Ağustosta başka bir grup şişelemeci
ile buluştum, bu sefer
İspanya'daydım ve bu seferkiler
mutluydular. Uluslararası baş-
kan olarak lvester şişelemecileri
birleştirmeyi denemişti ancak
Goizueta'yı aradıklarında geri adım
atmak zorunda kalmıştı,
Almanya'da yaşadığım duruma çok
benzerdi. İspanya da, aynı
Almanya gibi, çok iyi ve güçlü bir
sisteme sahipti ancak büyüme
1990'larda durmuştu çünkü
maliyetler ve fiyatlar çok yüksekti
ve pazara yeterince yatırım
yapılmıyordu. Grup başkanı ola-
rak, İspanyol şişelemecilerle bir
araya gelmiş ve ilişkiyi yeni-
den yapılandırmayı denemiştim.
Zorlu ve düşmanca tavır ser-
gileyen bazı genç şişelemeciler
toplantıya ellerinde bir şikâyet
listesiyle katılmışlardı, Avrupa
Birliği yasalarının izin verdiği
Almanya'daki Coca-Cola
şişelemecilerinden İspanya’ya yapılan
sevkiyatlar gibi. AB yasalarını
çiğnememizin mümkün olmadı-
ğını söyledim. Daha sonrasında
birleşmeyi tartıştık. Her şeyin
etkenlik ve etkililik ile ilgili
olduğunu anlatmaya çalıştım. Eğer
kendi şişeleme haklarından
vazgeçmeyi istemiyorlarsa, onlara
müşterek satınalmalar ve merkezi bir
bilgisayar sistemi kurma
yoluyla maliyetleri düşürebilecekleri
“virtüel çapa şişelemecisi"
olarak isimlendirilen sistemi
kurmalarını önerdim. Süpermar-
ket zincirlerine ve diğer büyük
müşterilere satış yaptıkları mer-
kezi bir örgütleri hâlihazırda
mevcuttu, bu nedenle bahsetti-
ğim kavramı anladılar ve etkililiği
nasıl artırabileceklerini ve
maliyetleri nasıl azaltabileceklerini
gördüler.
“Eğer bu şekilde hareket
ederseniz ve maliyetleri düşürür-
seniz, yerel mülkiyetin gücünün
devam ettiğini görürsünüz," de-
dim onlara. “Bu benim için tercih
edilebilir bir strateji olacak-
tır." Aynı zamanda, biraz
sert konuşarak, daha önce bu kadar
inancını yitirmiş bir şişelemeci
grubuyla karşılaşmadığımı ve
sistemle ilgili bir tereddütleri
varsa fabrikalarını satmayı dü-
şünmeleri gerektiğini söyledim.
Bunun üzerine, yaşlı şişelemeciler
tartışmaya katıldılar ve
genç yöneticileri kötü polisliğe
iterek iyi polis rolünü aldılar.
Önümüzdeki haftalar ve aylar boyunca
diyaloğu geliştirdik ve
yerel yönetimlerle birlikte iyi
çalışmalar yürüttük.
Yönetim kurulu başkanı ve CEO
olduğum zaman, İspanya
Avrupa’daki Coke sisteminin en parlak
yıldızıydı, bunda kesin-
likle İspanyol ekonomisindeki
büyümenin ve yenilikçi bir pa-
zarlama dehası olan Marcos de
Quinto’nun da büyük payı vardı.
İspanyol şişelemecilerle çok iyi
ilişkiler ve arkadaşlıklar kur-
muştum. Bir franchise sisteminin
nasıl olması ve çalışması ge-
rektiğinin çok iyi bir örneğini
teşkil ediyorlardı. Üst üste birkaç
yıl en iyi ilk üçte yer almayı
başaran İspanya 2007'de dünya-
daki en iyi ülke olarak Woodruff
Ödülü'ne hak kazandığında
çok etkilenmiştim.
Neville Isdell
Bazen yapılan işe inanç kalmaz. Bu
yüzden işi geliştirmek, yeni yatırımlar yapmak, boşa çabalamak
gibi hissettirir. Motivasyon biter. Bir şeylerin değişebileceğine
inandırılması yeniden harekete geçirebilir, isteklendirir. Ya da
en azından, belki gerçekten de bu işi artık istenmediğiyle
yüzleştirilmesi sağlanmış olur. Neville Isdell İspanyol
şişelemecilerle iyi bir iletişimi sağlamış görünüyor.
Yeniden motivasyon oluyorlar. Etkinliklerini artırıyorlar. Ve,
evet; Bu şişelemeciler iyi bir başarı elde ediyorlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder