Bilişsel sistemin inanılmaz esnekliği ve gelen bilgiye karşı kendimizi hızla savunma ve onu etkisiz hâle getirme yeteneğimiz göz önüne alındığında, ne tür bir ikna etkili olabilir? Bu konuya dair en etkili yaklaşımlardan biri, ikna etmek istediğiniz kişiyle büyük ölçüde aynı fikirde olmaktır; sadece aynı fikirde olmak değil, ondan daha uç bir bakış açısına sahip olmak. Daha önce de gördüğümüz gibi, insanlar genellikle bir fikri kendinden emin şekilde benimser ve gerçekten düşünmeden sonucunu anladığını varsayarlar. Önerilerini kendilerinden bile daha fazla ciddiye aldığınızda, fikirlerinin sığlığını ortaya koyarsınız. Biri size tüm ilaç şirketlerinin kötü olduğunu mu söylüyor? Onunla aynı fikirde olduğunuzu söyleyin. Ardından tüm ilaçları kullanmayı bırakmasını ve sağlık sigortasını derhal iptal etmesini önerin. Biri size 5G’nin tehlikeli olduğunu mu söylüyor? Ona aynı fikirde olduğunuzu söyleyin. Hatta, cep telefonundan tamamen kurtulmasını ve yalnızca sabit hatları kullanmasını önerin. Ya da belki bu yeterli değildir. Belki de Wi-Fi’nin olmadığı ve şehirde bulunan dev teleskobu korumak için cep telefonlarının yasaklandığı Green Bank, Virginia’ya taşınmayı düşünmeli... Onun için birkaç satılık ev bulun. Elbette, teknolojiden arındırılmış bir bölgede yaşamanın dezavantajları olacaktır ancak 5G hepimizi öldürecekse buna değer, değil mi?
Bu yaklaşımın, insanların ekstrem fikirlerini yeniden gözden geçirmelerini sağlamada oldukça etkili olduğu ortaya çıktı.
Alıntı: Yanlış İnanışlar – Dan Ariely
Bu bir alay değildir. Bir dostunuz bir konuda yanlış inanışlar edinmeye başlayabilir. Ona yardımcı olmak isteyebilirsiniz. Bunu yapmak için onunla aynı fikirde olduğunuzu
hissettirmeniz gerekecektir. Sonra o fikirlerin daha aşırısını
dile getirmek gerekecektir. Bu onu fikirlerini gözden geçirmesine
neden olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder