İnsanlar hayatlarını kaybettiklerinde ya gömülürler ya yakılırlar. Aslında bir süredir bir seçenek daha var. Fıravunların ve Antik Mısırlıların bir dileği vardı. Gelecekte vücutlarına geri döneceklerdi. Bu nedenle, öldüklerinde vücutları bozulmasın diye mumyalanıyordu. Onların bu dileği hiç gerçekleşmeyecek. Ama vücudu bozulmadan bekletmek için artık çok daha işe yarar bir teknoloji var. Bazı insanlar hayatını kaybettikten sonra dondurulmayı vasiyet ediyorlar. Dondurulan vücut artık bozulmadan bekleyebilir. Yalnız vakit kaybedilmeden birkaç dakika içinde dondurulması gerekir. Çünkü kişinin hafızasını, kimliğini oluşturan beynindeki sinir bağlantıları, kalp durduktan birkaç dakika sonra bozulmaya başlayacaktır. Peki kalbi durmuş insanı dondurmanın ne anlamı var! O insana günümüz teknolojisiyle yardımcı olunamayabilir. Ama gelecekte, hayatını kaybetmesine neden olan soruna çözüm olabilecek bir teknoloji geliştirilebilir. Kişi çözülür ve tedavi edilir. Hayata kaldığı yerden devam eder. Üstelik dondurulan insanların iyi bir kazanımları daha olacaktır. Artık ölümsüzlüğü sağlayacak bir teknoloji geliştirilene kadar bekleyebilirler. O dönemde çözülüp uyandırılırlar. Nanoilaçla, moleküler onarımla genlerinde gerekli düzeltmeler yapılır, hücreleri yenilenir. Onlar artık bir zaman baskısı olmadan hayatın tadını çıkarabilirler. Yalnız, dondurma ve bekletme hizmeti veren şirketlerin henüz sınırlı sayıda olması, hizmet bedelinin de ucuz olamamasının nedenlerinden biridir.
Deneyler yapılmıştır. Fareler dondurulmuştur. Zamanın geçmesi beklenmiştir. Sonra çözülmeleri denenmiştir. Tekrar hayata dönmeleri başarılmıştır. Hayatlarına kaldıkları yerden devam etmişlerdir. Önemli bir şaşkınlık göstermemişlerdir. Önceden bildikleri nesneleri yine tanımışlardır. Bu, beyindeki sinir bağlantılarının başarıyla korunduğu anlamına gelir. Yalnız, dondurulan hiçbir insanın çözülerek hayata geri döndürmek henüz denenmemiştir. Ama bunun nedeni, bekledikleri teknolojinin henüz geliştirilmemiş olması.
Nature dergisinde yayımlanan araştırmada bilim insanları Güneş'e en yakın yıldız olan Proxima Centauri’nin etrafında yaşanabilir bölgede hareket eden yeni bir gezegen keşfetti. Acaba orada yaşam var mı! Orayı ziyaret etmek imkansız görünüyor. 4 ışık yılı uzakta! Bu kadar yolu almak, en az on yıllar sürecektir. Teknoloji yeterince gelişmiş olsa bile, kimse aracın içinde yıllar geçirmeye katlanamaz. Bir seçenek daha var. Yolcuları Dünya'da dondurmak. Gittikleri gezegende otomatik çözülmesini sağlamak. Yolcular için zaman hiç geçmemiş gibi olacaktır. Hiç sıkılmayacaklardır. Üstelik bu şekilde yolculuktaki yemek sorunu da çözülmüş olur. Yine de biraz yiyecek götürülebilir. Gittikleri gezegende yiyecekleri hazır olmuş olur. Yani ışınlama gibi bir şey hep fantezi olarak kalabilir; daha gerçekçi bir seçenek yolcuların yol boyunca donuk kalmalarını sağlamak olacaktır.
Bir alıntıyla konuyu renklendirelim:
Sonsuzluğa uzanan bir köprü
Daha önce bahsettiğimiz üzere süresiz yaşam süresi birkaç on yıl içerisinde mümkün olacak ancak o zamana dek ne yapacağız? İnsanların önümüzdeki yıllarda ölmeye devam edeceği acı bir gerçek ve günümüzde kendimizi muhafaza etmek adına bildigimiz en iyi yöntem kriyoprezervasyon. Kriyoprezervasyonun A Planı gerçekleşene dek süresiz sağlıklı yaşam sunacak bir “B Planı” olduğunu söyleyebiliriz.
İnsanların dondurularak saklanmasının veya kısaca dondurmanın modern döneminin Amerikalı fizikçi Robert Ettinger'in 1962'de yaşlanma dahil olmak üzere mevcut hastalıkların iyileştrilmesi için çok daha ileri tıp teknolojilerinin ortaya çıkmasını bekleyebilmek adına hastaları dondurmayı (aslında dondurarak saklamayı) düşündüğü The Prospect of Immortality (Ölümsüzlük Beklentisi) kitabını yayınlamasıyla başladı. Bir insanın dondurularak saklanması ölümcül gibi görünse de Ettinger, bugün ölümcül görünen şeylerin gelecekte tersine çevrilebilir olabileceğini iddia ediyordu. Aynı argüman ölümün kendisi için de geçerli; yani klinik ölümün ilk aşamaları gelecekte tersine çevrilebilir. Bu fikirleri birleştiren Ettinger, yakın zamanda ölmüş kişileri dondurmanın hayat kurtarabileceğini öne sürüyor. Ettinger ve dört çalışma arkadaşı bu düşünceleri temel alarak 1976'da Detroit, Michigan'da Cryonics Institute'u kurdular. İlk hasta Ettinger'in 1977'de dondurularak saklanan annesiydi. Vücudu sıvı azotun kaynama ısısında (-196 C) dondurulmuş vaziyette saklanıyor.
Bu sırada Fred ve Linda Chamberlain, 1972'de Kaliforniya'da Alcor Yaşam Uzatımı Vakfı adı altında başka bir dondurma enstitüsü kurdular (1977'ye dek kullanılan ilk ismi Alcor Katı Halde Hipotermi Vakfı'ydı). 1976'daki ilk hastaları nöroprezervasyon ile yalnızca başının dondurularak saklandığı Fred Chamberlain'in babasıydı. Alcor daha sonra 1993'te sismik Kaliforiya'dan uzaklaşarak Scottsdale, Arizona'ya taşındı ve vakfın şimdiki başkanı İngiliz felsefeci ve fütürist Max More, şöyle diyor:
Bunu acil tıbbın bir uzantısı olarak görüyoruz... Biz, yalnızca günümüz tıbbının hastadan vazgeçtiği noktada devreye giriyoruz. Şöyle düşünün: 50 yıl önce sokakta yürürken birinin önünüzde birdenbire düşüp nefes almadığını görseniz ona bakıp öldüğünü söyler ve ondan kurtulurdunuz. Bugün bunu yapmıyoruz; bunun yerine kalp masajı veya başka pek çok şey yapıyoruz. 50 yıl önce öldüğünü düşündüğümüz insanların artık öyle olmadığını biliyoruz. Dondurma da aynı şey, yalnızca daha kötüye gitmeden onları durdurmamız ve gelecekteki daha ileri teknolojilerin sorunu çözmesine izin vermemiz gerekiyor.
Yalnızca başını dondurmaya karar veren birçok hasta var. Bazıları ekonomik nedenlerden bazıları ise insanın kimliği ve hafızasının beyinde depolandığını düşünerek bu nedenle yine farklı teknolojiler kullanılarak yeniden inşa edilebilecek olan vücudun tamamını dondurup saklamaya gerek olmadığına inandığı için bunu yapıyor.
Cyronics Institute yalnızca tüm vücutta kriyoprezervasyon yaparken Alcor hem nöroprezervasyon hem de komple kriyoprezervasyon yapıyor. Cyronics İnstitute'un bugüne dek 150'den fazla dondurularak saklanmış hastası ve binden fazla üyesi, Alcor'un da benzer sayılarda hastası (dörtte üçü kadarı nöro-hasta) ve üyesi oldu. ABD'deki iki ana kriyoprezervasyon merkezine her ay yeni hastalar ve üyeler katılıyor. Ayrıca her iki kurum da kriyoprezervasyon ile birçok dondurulmuş DNA örnegi, doku, evcil hayvan ve diğer hayvanlar saklamakta. Cryonics Institute, bütün vücudun kriyoprezervasyonu için 28.000 dolar ila 35.000 dolar arası ücret alıyor (pahalı BST: Bekletme/ Stabilizasyon/Taşıma masrafları dahil değil). Alcor, nöroprezervasyon için 80.000 dolar, bütün vücudun kriyoprezervasyonu içinse 200.000 dolar alıyor (pahalı BST masrafları dahil).
Hastaların ve üyelerin Sayısı görece az olduğu için Cryonics İnstitute ve Alcor, Moskova'nın dışındaki KrioRus'un kuruldugu 2005'e dek dünyanın iki ana kriyoprezervasyon kurumlarıydı. Bugün bunlar dışında Arjantin, Avustralya, Kanada, Çin, Almanya ve ABD'nin Kaliforniya, Florida ve Oregon eyaletlerinde insanların dondurularak saklanması için tesis kurmayı planlayan veya halihazırda kurulmuş tesisleri olan küçük gruplar mevcut,
Dondurulma nasıl işliyor?
Şimdiye dek dondurularak saklanmış hiç kimse hayata döndürülmedi ancak bunun sebeplerinden biri hastanın kendi döneminde sahip olduğu ölümcül hastalığa neden olan durumların nasıl iyileştirileceğini hâlâ bilmememiz. Fakat üstel artan teknolojik ilerlemeler sayesinde muhtemelen önümüzdeki on yıllarda hastaları hayata döndürebileceğiz. Amerikalı fütürist Ray Kurzweil, 2040'larda dondurularak saklanmış hastaların ilk kez hayata döndürülmeye başlanacağından, bu işlemin öncelikle tekniğin daha iyi teknolojiler kullanılarak uygulandığı en son dondurulan hastalarla başlayıp sonunda ilk dondurulan hastalarla tamamlanacağından bahsediyor.
Bu kavramın kanıtı ise kriyoprezervasyonun daha önce farklı canlı hücreler, dokular ve küçük organizmalarla uygulanmış olması. Minik tardigrade su ayıları, içlerinde bulunan suyun tamamı trehaloz şekeriyle değiştirildiğinde hücre zarında kristalleşme engellendiğinden hayatta kalabilen çokhücreli mikroskobik organizmalar. Dondurulmayı tolere edebilen birçok omurgalı var ve bazı organizmalar kışı katı donma ile hayati fonksiyonlarını durdurarak atlatıyor. Bazı kurbağa, kaplumbağa ve semender türleri donarak hayatta kalabiliyor ve soğuk iklimlerde kıştan sonra tamamen iyileşebiliyor. Kutuplara yakın yerlerde yaşayan bazı bakteri, mantar, bitki, balık, böcek ve amfibiklerde dondurucu ortamlarda hayatta kalabilmek için geliştirilen kriyoprotektanlar var.
Dünyadaki yaşamın Gaia hipotezini öne sürmesiyle tanınan İngiliz biliminsanı James Lovelock belki de hayvanları dondurup hayata döndürmeyi deneyen ilk kişiydi. Lovelock, 1955'te birkaç fareyi 0 C'de dondurmuş ve mikrodalga ısı tedavisi kullanarak başarılı bir biçimde hayata döndürmüştü. Savunma Araştırmaları Projeleri Kurumu DARPA, yakın zamanda geçici ölüm hali araştırmalarına, yani bazı hastalara daha sonra uygun tedavi sunulması için kalp ve beynin “kapatılması” araştırmalarına yatırım yapmaya başladı, bu da insanlarda kriyoprezervasyona doğru bir adım olarak görülüyor.
Günümüzde daha sonra hayata döndürülmek üzere yumurta, sperm ve hatta embriyolar bile dondurularak saklanıyor. Dondurulmuş yumurta ve spermler hayvan üremesi için kullanıldı; hatta insan embriyoları donduruldu ve ardından doğuştan veya başka türden bir sorun olmaksızın geliştirildi. Ayrıca artık kan, göbek bağı, kemik iliği, bitki tohumu ve çeşitli doku örnekleri de dondurulup çözülüyor. Dondurmanın yakın zamandaki en büyük başarılarından biri neredeyse 25 yıldır dondurulmuş halde saklanan bir embriyonun 2017'de doğmasıydı.
Bugün dondurularak saklanan insanların gelecekte ileri teknolojiler sayesinde hayata döndürülebileceğine inanıyoruz. Dondurulmanın güvenilirliğini destekleyen artan miktarda bilimsel araştırma mevcut. Aralarında Aubrey de Grey ve yapay zekânın “babalarından biri” olarak görülen, 2016'daki ölümünden sonra dondurularak saklanan Amerikalı biliminsanı Marvin Minsky'nin de bulunduğu bazı seçkin biliminsanları bir açık mektup yazdılar:
Dondurulma, insanları, özellikle de insan beynini mevcut en iyi teknolojiyle korumayı amaçlayan, bilime dayalı meşru bir çabadır. Gelecekte nanoilaç, moleküler onarım, son derece gelişmiş hesaplamalar; hücre büyümesinin detaylı kontrolü ve doku yenilemesini içeren canlandırma teknolojileri hayal edilebilir. Bu gelişmelere yönelik bir bakış açısıyla, günümüzde elde edilebilecek en iyi koşullar altında gerçekleştirilen dondurmaların, bir kimsenin nihai sağlığına kavuşmasını sağlamak için yeterli nörolojik bilgiyi koruyabilmesi konusunda güvenilir bir olasılık vardır. Dondurulmayı tercih eden insanların hakları önemlidir ve onlara saygı duyulmalıdır.
2015'te Liverpool, Cambridge ve Oxford Üniversitelerinden bir grup biliminsanı, insanlarda kriyoprezervasyon dahil olmak üzere dondurma araştırmaları ile uygulamaların teşvik edilmesi ve desteklenmesi amacıyla Birleşik Krallık'ta bir dondurma araştırmaları ağı kurdu. Bu gelişmeler sayesinde, özellikle artık kavramın kanıtları olduğundan, dünya çapında gittikçe daha çok kişi insanlarda kriyoprezervasyonun mümkün olabileceğini anlamaya başlıyor. 2016'da İspanya, Arjantin ve Meksika'da dondurulmayı destekleyen ve teşvik eden bir dernek olarak Cryonics Topluluğu kuruldu.
Alıntı: Ölümsüz İnsan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder