Hücrelerimiz sınırlı sayıda bölünür. Sonra ölür. Yaşlanmanın en belirgin nedeni budur. Oysa kanser hücreleri sonsuza kadar bölünebilir. Arada fark nedir! Neden kanser hücreleri bölünmeyi sürdürebiliyor, vücut hücreleri yapamıyor. Kromozomların uçlarında telomerler vardır. Hücre bölündükçe bu telomerler kısalır. Telomeri bittikten sonra o hücre artık bölünemez ve ölür. Kanser hücrelerinde bu telomerleri onaran enzimler üretiliyor. Telomeraz enzimi sayesinde Telomerleri kısalmıyor. Hücre bölünmeyi sürdürüyor. Aslında bizim germ hücrelerimiz de sonsuza kadar bölünebilir. Ama vücut öldüğü için, onlar da ölüyor.
İnsanların yaşam koşulları günümüze kadar iyileşti. Böylece ömürleri arttı. Muhtemelen bir kaç on yıl içinde yaşam süresi 140-150'ye çıkarılacak. Daha da arttırılacak. Ve sonra insan ölümsüz olacak. Bunu genetik mühendisliğiyle yapacağız. Elbette bu tanrısal bir ölümsüzlük değil. Örneğin ağır yaralanan bir insan ölebilir. Ama normal koşullarda ölümsüzlüğünü korur. DNA'ya telomerlerin sürekli onarılmasını sağlayacak kodlar eklendiğinde bu yolda çok büyük bir adım atılmış olacak!
İnandırıcı gelmedi mi! Fareler %40 yaş gençleştirildi ve ömrü %40 uzatıldı. Solucanların ömrü on kat arttırılabildi. Deneyler sürüyor. İlk trenin yapılması da alay konusu olmuştu. Başarıldı. İnsanlar için at arabası vardı. Atsız bir araba hayal etmek zordu. Ama otomobiller üretilebildi. Artık bir çok insanın altında atsız araba var. Uçmak alay konusu oluyordu. Kimse inanmıyordu. Havada uçan araç fikri insanlara çok garip geliyordu. Bu da başarıldı. Artık alışılmış bir şey haline geldi. Bunlar gibi yapılamaz sanılan bir çok fikir var, yapılan ve insanların artık alıştığı. Günümüzde genler dijital ortama aktarıldı. Anlaşılmaya çalışılıyor. Gen mühendisliğiyle gerekli kod değişiklikleri yapıldığında bu da mümkün olacaktır.
Bazı şeyler kafa karıştırıyor. Ölümsüzlük mümkün olursa tek bir yan etkisi olacak sanki. Ölüm olmayacak. Doğumlar sürecek. Nüfus artmaya başlayacak! Bu kadar insana üretim nasıl yetecek peki. 18. yüzyılın başında, İngiltere'de, nüfusun artması durumunda üretimin yetmeyeceğini düşünenler çoktu. Artan nüfus aç kalırdı. Oysa nüfus çok arttı. Ama aç kalmadı. Çünkü Sanayi Devrimi oldu. Teknoloji gelişti. Böylece üretim arttı. Bu, o yüzyılın başında insanların beklediği bir şey değildi. Günümüzde de çoğunluğun beklediği bir şey değil İnsanlık 2.0 Devrimi. Ama oldukça yakınız görünüyor. Teknoloji gelişecek üretim artacak.
Tamam da artan insana dünyada yer var mı! Dünyada yaşamaya elverişli olmayan çok geniş bölgeler var. Gelecekte o bölgelerin yerleşim yeri yapılması sağlanabilir. Belki okyanusların üzerine bile yerleşmeye başlayabilir insanlık. Ya da bir kaç on yıl sonra Mars da yerleşim yeri haline getirilebilir. İnsanların bir kısmı oraya taşınır. Sonra başka gezegenlere de taşınılabilir. Ya bu tür teknolojik gelişmeler olmazsa ne olur! Düşündürücü. İnsanlar geleceğe kendinden bir şey bırakmak için çocuk yapıyorlar. Kendisi ölümsüz olduğunda, çocuk yapmak çekiciliğini kaybedebilir. Artık çocuk büyütmekle uğraşmak için bir neden kalmamıştır. Gelişmiş ülkelerde doğum sayısı çok düşmüştür. İnsanlar bilinçlendikçe doğum sayısı azalacaktır.
Ölüm çok normal bir şeydir. Şimdilik öyle. Genetik bir hastalık
olarak görülmesine az kaldı görünüyor. Tedavi edilebilecek bir
hastalık. Gen mühendisliğiyle ilgili genler düzeltilecek. Normal
kabul edilen artık ölümsüzlük olacak!
Ölümsüz İnsan'dan bir alıntıyla makaleyi bitirelim.
İnsan Genom Projesi, 1990 yılında başladı ve 1997 yılına dek tüm genomun yalnızca %1'i dizilenmişti. Bazı “uzmanların” kalan 99'luk kısmı dizileyebilmemiz için yüzyıllara ihtiyacımız olduğunu düşünmesinin sebebi de buydu. Neyse ki katlanarak artan teknolojiler sayesinde proje 2003'te tamamlandı. Amerikalı fütürist Ray Kurzweil'ın de anlattığı üzere dizileme yüzdesi 1997'den sonraki her yıl ortalama ikiye katlandı; 1998'de %2'yken, 1999'da %4, 2000'de %8, 2001'de %16, 2002'de %32, 2003'te %64 ve sonrasındaysa birkaç hafta içerisinde tamamlandı.
Biyoloji ve tıp sürekli dijitalleştiriliyor; bu da gelecek yıllardaki ilerlemelerin katlanarak artmasına olanak sağlayacak. Yapay zekânın giderek daha da yardımcı olması biyoloji ve tıp da dahil olmak üzere tüm alanlarda daha fazla ilerleme için sürekli olumlu geri bildirimler alınmasını sağlayacak. Diğer yandan maya, solucan, sivrisinek ve fare gibi çeşitli hayvan modellerinde yaşamı uzatmak ve yenilemek için yapılan deneyler çoktan başladı bile.
Dünyanın çeşitli yerlerindeki biliminsanları yaşlanmanın nasıl gerçekleştiğini ve onu nasıl geri döndürebileceklerini araştırıyorlar. ABD'den Japonya'ya, Çin'den Hindistan'a, Almanya'dan Rusya'ya... Araştırmacı grupları aynı zamanda İber-Amerika'da da var, İspanya'dan Kolombiya'ya, Meksika'dan Arjantin'e, Portekiz'den Brezilya'ya uzanıyorlar. Örneğin, Madrid'deki CNIO'nun (İspanya Ulusal Kanser Araştırmaları Merkezi) yöneticisi İspanyol Biyolog Maria Blasco'nun ekibindeki bir grup biliminsanı Üçlü fare adı verilen ortalama %40 daha uzun yaşayan türleri oluşturdu. La Jolla, Kaliforniya'daki Salk Biyoloji Çalışmaları Enstitüsü uzman araştırmacılarından İspanyol Juan Carlos Izpisua gibi diğer biliminsanları da tamamen farklı teknolojilerle fareleri %40 oranında gençleştirmeyi başardılar. Bu tür deneyler ilerleme kaydetmeye devam ediyor ve ileriki yıllarda farelerde yaşam uzatma ile gençleştirmeyi ilerletmeye yüksek olasılıkla devam edeceğiz.
Cambridge, Harvard, MIT, Oxford ve Stanford gibi en iyi uluslararası üniversitelerdeki gruplar da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından pek çok diğer biliminsanı, ABD'deki Methuselah Vakfı tarafından fonlanan Methuselah Fare Ödülü için rekabet ediyor. Ödüllerden biri farelerde yaşamı 180 insan yaşına eşit ölçüde uzatmayı başaran biliminsanlarına verildi bile! ancak asıl hedef Eski Ahit'teki efsanevi Methuselah gibi bin insan yaşına eşit süreye ulaşmak.
Farelerin yaşam süresi görece kısa olduğu (doğal koşullarda bir yıl, laboratuvar koşullarında iki veya üç yıl) ve genomu insan genomuna çok benzer olduğu için (genomumuzun %90'ı kadarını farelerle paylaştığımız tahmin ediliyor) farelerle yapılan deneylerin pek çok avantajı var. Biliminsanları, çeşitli tedavi ve terapilerle deneyler gerçekleştirdi; bunlardan şimdilik sayabileceklerimiz arasında kalori kısıtlaması, telomeraz enjeksiyonları, kök hücre tedavileri, gen tedavileri ve önümüzdeki yıllarda görmeye devam edeceğimiz pek çok farklı keşif bulunuyor. Bu araştırmalar yalnızca fareleri çok sevdiğimiz ve daha genç, daha uzun ömürlü fareler istediğimiz için yapılmıyor. Araştırmacılar alenen söylemeseler de bizi daha uzun ömürlü ve genç canlılar yapmak için buna benzer ilerlemeleri insanlara da uygulayabilmeyi dört gözle bekliyorlar. Diğer pek çok insan gibi biliminsanları da bazen fonlarını kaybetme korkusuyla veya başka bir nedenden ötürü gerçek düşüncelerini dile getiremeyebilirler ancak bu araştırmanın uygulama alanları oldukça açık.
Yaşlandırmayı durdurmak ve geri çevirmek için farklı hayvan modelleriyle çalışan pek çok biliminsanı var. Tanınmış Kuzey Amerikalı biliminsanlarına iki diğer örnek meyvesineği Drosophila melanogaster'in ortalama ömrünü dört kat uzatan Kaliforniya Irvine Üniversitesi'nden Michael Rose ve yuvarlak solucan C. elegans'ın yaşam süresini on kata kadar uzatan Arkansas Tıp Bilimleri Üniversitesi'nden Robert J.S. Reis. Benzer şekilde biliminsanlarının amacı daha uzun ömürlü sinek ve solucanlar elde etmek değil, bu keşifleri ileride insanlara da uygulayabilmek.
Son yıllardaki önemli bilimsel gelişmeler sayesinde insanlarda bilimsel gençleşmeye milyonlarca dolar yatıran büyük ve küçük ölçekli şirketler var. İnsanlar bunun artık gerçek bir ihtimal olduğunu ve zamanla gerçek olmaya daha da yaklaştığını anlamaya başlıyorlar. Bugün artık sorun bunun mümkün olup olmadığı değil, ne zaman mümkün olacağı. Dolayısıyla PayPal ile tanınan Peter Thiel, Amazon'dan Jeff Bezos, Alphabet/Google'dan Sergey Brin ve Larry Page, Facebook'tan Mark Zuckerberg, Oracle'dan Larry Ellison ve onlar gibi daha nice multi milyoner yaşlanmayı tersine çeviren yaşlanma karşıtı biyoteknolojiye yatırım yapıyor. Google 2013 yılında “ölümü çözmek” için Calico'yu (Califormia Life Company) kurdu, Microsoft 2016'da on yıl içerisinde kansere çare bulacağını duyurdu, Mark Zuckerberg ve eşi Priscilla Chan tüm hastalıkları tek jenerasyonda ortadan kaldırmak ve onları önlemek için neredeyse tüm servetlerini bağışlayacaklarını söylediler. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz ve her gün daha da fazlasını göreceğiz çünkü ilerlemeler durmayacak.
Dünyanın en iyi biliminsanlarından bazıları gençleşme teknolojileri üzerine açıkça çalışıyor. Yaygınca bilinen bir örnek vermek gerekirse hem akademide hem de iş dünyasındaki pek çok pozisyonunun yanı Sıra (çünkü yaşam ve ölümle ilgili bu fikirleri akademiden sektöre taşımak gerekiyor) Harvard Tıp Fakültesi'nde genetik profesörü, Harvard ve MIT'de Sağlık Bilimleri ve Teknolojisi profesörü olan Amerikalı genetikçi, moleküler mühendis ve kimyager George Church'ten bahsedebiliriz. İnsan genom dizilemesinin öncülerinden ve kişisel genom ile sentetik biyolojide çığır açan biri olarak kabul edilen Church, yakın zamanlarda şöyle söylemiştir:
Muhtemelen önümüzdeki bir ya da iki yıl içerisinde ilk köpek deneylerine tanık olacağız. Eğer bu işe yararsa insan deneyleri de bundan iki yıl sonra olacak ve sekiz yıl içerisinde tamamlanacaktır. Birkaç tanesi başlayıp başarıyla tamamlandığında olumlu bir geri dönüş döngüsü başlar.
Gerçek şu ki gençleşmeyi yasaklayan veya ölüme olan ihtiyacı dayatan bilimsel bir ilke bulunmuyor. Biyolojide de, kimyada da, fizikte de yok. Nobel Fizik Ödüllü seçkin Amerikalı fizikçi Richard Feynman, 1964 yılında verdiği “Modern Toplumda Bilimsel Kültürün Rolü” isimli dersinde bunu şöyle açıklamıştır:
Biyoloji bilimlerinin hiçbirinde ölümün gerekliliğine dair bir işaret bulunmaması olağanüstü bir şey. Sürekli hareketlilik yaratmak istiyoruz diyecek olsanız, fizik üzerine çalışırken ya bunun kesinlikle imkânsız olduğunu ya da yasaların hatalı olduğunu görecek kadar yasa keşfettik. Ama biyolojide henüz ölümün kaçınılmazlığını vurgulayan herhangi bir şeye rastlamadık. Bu, bana onun hiç de kaçınılmaz olmadığını ve biyologların bu sorunun, bu korkunç evrensel hastalığın, insan vücudunun geçiciliğinin neden kaynaklandığını keşfetmeleri ve iyileştirmelerinin an meselesi olduğunu düşündürüyor.
Alıntı: Ölümsüz İnsan
Bunlar da İlginizi
Çekebilir
Dergi:
Ölümsüzlük
Google:
Dijital ölümsüzlük 2045’te
Sayısal
Beyin Üzerine Hayaller ve Düşünceler - Zihin Felsefesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder