26 Nisan 2019 Cuma

Klonlama - Alıntı

Daha da heyecan verici olan ise, insanın organ ve dokularının ameliyata gerek olmadan, “gençleriyle” değiştirilebilmesi olasılığıdır. Klonlanmış, telomer açısından geliştirilmiş, DNA'ları düzeltilmiş hücrelerin bir organa yerleştirilmesiyle, bu hücreler eski hücrelerle birleşebilecektir. Böyle bir sağaltımın belli bir dönemde üst üste yinelenmesiyle, söz konusu organ genç hücrelerin etkisine girecektir. Normal olarak hücrelerimiz zaten düzenli olarak yenilenmektedir. Bu yenilenme, kısaltılmış telomerli hatalı hücreler yerine neden dinç, gençleştirilmiş hücrelerle olamaz mı?

Dünyada Açlığın Çözümü: Klonlama teknolojileri dünyadaki açlığa bile olası bir çözüm getirmektedir. Hayvan kullanmadan, hayvanın kas dokusu klonlanarak et ve diğer protein kaynaklarının fabrikada üretilmesi. Bu, çok düşük maliyet, doğal ette bulunan böcek zehri ve hormonlardan arınma, çevreye etkilerin (fabrika çiftçiliğine kıyasla) büyük ölçüde azaltılması, geliştirilmiş besin profili ve hayvanlara acı çektirilmemesi gibi yararlar sağlayacaktır. Sağaltıcı klonlamada olduğu gibi bu yöntemde de hayvanın tamamı yaratılmayacak, hayvanın yalnızca istenen bölümleri ya da eti üretilecektir. Sonuçta, bir hayvandan milyarlarca kilo et elde edilebilecektir.

Bu işlemin açlığa çözüm getirmek dışında başka yararları da vardır. İvmelenen getiriler yasası -bilgi tabanlı teknolojilerin fiyat performansının zaman içinde üstel olarak gelişmesi- bu yöntemle et üretiminde de geçerli olur, et giderek ucuzlar. Bugün dünyada yaşanan açlığın böylesine ağır duruma gelmesinin asıl nedeni siyasi konular ve anlaşmazlıklar olmakla birlikte, yine de et satın alma gücüne büyük etkisi olacak kadar ucuzlayabilir.

Hayvansız etin ortaya çıkmasıyla birlikte, hayvanların acı çekmesini de ortadan kaldıracaktır. Fabrika çiftçiliği ekonomisi, bir makinenin dişlileri olarak gördüğü hayvanların rahatlığına pek fazla öncelik vermez. Bu yöntemle üretilen et, tüm diğer yönleriyle normal olmakla birlikte (en azından biyolojik bir hayvanda acıyı gerektirdiği kabul edilen) sinir sistemli bir hayvanın bir parçası olmayacaktır. Aynı yöntemi, deri ve kürk gibi, hayvanlardan elde edilen yan ürünler için de kullanabiliriz. Diğer başlıca avantajlar, fabrika çiftçiliğinin neden olduğu büyük ekolojik ve çevresel zararları yok etmenin yanı sıra, deli dana hastalığı ile insandaki karşılığı vCJD gibi prion kaynaklı hastalıkların riskinin de ortadan kaldırılması olacaktır.

İnsanın Klonlanmasının Yeniden Ele Alınması: Bu bizi yine insanın klonlanması konusuna getirir. Bu teknoloji mükemmelleştirildiğinde, ne etikçilerin şiddetli ikilemlerinin ne de heveslilerinin müjdeledikleri derin vaatlerin ağır basacağını sanıyorum. Peki, ya genetik ikizleri birbirlerinden bir ya da iki kuşak süresince ayırsak ne olur? Büyük olasılıkla klonlama da bir süre tartışmalı olacak, kısa zamanda kabullenilen diğer üreme teknolojileri gibi hızla benimsenecektir. Fiziksel klonlama, sonuçta, bir insanın tüm kişiliğinin, belleğinin, becerilerinin, geçmişinin farklı, büyük olasılıkla da daha güçlü bir düşünme ortamına yükleneceği zihinsel klonlamadan çok daha farklıdır. Genetik klonlamayla ilgili felsefi bir kimlik sorunu söz konusu değildir; çünkü bunlar farklı kişilerdir, hatta bugünün geleneksel ikizlerinden de farklıdırlar. Hücrelerden organizmalara klonlama kavramına bütün olarak baktığımızda, klonlamanın biyolojide, aynı zamanda bilgisayar teknolojisinde yaşanan diğer devrimlerle büyük bir sinerji oluşturduğunu görürüz. İnsanların ve hayvanların genom ile proteomunu (genomun protein olarak ifadesi) anlamayı öğrendikçe ve genetik bilgiyi kullanmak için yeni güçlü araçlar geliştirdikçe, klonlama bize hayvanları, organları ve hücreleri kopyalayabilmemiz için gerekli aracı sağlayacaktır. Bunun, kendi sağlık ve esenliğimize olduğu kadar hayvanlar dünyasındaki evrimsel kuzenlerimizin sağlık ve esenliği üzerinde de önemli yansımaları olacaktır.


İnsanlık 2.0 - Ray Kurzweil


Yapay etlerin bir beyni olmayacak. Ortada acı çeken bir canlı olmayacak. Hayvanlar kurtulacak. Vejetaryen takılanlar da et yiyebilecek. :-) Elbette bu konuda da organik takılmak isteyenler olacak. Peptisit ve hormon kullanılmayan meyve, sebzeleri isteyenler gibi, illa hayvandan üretilen etleri yemek isteyenler olacaktır. Hatta klonlanmış eti etik bulmayacaklardır. Ama bu etik anlayış da zamanla değişecektir. Alternatifi varken hayvan eti yemek etik olmayacaktır bir süre sonra. :-)

Tüp bebek yöntemi de ilk çıktığında etik bulunmuyordu. Şimdi normal karşılanıyor. İnsan da klonlanacaktır gelecekte. Birey, tıpatıp kendi DNA'sını taşıyan bebek sahibi olabilecektir. Toplum alışacaktır. Etik, teknolojiye ayak uyduracaktır. Ama bundan daha nitelikli bir yöntem de gelişecektir. Biyoteknolojik bebek tasarımı. İnsanlar istedikleri genleri seçip ona göre bebek sahibi olacaklar. Böylece mesela hastalıklara karşı daha savunmalı, güçlü ve zeki çocukları olabilir. Zaten insanlar eş seçerken aslında genleri de seçmiş oluyorlar. Böylece eşindeki sevdiği özelliklerin çocuğunda da olma olasılığını arttırmış oluyorlar. Yani zaten hep var olan gen seçme işi, biyoteknoloji sayesinde daha bilinçli yapılacaktır sadece.

Gerçi önümüzdeki yüzyılda biyoteknolojik bebek tasarlamak daha başlamadan anlamını yitirebilir. :-) Çünkü muhtemelen önümüzdeki yüzyılda zihinler bilgisayarlara yüklenecek. Biyolojik bedenlerin değeri azalacak. Çünkü sağlam çelik vücutlar yapılacak. Buluttaki zihinler bunları kendi bedeni gibi yönetecektir. Biyolojik bedenlerin aksine bu bedenler istenildiği zaman yenisiyle değiştirilebilecektir. İnsanlar, geleceğe kendisinden bir şey bırakma içgüdüsü nedeniyle artık biyolojik bebek yapmakla ilgilenmeyecektir. Çünkü zihinler zaten bilgisayarda gerçekten çok uzun süre var olacaklar. :-) Ama zihninin klonunu yapıp Bulutta çoğalmayı hâlâ isteyebilir. Gerçi zihnin Buluta yüklenmesinin 2040'larda gerçekleşeceği konusunda Ray Kurzweil kadar emin değilim. Örneğin yıllar önce İnsan Beyni Projesi'nde, 2019'a kadar bilgisayarda beyin oluşturulabileceği hedeflenmişti. Ama henüz duyurulacak bir gelişme olmuş görünmüyor. Ayrıca bundan tüm insanların yararlanabilmesini sağlayacak kadar hemen ucuzlayacağı konusunda da Ray Kurzweil kadar emin değilim. Epey bir süre zenginler faydalanacaktır. Diğer insanlar, biyolojik yaşamaya, daha epey bir süre katlanmak zorunda kalacaktır. :-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder