9 Haziran 2024 Pazar

Bilinç Nedir ki Zaten? - Alıntı

Sonra, bir de, bilinçlenmekten doğan sorun var. Sanıyorum, bundan ötürü, Tanrı var sayılıyor; bir başka deyişle, bilinçlenme nasıl var olmuştur? Ve gerçekten de bilinçlenmenin evrimi hakkında ayrıntıları bilmiyoruz ama genişçe bir taramadan geçirebiliriz. Bu konu gelecekteki nöroloji biliminin ajandasındadır. Ama örneğin şunu biliyoruz ki bir toprak kurdu Y harfi şeklindeki bir cam boruya sokulup çatalın sağ ucuna elektrik şoku verilip, sol ucuna da yem konursa hemencecik çatalın sol ucuna yönlenmeyi öğreniyor. Kurtçuğun bilinci mi var diyeceğiz, eğer birkaç deneyden sonra şaşmaz biçimde yemin nerede ve elektrik şokunun nerede olduğunu biliyorsa? Eğer kurtçuk bilince sahipse bir protozoa da bilince sahip olabilir mi? Birçok fototropik mikroorganizma ışığa yönlenmeyi biliyorlar. Nerede ışık olduğuna dair bir çeşit içsel algılama yatkınlığı var ve hiç kimse onlara ışığa gitmenin iyi olduğunu öğretmedi. O bilgi onların kalıtım malzemelerinde mevcuttu. Onların genlerinde ve kromozomlarında şifrelenmiştir. Peki, o bilgiyi oraya Tanrı mı koydu yoksa doğal ayıklama yoluyla mı gelişmiş olabilir?

Mikroorganizmaların hayatta kalabilmeleri için ışığın nerede olduğunu bilmeleri iyidir, özellikle fotosentez yapanlar. Yiyeceğin nerede olduğunu bilmek toprak kurdu açısından elbet iyidir. Yiyeceğin nerede olduğunu bilmeyenler az yavru bırakıp gidiyorlar. Bir süre sonra, hayatta kalanlar, yiyeceğin nerede olduğunu bilebiliyorlar. Işığı bilen fototropik ya da fototaktik yavrular genetik malzemelerinde ışığı nasıl bulabileceklerine dair şifreye sahip bulunmuş oluyorlar. Bu süreçte Tanrı araya girmiş gözükmüyor. Belki girmiştir ama ikna edici bir görüş değil bu. Birçok nörobiyoloğun –hepsinin değil– genel görüşüne göre bilinçlilik durumu beyin yapısındaki nöron bağlantılarının sayısı ve bunların örgüsünün işlevi olarak belirir. İnsanda 1011 sayısı kadar nöron olursa ve 1014 sinapsis yaparsa bilinçlenmişlik denen durum söz konusudur. Bu da bir yığın diğer sorular çıkarıyor ortaya. Eğer 1020 kadar sinapsis ya da 1030 sinapsis yapabiliyorsanız bilinçlenmişlik nasıl bir durum yaratıyor? Böyle birinin bize söyleyeceklerinin, bizim bir karıncaya söyleyebileceklerimizden fazla neyi olabilir acaba? Bilinçlenme durumunun, hayvan ve bitki âleminde sürüp giden bilinçlenme durumunun böylece, en azından bana, Tanrı’nın varlığını kanıtlıyor gibi gelmediğini söylemeliyim. Buna bir çare gibi gözüken alternatif bir açıklamaya sahibiz. Ayrıntılarını bilmiyoruz ama yapay zekâ üzerine yapılan çalışmalar bir açıklama getirmeye yardımcı olabilir. Fakat alternatif varsayımın ayrıntılarını da bilmiyoruz. Böylece bunun ikna durumuna ulaştığını söylemek bir hayli zor.

Tanrı'nın Kapısını Çalan Bilim – Carl Sagan


Bilincin ne olduğuna ilişkin ilginç bir bakış açısı olduğundan alıntıyı burada paylaştım. Bu arada bu kitap yazılırken ortada henüz ChatGPT gibi Geniş Dil Modelleri yoktu. Carl Sagan bilincin nasıl geliştiğini anlatıyor. Bilincin varlığının, Tanrı'nın varlığına ya da yokluğuna kanıt olarak gösterilmemesi gerektiğini ifade ediyor.

ChatGPT'yle, Gamini'le yazışırken ilk bakışta bilinçliymiş gibi gelebilir. Ama uzun yazışmalarda saçmaladıklarına tanık olunabilir. Henüz kapasiteleri düşüktür. Bu da neyden bahsettiklerinin çok farkında olmadıklarını gösterir. İnsan bilinç kapasitesine ulaşmaları için henüz birkaç on yıl var gibi görünüyor.

İnsan beyninde 1014 sinir bağlantısı var. Biraz kurgusal düşünelim. Diyelim gelecekte 1020 sinir bağlantısı olan bir uzaylı türüyle karşılaşıyoruz. Bu kadar yüksek sinir bağlantısı olan uzaylının bilinci kim bilir ne boyutlara varmış olur. Bu uzaylılar insanların davranışlarını muhtemelen çok basit görürlerdi. Kendileri açısından bizim bir bilincimizin olduğunu bile fark etmeyebilirler. İnsanlar karıncaları nasıl görüyorsa, bu uzaylılar da insanları öyle görecektir. Carl Sagan'in ifadelerini kullanacak olursak: “Böyle birinin bize söyleyeceklerinin, bizim bir karıncaya söyleyebileceklerimizden fazla neyi olabilir acaba?”. Elbette uzaylı senaryosu bir kurgu. Uzaylı varsa bile insan benzeri sinir bağlantıları olduğunu henüz kanıtlayamayız. Ama insanlar Geniş Dil Modellerini geliştirmeye devam edecektir. Geniş Dil Modellerinin kullandığı yapay sinir bağlantı sayısının 1020'ye çıkmasının sağlandığını düşünün, insan beyninin sinir bağlantı sayısı 1014'tü. Böyle bir yapay zekanın bilinci, uzaylı örneğindeki boyutlara ulaşmış olacaktır. Bu yapay zekaya insanlar artık pek de bilinçliymiş gibi görünmeyecektir. Gerçi insanlar da bu yapay zekanın davranışlarını anlayamayacaktır artık, çünkü akılları almayabilir bu karmaşayı. Ama bunun için henüz erken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder