımadığındandır. Beyin yaş geçtikçe kendisi hakkında yeni şeyler öğrenmeyi sürdürür; bebek beyninin, duyularını, vücudunu zamanla öğrenmesinin devamı olarak. İnsanın sosyal ortamlardan aldığı geri bildirimler, kendisi hakkında daha fazla şey anlamasına yardımcı olur. Ayna karşısında kendisi hakkında daha fazla şey öğrenip öz farkındalığını arttıran maymun da bundan daha alt seviyede kendisi hakkında geri bildirim almaktadır. Öz farkındalık sabit bir ben hissi değildir. Canlılarda seviyelidir. Kendini keşfettikçe daha fazla bileşen ben hissine dahil olur.

Odadan çıkarken lambasını kapatırız. Tıraş olurken dünküyle aynı hareketleri yaparız. Telefonda bir şey kurcalamaya başlamadan önce genelde aynı sırayla programları açıp kapatırız. Günlük yaşamda davranışlarımızın bir kısmı hep otomatiktir. Farkında olmadan yaparız. Yani davranışa özellikle odaklanmadığımız sürece. Bilinç hep aynı düzeyde açık değildir. Böylece beyin daha az yorulur. Belki o davranışları yaparken başka konuları düşünebiliriz. Hayvanlar çok daha fazla davranışı otomatik olarak yapar. Çünkü günlük hayatta beynin farkında olarak yapması gereken çok az değişiklikle karşılaşırlar. Bir şeyler yemeye, tuvaletlerini yapmaya dikkatlerini vermeye çok ihtiyaç duymazlar. Bu yüzden genelde farkında değillerdir. İnsanlardan daha az şeyi farkında olarak yaparlar.


İlgili Belgeler:
Hayvanlar Kendilerini Ayna Karşısında Tanıyabilirler mi? - Bilimfili
Öz farkındalık – Vikipedi
Bebeklerde Ben Bilinci - Acıbadem

28 Haziran 2021 Pazartesi

Tanrı'ya Dua Etmek - Sahne

Usta illüzyonist Stanley bir süredir medyum Sophie'yi gözlemlemektedir. Zira hayatını, insanları sahte vaatlerle kandıran medyumların foyalarını ortaya çıkarmaya adamıştır. Bu nedenle kimliğini gizleyen ve kendini iş adamı olarak tanıtan Stanley'in niyeti, genç kadına yaklaşmak ve iddia ettiği medyumluk güçleriyle insanları kandırıp kandırmadığını anlamaktır.

Ancak bu arada tatsız bir haber alır. Teyzesi trafik kazası geçirmiştir. Durumu kritiktir. Stanley'in morali çok bozulmuştur. Tanrı'ya dua etmeye başlar. İçini döker. Yalnız olmadığını hissetmek ister. Tanrı'nın teyzesine yardım edeceğine inanmak ister...



Stanley:
- Beni duyuyor musun bilmiyorum.
Gerçi her zaman örnek bir hayat sürmediğim ortada,
ve sadece inançsız ve çok da şüpheci biri olmadım.
Daha da kötüsü
yukarıda bir yerlerde bir baba figürü olduğuna inanan insanları
hep küçümseyen, aşağılayan bir adam oldum ben.
Bunu hep çocukça buldum.
İyimserlik dedim.
Hatta ilkel buldum.
Hayatın anlamını abartma hevesiyle
uydurulan bir şey olduğuna inandım hep!
Çektiğimiz bütün sıkıntılar daha büyük bir planın
parçası olamaz dedim!
Ama son dönemde gördüklerim
gerçekse,
demek ki ben her şeyi bilmiyormuşum!
Meğer mümkünmüş.
Hatta mantıklı!
Burası için tasarlanmışız!
Hatta daha büyük bir ideal için!
Ve evet sen belki gerçeksin!
Senden bir şey istemeye pek hakkım yok ama...
Teyzemi çok severim.
O şuan ölümle boğuşuyor.
Senden rica ediyorum.
Ricam şu...
Bir dakika...
Bu resmen hayatımda duyduğum
en saçma en gereksiz olay!
Sağduyum bana diyor ki,
sırf teyzem iyi olsun istediğim için
süslü püslü ve gerçek dışı bir tuzağa adım atmak üzereyim!

Ama olmaz işte. Stanley septik bir insandır...


Bu arada konu Tanrı'dan açılmışken ilginç bir sahne daha var.
Sahne: İşte İnançlardan Bahsetmek
Elbette iş hayatında hatta sosyal hayatta bile iletişim kurmak istediğin insanlara karşı dikkatli olmak gerekir. Tanrı'yı gündeme getirmemek en iyisidir. Fikir ayrılıkları olabilir. Alınabilirler, üzülebilirler. Yani iletişimi zorlaştırabilir. Ve asıl konu dağılır. Larry haklı olarak çıkışır yani. :-)

4 Haziran 2021 Cuma

Artan Chatbot Müşteri Temsilcileri

Son günlerde bankaların chatbot reklamları arttı. Bankaya uğramadan ve bir müşteri temsilcisiyle konuşmaya gerek kalmadan bir chatbotla konuşarak banka müşterisi olunabiliyor. Müşteri banka işlemlerini chatbotla konuşarak yapabiliyor. Artık pratik bir self servis sağlanabilmiş durumda. Bankalar bu hizmeti doğrudan kendileri sağlamıyor. Bu hizmeti yapay zeka şirketlerinden satın alıyorlar. Konuşmalar bu yapay şirketlerinin sunucu bilgisayarlarındaki yapay sinir ağında anlaşılıp ilgili bankaya yönlendiriliyor. Bir chatbot şirketi olan CBOT’un yöneticisi Mete Aktaş’la yapılmış ilginç bir röportaj şöyle:


CBOT nasıl ortaya çıktı? Kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

Türkiye’nin, müşteri deneyiminde dijital dönüşüme liderlik eden, diyaloğa dayalı yapay zeka şirketi CBOT’un serüveni 2015 yılında başladı. 2015-2017 arası dönemi Ar-Ge’ye odaklanarak, akademi ile işbirliği yaparak ve kısıtlı sayıda ticari proje hayata geçirerek tamamladık. Bu arada, piyasada, özellikle bankacılık gibi bazı lokomotif sektörlerde yapay zeka tabanlı chatbot talepleri oluşmaya başlamıştı. Biz de bu konuya odaklandık ve ilk müşterimiz olan Türkiye İş Bankası ile birlikte 2017’de Türkiye’nin yapay zeka tabanlı ilk FAQ chatbotunu hayata geçirdik. Daha sonra bu alanda ciddi bir talep oluşmaya başladı. Bankalar, telekomünikasyon şirketleri, büyük pazar yerleri, havayolu şirketleri pazarın öncüleri oldular. Pazarda genellikle global teknoloji şirketleri ile karşılaştırılıyorduk. CBOT’un Türkçe doğal dil işleme konusunda yakaladığı yüksek başarı oranı hızlı bir şekilde birçok büyük kurum tarafından tercih edilmemizi sağladı. 2019 yılında agresif bir şekilde büyümeye başladık. Başarıyı tam anlamıyla hissettiğimiz önemli bir yıldı bu. Ve böylece sanal asistanlar alanında Türkiye’nin lider şirketi olma hedefimize emin adımlarla ilerledik ve 2019 sonunda lider olduk.

Bugün CBOT olarak, alanımızda dünyadaki başarılı projeler hayata geçiren şirketler arasında yüzde 5’lik dilimde yer alıyoruz. Çok önemli projelere imza atarak, Türkiye’nin geneline hizmet veren kitlesel chatbotlar yönetiyoruz. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı gibi dev kamu kurumları için çalışmalar yapıyoruz.

Gartner’ın “Emerging Technologies and Trends Impact Radar: Artificial Intelligence in Banking and Investment Services” adlı raporunda, küresel ölçekte, 16 öncü chatbot ve sanal asistan şirketi arasında yer aldık. Global bir finansal kurumlar topluluğu olan Efma’nın, “Financial NewTech Challenge 2020” adlı yarışmasında finale kalan 10 şirketten fintech’ten biri olduk. Yine global bir ödül programı olan ve geçen yıl 8’incisi düzenlenen CEO Awards’da, EBA Asistan ile “Covid-19 ile mücadele ve etkilerin azaltılması” dalında en iyi teknoloji ödülüne layık görüldük. Fast Company tarafından yapılan araştırma sonucunda, “Türkiye’nin En İnovatif 50 Şirketi 2020” listesinde 12’nci sırada yerimizi aldık. 2021 yılında, yine bir dünya markası olan WhatsApp’ın Türkiye ve Globalde İşletme Çözüm Sağlayıcısı (BSP) olmanın mutluluğunu yaşadık.

Bugün müşterilerimizin yaklaşık yüzde 40’ını bankalar, yüzde 20’sini ise e-ticaret şirketleri oluşturuyor. Dijital alışveriş günden güne arttıkça, e-ticaret alanındaki müşterilerimiz de çoğalıyor. Bugün müşterilerimizin veri odağında kararlar vermelerine ve çözümler geliştirmelerine destek oluyoruz. CBOT olarak kurumlar için, maliyetleri daha etkin yönetmelerini sağlayan, gelirleri artıran, müşteri sadakati ve verimlilik üzerinde olumlu etkiler yaratan yapay zeka tabanlı chatbotlar, yazılı ve sesli kanalda çalışan dijital asistanlar, insan + yapay zeka sistemleri ve diyaloğa dayalı yapay zeka çözümleri sunuyoruz.

Yapay zeka tabanlı ürün ve servisleriniz nedir? Kullanıcı firmalar tarafında ürettiği katma değeri paylaşabilir misiniz?

CBOT’u bir ürün şirketi olarak konumluyoruz ve stratejimizin temelinde Ar-Ge yatırımlarımızı sürdürmek yer alıyor. Platformumuzu sürekli geliştiriyoruz. Gelirimizin %40’ını yeniliğe, geliştirmeye ayıran Ar-Ge odaklı bir şirketiz ve CBOT Platformu en son teknoloji yapısını koruyacak şekilde geliştirmek bizim en önemli önceliğimiz. Hepimizin yakından takip ettiği gibi pandemi iş yapış şekillerini ve özellikle müşteri beklentilerini derinden etkiledi. Şirketlerin karşı karşıya kaldıkları dijital müşteri tipi yepyeni çalışmaları zorunlu kıldı. Diyalogsal yapay zeka tabanlı chatbotlar ve voicebotlar self servis seçeneği ile müşteri hizmetlerinde daha fazlasını, daha hızlı sunmayı sağlıyor. Biz de bir Sesli IVR Çözümü olan CBOT SPEECH’i geliştirerek, CBOT PLATFORM’u uçtan uca hizmet veren bir yapıya kavuştuk. Artık şirketlere dijital müşteri deneyimi noktasında bütünsel bir otomasyon sunabiliyoruz. Bu platformda; yapay zeka ve diyalog yönetim sisteminin bulunduğu CBOT CORE, ses teknolojisinin bulunduğu CBOT SPEECH, entegrasyonların ve diyalogların kod yazılmadan oluşturulabilmesini sağlayan CBOT FUSION, tüm diyalogların detaylı raporlamasının yanı sıra yapay zeka kullanılarak önemli çıkarımlar alınmasını sağlayan CBOT ANALYTICS ve canlı bir müşteri temsilcisiyle ile yazışma yapılmasını sağlayan yine yapay zeka teknolojisi içeren CBOT LIVE CHAT ürünlerimizle bütünsel bir müşteri hizmeti sunuyoruz.

Ürünlerinizin benzerlerinden farkı nedir?

CBOT olarak müşteri hizmetleri alanında uçtan uca bir platform sunuyoruz. Pandeminin müşteri deneyimlerini kökünden etkilemesi artık bu alanda metin bazlı iletişimin yanında sesin de kritik hale geldiğini gösterdi. Diyalogsal arayüzleri ses teknolojisi olmadan düşünmek imkansız hale geldi. Birçok uzman geleceğin ses teknolojisi tarafında şekilleneceği konusunda hemfikir. Özellikle yazmanın mümkün olmayacağı, araç kullanma gibi durumlarda ses teknolojisinin yarattığı fayda çok büyük. Kurumların IVR sistemlerine entegre olan ses teknolojileri, çağrı otomasyonu ile hem kullanıcı tarafında işleri çok kolaylaştırıyor hem de şirketin maliyetlerini düşürüyor. Bu bakış açısı ile önemli ARGE yatırımları sayesinde ses alanındaki yapay zekamızı hayata geçirdik.

CBOT’un ses tanıma ve metni sese çevirme teknolojilerini içeren bu modülünü platformun çok önemli bir bileşeni olarak görüyor, yeni özellik ve teknolojik yetkinlikler eklemeye devam ediyoruz. CBOT SPEECH şirketlerin çağrı merkezlerinde bulunan sesli yanıt sistemlerine (IVR) dahil olarak artık sesli çağrılarda da otomasyon sağlayabiliyor. Çağrı merkezini arayan bir müşteri CBOT’un yapay zeka teknolojisi ile karşılanıyor ve canlı bir insan ile konuşur gibi bir deneyim sunularak, chatbot ile otomatik yanıtlanıp çağrı sonlandırılabiliyor. Böylece kurumların müşteri hizmetleri operasyonlarında insan + yapay zeka çözümleri konumlandırılarak söz konusu hizmet daha verimli ve etkin hale getiriliyor. CBOT, Sesli IVR çözümünün de da eklenmesi ile artık, metnin ve sesin dahil olduğu insan, yapay zeka arasında işbirliğine dayanan, uçtan uca bir müşteri hizmetleri otomasyonu platformu olarak hizmet veriyor.

Şu an üzerinde çalıştığınız, geliştirmekte olduğunuz yeni bir proje var mıdır? Son bir yılda şirketinizde ne gibi gelişmeler oldu? 2021 yılı ve 2022 yılları için ne gibi planlarınız var?

Şu an chatbot ve sanal asistan projelerinde ciddi bir talep artışı yaşandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Canlıdaki sanal asistanlarımızın yanında, üzerinde çalıştığımız, canlıya almaya birkaç adım kalan pek çok projemiz var. 2020 CBOT için tam anlamıyla bir sıçrama yılıydı. Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte EBA Asistan ve MEB Asistan adlı iki önemli sanal asistan projesini hayata geçirdik. Bunun yanında salgın başlangıcında hayata geçirdiğimiz Koronabot’la insanların salgınla ilgili doğru bilgiye anında ulaşmasını sağladık. Kısa sürede uzun bir yol aldık, hızlı ama sağlam adımlarla ilerledik. 2020’de farklı yaş gruplarından, farklı sosyo-ekonomik gruplardan ve farklı sektörlerin kullanıcılarından ve çalışanlarından gelen 400 milyon konuşma gerçekleştirdik. Hayata geçmiş ve çalışmaları devam eden işlerimiz ile bugün 80 milyonluk geniş bir kitleye hitap ediyoruz. Hem makro politikalar anlamında devletlerin, hem de şirketlerin yapay zeka ve otomasyon etrafında şekillenen geleceğe hazır olması gerekiyor. CBOT olarak bu öngörülerden yola çıkıp platformumuzu Ar-Ge odağında geliştirmeye devam ederek globale açılmayı hedefliyoruz.

Hangi şirketlerle çalışıyorsunuz?

Bugün, iş ortaklarımız arasında; T.C Milli Eğitim Bakanlığı, Anadolu Hayat Emeklilik, ASDA, Avrasya Tüneli, Brisa, BTC Turk, Defacto, Digiturk, Doğtaş Kelebek, Eureko Sigorta, Fibabanka, Fiverr, Ford, Garanti BBVA, Garanti Emeklilik, Getir, GittiGidiyor (eBay), HDI Sigorta, ING, Koçtaş, Kosgeb, Manchester United, McDonalds, Mercedes Benz, n11, Obilet, Osmanlı Yatırım, Papara, Pegasus, QNB Finansbank, QNB Finansinvest, Remed Assistance, Singapur Hükümeti, Türk Telekom, Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Unilever ve Ziraat Bankası gibi ulusal ve uluslararası pek çok kurum yer alıyor.

Türkiye ve globaldeki stratejiniz nedir?

Bugün, bir yapay zeka modülü hayata geçiriyorsak onun altında ciddi bir Ar-Ge süreci bulunuyor. Dolayısıyla şimdiden geleceğin teknolojilerinin prototipleri üzerinde çalıştığımızı büyük bir heyecanla söyleyebilirim. Ar-Ge çalışmalarımızda üniversitelerle işbirliğimizi hep devam ettirdik. TÜBİTAK Projelerinin içinde yer almaya devam ediyoruz. Hep şunu söyledik, biz bir yapay zeka şirketiyiz ve gücümüzü geliştirmekte olduğumuz teknolojik altyapımız ve edindiğimiz diyalogsal deneyim uzmanlığından alıyoruz. Bir yandan hızla yeni projeler hayata geçirirken, diğer yandan artık adını koyduğumuz ve ürünleştirdiğimiz teknolojimizin piyasada bilinirlik kazanması için çalışmalara ağırlık veriyoruz.

Bizim için en stratejik noktalardan bir diğeri, dünyada olup biteni çok iyi takip etmek, bir Türk şirketi olarak global bir arenanın oyuncusu olduğumuzu bilmek ve en baştan kendimizi orada konumlamaktı. Bu bakış açısıyla, global araştırma kurumları ile birlikte çalışmaya başladık. Çok yoğun şekilde görüşmeler yapıyor, hem ürün hem de iş stratejimize dair görüş ve öneriler alıyoruz. Analist ve danışmanların görüşleri ve global alanı takip etmemizi sağlayan araştırma ve raporlar, stratejimizi ve aksiyonlarımızı şekillendirme konusunda ışık tutuyor.


Röportaj: “Şirketlere Dijital Müşteri Deneyiminde Bütünsel Otomasyon Sunuyoruz” - TRAI