Tekerliği uzun zaman önce keşfettik.
Araçları isteğimiz yere ulaştırabiliyoruz. Ama uzun zamandır
aşamadığımız bir sorun var. Engebeli yerlerde hâlâ kullanışlı
çözümlerimiz yok. Tekerlekli bir araç arama ve kurtarma için pek
kullanışlı olmaz, yıkıntılar arasındayken. Ya da bir
gezegeni tekerlikli bir araç yerine, ayrıca yürüyebilen de bir
araçla keşfetmek daha kolay olurdu mesela. Dolayısıyla bir
robotun kendi başına yürüyebilmesini sağlayabilmek yeni
olanakları da getirecektir.
***
“...Sonra omurga ve omurgada bulunan
refleksler, omurgadaki nöral aktivite ve mekanik aktivite arasında
sensorimotor kordinasyon döngüsünü yaratan çoklu refleksler
gelir. Üçüncü bileşen, merkezi desen jeneratörleridir. Bunlar,
omurgalı hayvanların omuriliklerinde bulunan, sadece çok basit
giriş sinyallerini alarak, koordineli ritmik aktivite desenleri
yaratabilen çok ilginç devrelerdir. Ve bu giriş sinyalleri, beynin
üst bölümlerindeki motor korteks, beyincik, bazal gangliyon gibi
azalan modülasyondan gelir. Biz hareket ederken, omurilik tüm
modülasyon aktivitesini yapar. Fakat asıl ilginç olan, alt seviye
bir bileşen, omurilik ve vücut birlikte hareket probleminin büyük
bir bölümünü zaten çözer. Muhtemelen, kafası kesildiği halde
halen koşabilen tavuk olayını biliyorsunuzdur. Bu olay, alt
bölümün, omurilik ve vücutla birilikte, hareketi sağladığını
gösterir.”
(Beyin sadece başlatıcı sinyalleri
gönderir genelde. Yürüyüşü koordine eden aslında omuriliktir.
Yürümeyi otomatik olarak yaparız. Beynin düşünmesine gerek
kalmaz. Daha yüksek seviyeli işlerle ilgilenebilir böylece.
Dolayısıyla robotun yürümesi sağlayabilmek için omuriliğin iyi
bir modeli yapılmaya çalışılıyor.)
“Büyük hedef, hayvanlardan ilham
alarak, robotların halen zorluk yaşadığı ama hayvanların çok
iyi olduğu merdiven, dağ, orman gibi arazilerle baş edebilecek
robotlar yapmaktır. Robot mükemmel bir bilimsel araç da olabilir.”
“Şimdi gerçek bir hayvana ne
kadar yakın olduğuna bakalım. Burda gördüğünüz şey, gerçek
bir hayvan ile Pleurobot'un neredeyse direkt karşılaştırmasıdır.
Yürüyüş şeklinin, neredeyse birebir tekrarı olduğunu
görebilirsiniz. Geri gidip yavaşça izlerseniz daha iyi
göreceksiniz.”
“Bizim yaptığımız tek şey,
normalde beynin üst bölgesinden gelmesi gereken iki sinyali,
uzaktan kumandayla robota göndermekti. İlginç olan şey hız,
yönelim ve hareket şeklinin tipini, sinyallerle oynayarak tamamen
kontrol edebiliyoruz. Örneğin, alt seviyede uyarırsak yürüyüş
şeklini elde ederiz ve bir noktada eğer çok fazla ve sık
uyarırsak yüzme şekline geçiş yapar. Ve son olarak, omuriliğin
bir tarafını diğer tarafa göre daha fazla uyararak dönüşleri
çok güzel yapabiliyoruz.”
(Omurilik modelleniyor. Beyinin
göndereceği görece daha basit sinyaller taklit edilerek otomatik
yürümesi sağlanabiliyor.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder