İnsan yaşlandıkça, hücrelerde DNA
hasarı oluşuyor ve bu hasar, belli bir aşamadan sonra tamir
edilemez hale geliyor.
Bu aşamada hücreler ya kanserleşiyor,
ya kendi kendini yok ediyor veya hücresel senesens (hücresel
yaşlanma) adı verilen yarı faal duruma geçiyor.”
“Fakat son çalışma, ilk kez,
yaşlı hücrelerin kaldırılmasıyla yaşlanmanın
geciktirilmesinden ziyade, doğrudan tersine çevrilmesinin mümkün
olabileceğine işaret ediyor.
Çalışmada kullanılan peptid
molekülü bu hücreleri hedef alıyor. Kimyasal dengeleri bozularak
hücreler öldürülüyor.
İlacı geliştiren Dr. Peter de
Kaizer, BBC'ye "İnsanlar benim deli olduğumu söylediler. İlk
üç denemede haklı çıktılar" dedi.”
“Örneğin, yeni hücre yaratmak için
bölünemeyecek durumda olan yaşlı hücreleri Foxo4-DRI bileşimi
enjekte edilerek alınan farelerin daha uzun yaşadığı görüldü.
İnsan yaşı olarak 100 yaşında
sayılabilecek 30 aylık bu farelerin hala aktif olması, ilacın
etkisinin geçici olmadığını gösteriyor.”
“İlaç farelerin tüylerini yeniden
çıkartırken, kuvvetlerini artırdı, karaciğer ve böbrek
fonksiyonlarını düzeltti.”
“Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezi
Moleküler Genetik Bölümü'nden Peter de Keizer'e göre,
"onarılamayacak düzeyde hasar görmüş zararlı yaşlı
hücreleri hedef alarak yaşlanmayı geciktirebilir, hatta bir
dereceye kadar geri çevirebilirsiniz".”
“Sonuçları Tıp dergisi Cell'de
yayımlanan araştırmaya göre ilaç, hızlı yaşlanmaları için
genetikleri değiştirilen ve doğal olarak yaşlanan (90 fare yaşı)
iki fare grubu üzerinde denendi.
10 ay boyunca hayvanlara haftada üç
kez peptid molekülü verildi.
10 gün içinde, farelerin yeniden
tüyleri çıkmaya başladı. Üç hafta sonra hayvanların fiziksel
güçleri arttı. Yaşlı fareler, ilaç verilmeyen hemcinslerine
kıyasla çarkta iki kat fazla koştu.
Bir ay kadar sonra da farelerin böbrek
fonksiyonları normale dönmeye başladı.”
* Farelerin tüyleri yeniden çıkmış.
Ama ilaç yaşlılığın dış belirtilerini kapatmıyor sadece.
Etkisi görüntüden ibaret değil. Karaciğer, böbrek gibi
organların fonksiyonunu düzeltmiş. Yaşlılık belirtileri göstermesi beklenen farelerin fiziksel gücü artmış.
“Dünya nüfusunun fazla artması
halinde, kıt olan doğal kaynakları korumak için sert önlemler
alınabilir. Örneğin Çin'de 1970'lerdeki hızlı nüfus artışını
engellemek için yakın zamana dek tek çocuk politikası
uygulanıyordu.
Ortalama ömrün uzaması halinde
genellikle nüfus artışı olacağı sanılır. Ama gerçekte öyle
değildir. Nüfus artışını belirleyen şey doğum oranıdır.”
“2015'te İngiltere ve Galler'de
anneler ortalama 1,8 çocuk doğurdu. Toplumun sağlık ve eğitim
konusunda kaydettiği gelişmeler sayesinde, fazla sayıda çocuk
ölümleri olmadığından fazla doğum da olmuyor.”
* Yaşlanma durdurulursa nüfus
artacak mıdır. Ben o kadar emin değilim. Çocuk ölümleri olmayan
ülkelerde çok az çocuk yapmaya gerek duyuluyor. İnsan geleceğe
kendisinden bir şey bırakabilmek için çocuk yapmak ister. Eğer
sonsuza kadar yaşayabilecek olsa neden çocuk yapmak istesin. :-)
Yetiştirme sorunlarıyla uğraşmak istesin. Hadi içgüdüsel
olarak yapmak istedi. Zaten bu tedaviye ulaşabilecek kadar zenginse
eğitim durumu da fena olmayacaktır. Belli bir bilinci de edinmiş
olacaktır; Tıpkı şimdi zengin ülkelerde çok az doğum olması
gibi. Muhtemelen sadece bir çocuk yapacaktır, tabii bu tedaviyi
alanların çocuk yapması henüz yasaklanmamışsa. :-) Birkaç
yüzyıl sonra belki başka gezegenlerde de medeniyet kurmak mümkün
olabilir. O tedaviyi almış zengin insanların çocukları başka
gezegenlere giderler. O zaman Dünya'nın kaynaklarının kalabalığa
yetememesi endişesi ortadan kalkar. :-)
“Google'ın ana şirketi Alphabet'in
alt şirketlerinden biri olan Calico, insan ömrünü kontrol eden
biyolojik süreçleri anlamayı ve daha uzun ve sağlıklı bir ömür
sürmeyi sağlayacak müdahalelerde bulunacak ileri teknoloji
ürünlerini geliştirmeye çalışıyor.”
* Evet, Google'in bu konuyla da
ilgileniyor olması ilginç. :-)
“Ayrıca, yaşlanmayı geciktirmeye
yönelik tedaviler oldukça pahalı. Foxo4-DRI tedavisi insanlara
uygulanmaya başlansa bile bu ilacın 10 mg'ı birkaç bin euro'yu
bulur.”
“Sorunun bir de etik boyutu var:
Yaşlanmayı geri çevirmeye yönelik tedavi herkese açık hale
gelinceye dek toplumda ikilik oluşması, sadece bu tedaviye gücü
yeten insanların ömrünün uzatılması riski ortaya çıkıyor.
Dünyada zaten büyük bir toplumsal
eşitsizlik söz konusu. Örneğin Afrika'nın yoksul bölgelerinde
doğan bir çocuğun olanakları ile Londra'nın zengin bir semtinde
doğan çocuğunki birbirinden çok farklı.
Ömrü uzatma tedavisi eşit olarak
herkese açık olduğunda ise artan bir yaşlı nüfus sorunu ortaya
çıkacaktır.”
* Bu tedavi uzun süre herkese açık
olmayacak; Diğer pahalı tedavilerde de olduğu gibi. Yeni
teknolojileri önce zenginler alabiliyor. Zamanla orta sınıfın da
alabileceği kadar ucuzluyor. Belki sonraki yüzyıllarda bu tedavi
de orta sınıfın ulaşabileceği kadar ucuzlayabilir. Dolayısıyla
bunda sıra dışı bir durum yok. İnsanlar zaten hiç eşit
olmadılar. :-)
“Bir bilim adamının ifadesiyle
"Birkaç insanın uzun yaşaması yerine, bütün kaynakları
herkesin daha sağlıklı bir yaşam sürmesi için kullanmak çok
daha iyi." “
* Kanser tedavisi pahalıdır. Zaten
hastaların çoğunu kurtaramayız. Kaynakları, onların ömürlerini
azıcık daha uzatabilmek için harcamak yerine, kanser olmayan
çoğunluktaki insanların sağlıklı bir yaşam sürmesi için
kullanmak daha iyi. O bilim adamının bakış açısı bu görüşe
benziyor ne yazık ki. Şimdi pek doğru gibi görünmüyor tabii.
Hem belli mi olur. Bu tedavi bile zamanla ucuzlar, orta sınıf da
kullanır. :-) Mesela kafa nakli (ya da daha doğru ifadeyle tam
vücut nakli) de çok pahalı olacaktır. Çok az insan bu ameliyata
girebilecektir; En azından ilk zamanlarında. Ee, o zaman tekniği
geliştirmeye kaynak harcanmasın mı! :-)
* Değişim için ölüm gereklidir
gibi şeyler diyenler vardır; Sanki ölümsüzlük hiç umurlarında
değilmiş gibi. Bakmayın öyle demelerine, kendilerini kandırmaya
çalışmaktadırlar. Çoğu insanın ölümü mümkün olduğunca
düşünmeden yaşamaya çalışmasının nedeni budur. Ölümsüzlük
hissi verir. :-) Tatmin oldukları bir hayatı olan herkes ölümsüzlük
fantezisine ilgi duyar. Ölümsüzlük, zaten huzursuz bir hayatı olanlar
için sıkıcı olur. :-)
Haberin Tamamı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder