17 Kasım 2020 Salı

COVID-19 Aşısı Hakkında

Pfizer’in ortak olarak neden BioNTech’i seçtiği insanların genelde pek dikkatini çekmemiş olabilir. Neden başka firma değil de BioNTech. Bunu açıklayayım. Önce bu aşının nasıl çalışacağını açıklamalıyım.

Virüsün mesajcı RNA’sı vücuda verilecek. Bu RNA’lar hücrelere girecek. Dolaysıyla hücreler virüsün protein yapısını –yani virüsün vücudunu- sentezlemeye başlayacak. Böylece virüs vücutta yayılacak. “Ee, virüsü vücudumuz oluşturacak o zaman!” şeklinde düşünülebilir. Elbette virüste bazı değişiklikler yapıldı. Aslında mRNA’sı oldukça kısaltıldı. Sadece virüsün dış yüzeyi de denebilecek diken proteinlerinin bir kısmını kodlayan bölümü vücuda verilecek. Yani hücreler, virüsün dış yüzeyinin bir kısmını oluşturacak. Tamamen işlevsiz virüs parçaları. İnsanın bağışıklık sistemi, bu parçalardan virüsü tanımış olacak. O vücut gerçek virüsle karşılaştığında artık hazırdır. Oysa geleneksel aşı yöntemlerinde, virüsün kendisi vücuda veriliyordu, etkisiz hale getirilmiş olarak. Bu da beklenmedik başka yan etkilere neden olabiliyordu.

İşte BioNTech’in seçilmesinin nedeni budur. Virüs genlerine müdahale edilmesi gerekiyordu. Bunun için bir biyoteknoloji şirketi gerekiyordu. BioNTech de başarılı şirket görünüyor. Çeşitli mesajcı RNA’lar tasarlıyordu zaten. Bağışıklık siteminin, bu yolla kanseri tanıyıp savunma geliştirmesini sağlamaya çalışıyordu! Euronews aşının mülkiyet hakkının BioNTech'e ait olacağını fakat ortaklık gereği Pfizer'a bazı imtiyazlar verileceğini aktarıyor.

Biyoteknoloji geliştikçe, hayatın içinde daha çok yer alıyor. Yapay genler, gittikçe daha fazla soruna pratik çözüm oluyor. İnsanlar genlere müdahale ederek bu konuda deneyim kazanıyorlar. Gelecekte, sebze meyveler başta çok çeşitli alanlarda kullanacaklardır. Belki organ oluşturarak, organ naklini kolaylaştıracaklar. Belki et klonlamak başarılarak zarar gören hayvan sayısını azaltacaklar, etin oluşturulmasını sağlayan şey içindeki genleridir sonuçta. Genler organiğin yazılımıdır. İhtiyaca göre değiştirilir, güncellenir.


Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Domatesin Covid-19 Aşısı Olabilmesi
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar
Klonlama - Alıntı

6 Kasım 2020 Cuma

“Kabul Edilmiş Yetersizlikler” Üzerine Düşünceler – Yapay Zeka

Bir sohbet programıyla konuşulduğunu düşünün. Cümleleri ayrı ayrı genelde anlıyor olur. Konuşma uzadıkça bir şey fark edilir. Sohbet programı, ne yazık ki tutarsız konuşmalar yapıyordur. Yapay Zeka belirli bir konuda eğitilebiliyor. Bu konuda uzmanlaşabiliyor. Ama hayatın genel bilgisini almıyor. Sadece o konunun detaylarını öğreniyor. Bu da uzmanlık alanı dışında bir şeyle karşılaşınca ya da önceden öğrenmediği bir durumla karşılaşınca, sağduyudan yoksun yanıtlar vermesine neden olabiliyor.

Peki insanlarda durum nedir. Hayatın genel bilgisi yavaş yavaş verilir insana. Çocukluktan itibaren hayatın bilgisini yavaş yavaş keşfeder. Ailesinden öğrenir. Büyüyünce bir alana yönlenir. O konuda uzmanlaşır. Ama önceden öğrendiği genel bilgi tabanı hazırdır. Uzmanlık bilgisini onun üzerine kurar. Uzmanlık alanında bir karar verirken bu alt tabandan da denetim sağlar. Taban, kurulan bilginin alt dalları oluyor. Bir konuya derinleştikçe ilgili dallardan çok sayıda dallanma başlıyor 

İnsanları alışık olduğu düzenden çıkarın. Başka bir düzene yerleştirin. Örneğin başka bir gezegene götürün. Oranın şartları ne kadar yabancı gelecektir. Çünkü oranın genel bilgisinden yoksundurlar. Affedilmez hatalar yapmaları yüksek olasılıktır. Oraya uygun sağduyulu kararlar vermeyi bilmezler. Orada uzun süre dayanamazlar. Başlarına orayı bilen bir öğretmen -mesela astronot- gelirse işler değişir. Onlara neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretir. İnsanlar oranın genel bilgisini yavaş yavaş öğrenirler. Artık daha oraya uygun sağduyulu karar verebilirler. İşte Yapay Zekanın uzmanlık alanı dışındaki konular böyledir. Genel bilgisi yoktur. Bu arada, 4-5 yaşındaki bir çocukla sohbet etmek de kolay olmaz. Çünkü hayatın genel bilgisi henüz kurulmamıştır. Dolaysıyla sohbet detaylandıkça anlayamaz ve sağduyulu yanıtları azalır. 

Peki insan beyni ile yapay sinir ağı arasındaki fark nedir. Neden genel bilgiyi yavaş yavaş öğrenmiyor. İnsan beyninde 1014 tane sinir bağlantısı vardır. Günümüzde kurulabilen YSA bağlantıları sayısı henüz bunun çok altındadır. Şimdilik YSA’nı bu kadar geniş bir alanda eğitmek çok zordur. Bir sürü genel bilgiyi tutacak ağ kapasitesi zaten yoktur. Ama gelecekte YSA’lar da bir çocuk gibi genel bilgilerle eğitilecektir. Belki internet sitelerinde gezinerek öğrenecektir, bir insan gibi dünyayı fiziksel olarak deneyimlemek yerine. Evet, bir sürü yanlış bilginin etkisinde kalabilir. Ama internete salmadan önce temel bilgisi sağlam tutulabilir. Böylece internette gezinirken yanlış bilgileri daha kolay eleyebilir; -tıpkı, ailelerin daha sağlıklı temel bilgilerle donatan çocuklarının, internetteki bilgileri daha kolay eleyerek öğrenmeleri gibi-. Ondan sonra bir ya da birkaç uzmanlık alanında eğitilecektir, kurulan YSA’nın büyüklüğüne bağlı olarak. İşte o zaman daha insan gibi sağduyulu kararlar verecektir.

Kabul Edilmiş Yetersizlikler – Yapay Zeka

Şampiyon olma niteliğini açıklayan şey ne? Satranç şampiyonlarının, bilgisayarlara kıyasla daha fazla satranç konumuna bakması olası değil. Bununla birlikte, muhtemelen oyun ağacının en önemli dallarında çok daha ileriyi görebiliyorlar. Deneyimleri sayesinde, incelemeye değer aday konumların potansiyelini değerlendirip değersiz konumları irdelemeyi bırakıyorlar. Belki de satranç hamlelerini tek tek gözden geçiren satranç programlarına kıyasla daha stratejik düşünüyorlar.

...

Her ne kadar uzman sistemler, tıp, yerbilim, kimya ve başka sınırlı alanlardaki özgül sorunlar hakkında yarar sağlayacak biçimde (hatta iktisadi yarar sağlayarak) akıl yürütse de, bu sistemlerin “kırılgan” olduğu söylenebilir; yani, kendi alanlarının dışındaki problemlerle, hatta kurallarında belirtilmemiş bilgiye ihtiyaç duyuyorlarsa kendi uzmanlık alanlarındaki problemlerle karşılaştıklarında çökerler. Bir şeyi bilmiyorlarsa bilmiyorlar demektir, dolayısıyla insan uzmanların daha iyi iş çıkardığı durumlarda yanlış yanıtlar verebilirler. John McCarthy, tıp uzman sistemi MYCIN'le bir etkileşiminde, farazi bir hasta hakkında bilgi girerken, hastanın erkek olduğunu ama amniyosentez geçirdiğini yazmış. MYCIN tüm bu bilgileri şikâyetsiz kabul etmiş! Erkek hastaların gebe kalamayışı, MYCIN'e verilmesi gereken “uzman bilgisi”nin parçası sayılmamış demek ki.

Uzman sistemlerin kırılgan oluşunun sebeplerinden biri, “sağduyudan” yoksun olmalarıdır." İnsanlar, eğitim ve mesleki deneyim aracılığıyla elde edebilecekleri uzman bilgisine ek olarak, bol bol genel bilgiye de sahiptir. Örneğin, sadece kadınların gebe kalabileceğini, şemsiyenin güneşe ve yağmura karşı koruduğunu, belirli kuşların göç ettiğini, marketlerden gıda satın alınabileceğini ve milyonlarca ama milyonlarca olguyu bilirler. Michigan Üniversitesi YZ araştırmacısı ve profesörü Benjamin Kuipers (daha önce Austin'deki Texas Üniversitesi'ndeydi), sağduyuyu şu şekilde tanımlamıştı: “Sağduyu bilgisi, dış dünyanın yapısı hakkındaki bilgidir; her normal insan, fiziksel, uzamsal, zamansal ve toplumsal çevrenin gündelik taleplerini makul bir başarı oranıyla karşılamasına olanak tanıyan bu bilgiyi, yoğunlaşmış bir çaba sarf etmeksizin edinip uygulayabilir.”

Çocuklar yetişkinliğe girdikçe ve yetişkinler olgunlaştıkça, bu genel bilgi yavaş yavaş elde edilir. Örneğin, çocuklar olasılıkla küçük plastik şişelerdeki küçük tabletlerin yutulduğunda zararlı olabileceğini bilmez (şişelerin çocuk güvenlikli kapakları olmasının sebebi budur), ergenler, sekiz yaşındakilerin bilmediği pek çok şeyi bilir ve örneğin The New Yorker okurlarına bu derginin kitap ve film incelemelerini anlama olanağı sunan bilgi, genelde ergenlerin bildiklerinin çok ötesine uzanır. Üstelik, farklı ülkelerde ve kültürlerde insanların sağduyu bilgisi elbette farklı olacaktır.

Bana kalırsa her insanın bilgisi, gitgide büyüyen bir ağaç olarak düşünülmeli: Ağacın gövdesi ve alt dalları, “sağduyu”yu meydana getirirken, üst dallar, kişinin öğrenmiş olabileceği özel disiplin “uzmanlıklarını” meydana getirir. Bu ağaç mecazı aynı zamanda, üst dallardaki bilginin, gövdede ve alt dallarda bulunan kavramlardan faydalandığını vurgularken de yararlı.

Önceki bir bölümde, doğal dildeki cümleleri tamamen anlamanın, insanlarda olan ama bilgisayarlarda hâlâ olmayan sağduyu bilgisine gereksinim duyduğunu gördük. Bilgisayarları sağduyuyla donatmaya yönelik göz korkutucu beklenti, birbirine oldukça zıt iki tepki doğurmuştur. Bazılarına göre bu zorluk, yakın gelecek için YZ (en azından güçlü YZ) olasılığını devre dışı bırakıyor. Gerçi başkaları, “bu işi sürdürelim” diyebilir. (Bu hevesli insanların çalışmalarından ileriki bir bölümde bahsedeceğim.) Elbette, nasıl her insanın tüm konular hakkındaki doğal dil cümlelerini anlaması beklenmiyorsa, herhangi bir YZ sisteminin tüm doğal dil cümlelerini anlaması da beklenmez. İnsanların sınırları var, YZ programlarının da kendilerine özgü sınırları olacaktır. Bu beklenti, zeki insanlar yaratma girişimlerimizi nasıl kısıtlamıyorsa, zeki programlar yaratma girişimlerimizi de sınırlamamalı.



Alıntı: Yapay Zeka - Geçmişi ve Geleceği - Nils J. Nilsson

4 Kasım 2020 Çarşamba

Sürüyü Kurtarmak - Sahne

 

“Peki ya biz,
çitleri kesip onları serbest bırakırsak.
Özgürce koşssunlar.
Bu dikkat çekebilir mesela.”

“Ama, sizi uyarıyorum çocuklar.

Şuan bu ülkede, özel mülkün benzer şekilde ihlali,
Vatansever Kanunu'n çiğnenmesiyle terör eylemi olarak kabul edilebilir.
Ve 10 yıl hapis yatabilirsiniz bunun için.”

“Bence şuan Vatanseverler Kanunu'nu çiğnemek, en büyük vatanseverlik olur!”

***

“Evet, ve birşeyler öğrendik.

Ne halt ettiğini bilmeden bir işe kalkışma!”

“Ben anlamadım;

neden içeride kalmak istesinlerki!”
“Evet kabul edelim;
sığırlar pek zeki hayvanlar değil.”
“Kimbilir, belki de içeride hayat daha kolaydır!
Yedikleri genetik yapısı değiştirilmiş pislikler de çimenden daha lezzelidir.” :-)
“Bence korktular.” 

Topluluk sürü psikolojisine eğilimlidir. Hiçbiri, grubu bırakıp uzaklaşmak istemez.


Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Klonlama - Alıntı
Konferans: Andras Forgacs Hayvanları öldürmeden deri ve et üretimi

3 Kasım 2020 Salı

Hamburgerlere Sığır Gübresi Karışıyor mu? - Sahne

Hamburger şirketi Mickey, hamburgerinde sığır gübresi olduğunu keşfeder. Şirketten Don Henderson, et satın aldıkları yeri araştırmaya gider. Don, bu et şirketiyle daha önce iş yapmış olan bir çiftçiyle görüşür.

Don, çiftçiyle konuşmasından sonra, et şirketiyle bağlantıları olan sorumluyla görüşmek ister.


Don: ...ve et, sana bunu söylemem lazım Harry, et mikropluymuş!
İç organlar bölümünde eğitimsiz adamları çalıştırdıklarını biliyor musun!
Harry: Gerçekten mi, iç organlar bölümünde mi...
D: Evet. Yani, Harry etlerimizde dışkı var.
...
H: Kimlerle konuştun bilmiyorum Dan, ama buruda yasa dışı hiçbir şey yok, tamam mı!
Etin pişmesi gerekir.
Ve Mickey’s’teki ızgaralar etin içindeki bütün zararlı şeyleri en ufak zerresine kadar öldürmek için dikkatlice ayarlanır! :-)
D: Bunu müşterilerimize açıklamak biraz zor olabilir tabii. :-)
H: Ee, ne.
D: Etlerimizde sığır dışkısı var, çünkü şeridi çok hızlı çalıştırıyorlar!
H: Pişirirsin yeter. Yapmanız gereken tek şey bu.
İşte bu ülkede beni sinir eden şeylerden biri de bu, gerçekten sinir oluyorum.
Amerikalılar her şeyden tırsan ödlek tavuklar olup çıktı. :-)
Her şeyin sterilize ve mikropsuz olması gerekiyor.
Bence herkesin büyümesi lazım! :-)
Tek gereken bu.

Yalnız, bu açıdan, kasap dükkanlarındaki etlerin daha temiz olduğunun da garantisi yoktur. Zaten bu yüzden kimse, aldığı etleri iyice pişirmeden yemeye cesaret edemez. :-)
İşte konuyla ilgili bir haber. Etlere, dışkı mikroplarının bulaşma riski hep olmuştur. Pişirirsin yeter. :-)
‘EHEC hamburger aracılığıyla bulaştı’