Sharon’ın bana gönderdiği bağlantılar, beni “COVID-19 sahtekârlığının” “baş bilinç mühendisi” ve sözde Ajanda 21 komplosunun lideri olarak gösteren çok sayıda web sitesine yönlendirdi. Bu paralel evrende, İlluminati’den arkadaşlarım ve ben Bill Gates’le işbirliği içindeydik ve kadınlara onları kısırlaştıracak ve dünya nüfusunu azaltacak bir aşı enjekte etmek için şeytani bir plan tasarlarken, aynı zamanda iktidardakilerin (iddiaya göre ben de dahil Bill ve İlluminati) dünyadaki herkesin hareketlerinin takip edilmesini sağlayacak uluslararası bir aşı pasaport sistemi oluşturuyorduk. İnternet üzerinden katkıda bulunan pek çok kişi bu fikirleri daha da ileri götürerek vatandaşlarını kontrol ve manipüle etmek için birden fazla hükümetle işbirliği yaptığımı iddia ediyordu.
Ne düşüneceğimi bilemedim.
Okumaya devam ettikçe kendi kendime gülmeye başladım. Çünkü
saçmaydı ve merak ediyorsanız söyleyeyim, tamamen yanlıştı.
Bill Gates’le esas bağlantım, birkaç yıl önce Bill &
Melinda Gates Vakfı ile Afrika’da erken çocukluk dönemi
beslenmesi üzerine yaptığım kısa bir çalışmaydı. Kesinlikle
İlluminati’nin saflarına katılmadım (ve istesem bile bunu nasıl
yapacağım konusunda hiçbir fikrim yok).
Henüz hiçbir COVID-19 aşısı onaylanmamıştı ve ben de bir aşı
geliştirme çalışmasında yer almamıştım. Hükümetlere
tavsiyelerde bulunmaya gelince, bunu kısmen yaptım ancak
tavsiyelerim pandemi kısıtlamalarına uymayı ve maske takmayı
teşvik etmek; mali yardımları daha etkili şekilde dağıtmak;
eğitimciler ve öğrencilerin motivasyonunu artırmak ve aile içi
şiddeti azaltmak için çalışmak gibi konularla sınırlıydı.
...
(Sara'ya telefon eder.)
Kendimi tanıttıktan sonra ona durumu açıklığa kavuşturmak istediğimi ve bana istediği her şeyi sorabileceğini söyledim. İlk soruları beni şaşırttı. Bana olan bitene dair görüşlerimi sordu. COVID-19 hakkında konuşmaya başladığımda beni hemen durdurdu.
“Hayır, hayır, hayır, COVID-19’un Ajanda 21 ve küreselcilerle nasıl uyumlu olduğu hakkında ne biliyorsunuz?”
“Ajanda 21’in ne olduğunu bile bilmiyorum” diye yanıtladım, “ve küreselcilerden ne kastettiğinizi de bilmiyorum.”
“Bana masum rolü yapmayın” diye karşılık verdi. “Kim olduğunuzu ve ne yaptığınızı biliyorum.”
Sonra konuyu değiştirdi ve başka hükümetlerle hangi projeler üzerinde çalıştığımı öğrenmek istedi. O sırada İsrail hükümetiyle ve İngiliz, Hollanda ve Brezilya hükümetleriyle COVID-19’la ilgili projeler üzerine oldukça yoğun şekilde çalışıyordum. Sara’nın ısrarlı soruları karşısında kendimi sanki yargılanıyormuşum ve o da savcıymış gibi hissettim. Ona polisin, faydalı maske takma davranışını ve sosyal mesafeye uymayı teşvik etmek için para cezaları yerine ödülleri kullanmasını sağlamaya çalıştığımı söyledim. Ayrıca okullarda uzaktan eğitimin nasıl etkili şekilde yürütülebileceği üzerinde çalışıyordum ve hükümetlerin işyerini kapatmak zorunda kalanlara ne tür bir mali destek vermesi gerektiğini belirlemeye çalışıyordum.
Sara, bunların hiçbirine inanmadı. Bir an bile. “Ya torunlara büyükanne ve büyükbabalarını görmemelerini söyleyerek aileleri parçalamak? Yalnızlığı ve stresi artırarak daha fazla ölüme yol açmak? Çocukları beyinlerine giden oksijen miktarını azaltan maskeler takmaya zorlamak?”
Tüm bu suçlamaları reddetmek için
yaptığım zayıf girişimlerin hiçbir etkisi olmadı.
…
(Peki bu inanç nasıl yayıldı.)
Yaygın olarak paylaşılan bir başka
“kanıt” da bir zamanlar katıldığım bir TV programından bir
kesitti. Aşılarla ilgili konularda Bill Gates’le birlikte
çalıştığımı belirtiyordum. Ancak klibi yakından incelerseniz,
cümlede küçük bir hata olduğunu fark edersiniz çünkü video
editörleri Gates Vakfı ile Afrika’da açlık ve erken çocukluk
dönemi beslenmesi üzerine yaptığımız projeden bahsettiğim bir
cümleyi almış ve aşılardan bahsettiğim başka bir cümleyle
birleştirmişti. Ve voilà: Profesör Dan Ariely aşılar konusunda
Bill Gates’le birlikte çalıştığını itiraf ediyor.
…
Videoların kurgulanarak, kasıtlı biçimde bağlamdan koparıldığı ve kelimelerin ağzıma tıkıldığı düşünüldüğünde, tüm bunların arkasında kötü niyetli birilerinin olması gerektiği sonucuna varmamı bekleyebilirsiniz. Ancak şeytani bir düşman ihtimali aklımdan geçse de bu fikri çabucak bir kenara bıraktım. İlk olarak, videolarda yapılan düzenlemeler yüksek kalitede değildi. İkincisi, neden birileri benim peşime düşmek istesin ki? Sıfır egolu olduğumdan değil ancak birilerinin beni alaşağı etmek için enerji harcamasını gerektirecek kadar önemli olduğumu düşünmek benim için zordu. Benim tahminim, videoların arkasındaki kişilerin, en azından kendi zihinlerinde, düzenlenmemiş bilgi parçalarına rastladığında noktaları birleştiren, kendi sonuçlarını çıkaran ve bunlara güvenen, diğer insanlar için bağlantıları vurgulamak amacıyla ilgili parçaları bir araya getiren ve daha sonra onların ışığı görmelerine yardımcı olmak için çalışmalarını yayan iyi niyetli kişiler olduğuydu. Elbette, beğeni ve yorumlarla sosyal medyada itibar kazanmak hem çabalarının büyük bir artısı hem de devam etmeleri için bir motivasyon kaynağı oluyordu.
Derlenen Alıntılar: Yanlış İnanışlar - Dan Ariely
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder