Son günlerde bankaların chatbot reklamları arttı. Bankaya
uğramadan ve bir müşteri temsilcisiyle konuşmaya gerek kalmadan
bir chatbotla konuşarak banka müşterisi olunabiliyor. Müşteri
banka işlemlerini chatbotla konuşarak yapabiliyor. Artık pratik
bir self servis sağlanabilmiş durumda. Bankalar bu hizmeti doğrudan
kendileri sağlamıyor. Bu hizmeti yapay zeka şirketlerinden satın
alıyorlar. Konuşmalar bu yapay şirketlerinin sunucu
bilgisayarlarındaki yapay sinir ağında anlaşılıp ilgili bankaya
yönlendiriliyor. Bir chatbot şirketi olan CBOT’un yöneticisi
Mete Aktaş’la yapılmış ilginç bir röportaj şöyle:
– CBOT nasıl ortaya çıktı? Kuruluş hikayesini anlatır
mısınız?
Türkiye’nin, müşteri deneyiminde dijital dönüşüme
liderlik eden, diyaloğa dayalı yapay zeka şirketi CBOT’un
serüveni 2015 yılında başladı. 2015-2017 arası dönemi
Ar-Ge’ye odaklanarak, akademi ile işbirliği yaparak ve kısıtlı
sayıda ticari proje hayata geçirerek tamamladık. Bu arada,
piyasada, özellikle bankacılık gibi bazı lokomotif sektörlerde
yapay zeka tabanlı chatbot talepleri oluşmaya başlamıştı. Biz
de bu konuya odaklandık ve ilk müşterimiz olan Türkiye İş
Bankası ile birlikte 2017’de Türkiye’nin yapay zeka tabanlı
ilk FAQ chatbotunu hayata geçirdik. Daha sonra bu alanda ciddi bir
talep oluşmaya başladı. Bankalar, telekomünikasyon şirketleri,
büyük pazar yerleri, havayolu şirketleri pazarın öncüleri
oldular. Pazarda genellikle global teknoloji şirketleri ile
karşılaştırılıyorduk. CBOT’un Türkçe doğal dil işleme
konusunda yakaladığı yüksek başarı oranı hızlı bir şekilde
birçok büyük kurum tarafından tercih edilmemizi sağladı.
2019 yılında agresif bir şekilde büyümeye başladık. Başarıyı
tam anlamıyla hissettiğimiz önemli bir yıldı bu. Ve böylece
sanal asistanlar alanında Türkiye’nin lider şirketi olma
hedefimize emin adımlarla ilerledik ve 2019 sonunda lider olduk.
Bugün CBOT olarak, alanımızda dünyadaki başarılı projeler
hayata geçiren şirketler arasında yüzde 5’lik dilimde yer
alıyoruz. Çok önemli projelere imza atarak, Türkiye’nin
geneline hizmet veren kitlesel chatbotlar yönetiyoruz. T.C. Milli
Eğitim Bakanlığı gibi dev kamu kurumları için çalışmalar
yapıyoruz.
Gartner’ın “Emerging Technologies and Trends Impact Radar:
Artificial Intelligence in Banking and Investment Services” adlı
raporunda, küresel ölçekte, 16 öncü chatbot ve sanal asistan
şirketi arasında yer aldık. Global bir finansal kurumlar
topluluğu olan Efma’nın, “Financial NewTech Challenge 2020”
adlı yarışmasında finale kalan 10 şirketten fintech’ten biri
olduk. Yine global bir ödül programı olan ve geçen yıl 8’incisi
düzenlenen CEO Awards’da, EBA Asistan ile “Covid-19 ile mücadele
ve etkilerin azaltılması” dalında en iyi teknoloji ödülüne
layık görüldük. Fast Company tarafından yapılan araştırma
sonucunda, “Türkiye’nin En İnovatif 50 Şirketi 2020”
listesinde 12’nci sırada yerimizi aldık. 2021 yılında, yine bir
dünya markası olan WhatsApp’ın Türkiye ve Globalde İşletme
Çözüm Sağlayıcısı (BSP) olmanın mutluluğunu yaşadık.
Bugün müşterilerimizin yaklaşık yüzde 40’ını
bankalar, yüzde 20’sini ise e-ticaret şirketleri oluşturuyor.
Dijital alışveriş günden güne arttıkça, e-ticaret alanındaki
müşterilerimiz de çoğalıyor. Bugün müşterilerimizin veri
odağında kararlar vermelerine ve çözümler geliştirmelerine
destek oluyoruz. CBOT olarak kurumlar için, maliyetleri daha
etkin yönetmelerini sağlayan, gelirleri artıran, müşteri
sadakati ve verimlilik üzerinde olumlu etkiler yaratan yapay zeka
tabanlı chatbotlar, yazılı ve sesli kanalda çalışan dijital
asistanlar, insan + yapay zeka sistemleri ve diyaloğa dayalı yapay
zeka çözümleri sunuyoruz.
– Yapay zeka tabanlı ürün ve servisleriniz nedir?
Kullanıcı firmalar tarafında ürettiği katma değeri paylaşabilir
misiniz?
CBOT’u bir ürün şirketi olarak konumluyoruz ve stratejimizin
temelinde Ar-Ge yatırımlarımızı sürdürmek yer alıyor.
Platformumuzu sürekli geliştiriyoruz. Gelirimizin %40’ını
yeniliğe, geliştirmeye ayıran Ar-Ge odaklı bir şirketiz ve CBOT
Platformu en son teknoloji yapısını koruyacak şekilde geliştirmek
bizim en önemli önceliğimiz. Hepimizin yakından takip ettiği
gibi pandemi iş yapış şekillerini ve özellikle müşteri
beklentilerini derinden etkiledi. Şirketlerin karşı karşıya
kaldıkları dijital müşteri tipi yepyeni çalışmaları zorunlu
kıldı. Diyalogsal yapay zeka tabanlı chatbotlar ve voicebotlar
self servis seçeneği ile müşteri hizmetlerinde daha fazlasını,
daha hızlı sunmayı sağlıyor. Biz de bir Sesli IVR Çözümü
olan CBOT SPEECH’i geliştirerek, CBOT PLATFORM’u uçtan uca
hizmet veren bir yapıya kavuştuk. Artık şirketlere dijital
müşteri deneyimi noktasında bütünsel bir otomasyon
sunabiliyoruz. Bu platformda; yapay zeka ve diyalog yönetim
sisteminin bulunduğu CBOT CORE, ses teknolojisinin bulunduğu CBOT
SPEECH, entegrasyonların ve diyalogların kod yazılmadan
oluşturulabilmesini sağlayan CBOT FUSION, tüm diyalogların
detaylı raporlamasının yanı sıra yapay zeka kullanılarak
önemli çıkarımlar alınmasını sağlayan CBOT ANALYTICS ve canlı
bir müşteri temsilcisiyle ile yazışma yapılmasını sağlayan
yine yapay zeka teknolojisi içeren CBOT LIVE CHAT ürünlerimizle
bütünsel bir müşteri hizmeti sunuyoruz.
– Ürünlerinizin benzerlerinden farkı nedir?
CBOT olarak müşteri hizmetleri alanında uçtan uca bir platform
sunuyoruz. Pandeminin müşteri deneyimlerini kökünden etkilemesi
artık bu alanda metin bazlı iletişimin yanında sesin de kritik
hale geldiğini gösterdi. Diyalogsal arayüzleri ses teknolojisi
olmadan düşünmek imkansız hale geldi. Birçok uzman geleceğin
ses teknolojisi tarafında şekilleneceği konusunda hemfikir.
Özellikle yazmanın mümkün olmayacağı, araç kullanma gibi
durumlarda ses teknolojisinin yarattığı fayda çok büyük.
Kurumların IVR sistemlerine entegre olan ses teknolojileri, çağrı
otomasyonu ile hem kullanıcı tarafında işleri çok
kolaylaştırıyor hem de şirketin maliyetlerini düşürüyor. Bu
bakış açısı ile önemli ARGE yatırımları sayesinde ses
alanındaki yapay zekamızı hayata geçirdik.
CBOT’un ses tanıma ve metni sese çevirme teknolojilerini
içeren bu modülünü platformun çok önemli bir bileşeni olarak
görüyor, yeni özellik ve teknolojik yetkinlikler eklemeye devam
ediyoruz. CBOT SPEECH şirketlerin çağrı merkezlerinde bulunan
sesli yanıt sistemlerine (IVR) dahil olarak artık sesli çağrılarda
da otomasyon sağlayabiliyor. Çağrı merkezini arayan bir
müşteri CBOT’un yapay zeka teknolojisi ile karşılanıyor ve
canlı bir insan ile konuşur gibi bir deneyim sunularak, chatbot ile
otomatik yanıtlanıp çağrı sonlandırılabiliyor. Böylece
kurumların müşteri hizmetleri operasyonlarında insan + yapay zeka
çözümleri konumlandırılarak söz konusu hizmet daha verimli ve
etkin hale getiriliyor. CBOT, Sesli IVR çözümünün de da
eklenmesi ile artık, metnin ve sesin dahil olduğu insan, yapay zeka
arasında işbirliğine dayanan, uçtan uca bir müşteri hizmetleri
otomasyonu platformu olarak hizmet veriyor.
– Şu an üzerinde çalıştığınız, geliştirmekte
olduğunuz yeni bir proje var mıdır? Son bir yılda şirketinizde
ne gibi gelişmeler oldu? 2021 yılı ve 2022 yılları için ne gibi
planlarınız var?
Şu an chatbot ve sanal asistan projelerinde ciddi bir talep
artışı yaşandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Canlıdaki
sanal asistanlarımızın yanında, üzerinde çalıştığımız,
canlıya almaya birkaç adım kalan pek çok projemiz var. 2020 CBOT
için tam anlamıyla bir sıçrama yılıydı. Milli Eğitim
Bakanlığı ile birlikte EBA Asistan ve MEB Asistan adlı iki önemli
sanal asistan projesini hayata geçirdik. Bunun yanında salgın
başlangıcında hayata geçirdiğimiz Koronabot’la insanların
salgınla ilgili doğru bilgiye anında ulaşmasını sağladık.
Kısa sürede uzun bir yol aldık, hızlı ama sağlam adımlarla
ilerledik. 2020’de farklı yaş gruplarından, farklı
sosyo-ekonomik gruplardan ve farklı sektörlerin kullanıcılarından
ve çalışanlarından gelen 400 milyon konuşma gerçekleştirdik.
Hayata geçmiş ve çalışmaları devam eden işlerimiz ile bugün
80 milyonluk geniş bir kitleye hitap ediyoruz. Hem makro politikalar
anlamında devletlerin, hem de şirketlerin yapay zeka ve otomasyon
etrafında şekillenen geleceğe hazır olması gerekiyor. CBOT
olarak bu öngörülerden yola çıkıp platformumuzu Ar-Ge odağında
geliştirmeye devam ederek globale açılmayı hedefliyoruz.
– Hangi şirketlerle çalışıyorsunuz?
Bugün, iş ortaklarımız arasında; T.C Milli Eğitim
Bakanlığı, Anadolu Hayat Emeklilik, ASDA, Avrasya Tüneli, Brisa,
BTC Turk, Defacto, Digiturk, Doğtaş Kelebek, Eureko Sigorta,
Fibabanka, Fiverr, Ford, Garanti BBVA, Garanti Emeklilik, Getir,
GittiGidiyor (eBay), HDI Sigorta, ING, Koçtaş, Kosgeb, Manchester
United, McDonalds, Mercedes Benz, n11, Obilet, Osmanlı Yatırım,
Papara, Pegasus, QNB Finansbank, QNB Finansinvest, Remed Assistance,
Singapur Hükümeti, Türk Telekom, Türkiye İş Bankası, Türkiye
Sınai Kalkınma Bankası, Unilever ve Ziraat Bankası gibi ulusal ve
uluslararası pek çok kurum yer alıyor.
– Türkiye ve globaldeki stratejiniz nedir?
Bugün, bir yapay zeka modülü hayata geçiriyorsak onun altında
ciddi bir Ar-Ge süreci bulunuyor. Dolayısıyla şimdiden geleceğin
teknolojilerinin prototipleri üzerinde çalıştığımızı büyük
bir heyecanla söyleyebilirim. Ar-Ge çalışmalarımızda
üniversitelerle işbirliğimizi hep devam ettirdik. TÜBİTAK
Projelerinin içinde yer almaya devam ediyoruz. Hep şunu
söyledik, biz bir yapay zeka şirketiyiz ve gücümüzü
geliştirmekte olduğumuz teknolojik altyapımız ve edindiğimiz
diyalogsal deneyim uzmanlığından alıyoruz. Bir yandan hızla yeni
projeler hayata geçirirken, diğer yandan artık adını koyduğumuz
ve ürünleştirdiğimiz teknolojimizin piyasada bilinirlik kazanması
için çalışmalara ağırlık veriyoruz.
Bizim için en stratejik noktalardan bir diğeri, dünyada olup
biteni çok iyi takip etmek, bir Türk şirketi olarak global bir
arenanın oyuncusu olduğumuzu bilmek ve en baştan kendimizi orada
konumlamaktı. Bu bakış açısıyla, global araştırma kurumları
ile birlikte çalışmaya başladık. Çok yoğun şekilde görüşmeler
yapıyor, hem ürün hem de iş stratejimize dair görüş ve
öneriler alıyoruz. Analist ve danışmanların görüşleri ve
global alanı takip etmemizi sağlayan araştırma ve raporlar,
stratejimizi ve aksiyonlarımızı şekillendirme konusunda ışık
tutuyor.
Röportaj:
“Şirketlere Dijital Müşteri Deneyiminde Bütünsel Otomasyon
Sunuyoruz” - TRAI