Hiç dikkatinizi çekti mi? Şöyle
ilginç bir durum süregelmektedir. Alışveriş merkezlerinde hiç
elektronik üreticilerinin e-okuyucularını görmeyiz. Markası,
aynı zamanda kendi mağazasının adı da olan aygıtlar görürüz.
Örneğin Nook veya Amazon Kindle gibi. Genelde e-kitap mağazaları,
okuyucu üretmektedirler. Daha doğrusu kendileri bile üretmemektedir.
Fason ürettirmektedirler.
Neden e-kitap okuyucu üreten şirketler
oldukça az? Neden bildik elektronikçiler de aygıt üretmez? Neden
bir Vestel ya da Arçelik'in, Samsung ya da Toshiba'nın e-kitap
okuyucusu yok?! Bunun en büyük nedeni bir gelenek olsa gerek.
E-Kitap endüstrisinde aygıt üreteceksen, ona bağlı bir de kitap
mağazası işletme geleneği vardır. Ya da daha doğru bir
ifadeyle, zaten bir mağazan varsa aygıt üretirsin. Elektronikçiler
çoğunlukla mağaza işletmek istemezler. Bu yüzden aygıt
üretmekten de kaçınırlar. Ve evet, haklı nedenleri de vardır.
Bir sürü elektronik aygıt, beyaz eşya üretmektedirler.
Kendilerine uzak olan kitap satma işiyle uğraşamazlar. Bu yük
yüzünden bu endüstriye hiç bulaşmamak istemeleri doğaldır.
Böylece kullanıcılar da markası, mağazanın adını taşıyan
fason aygıtlarla idare etmek zorunda kalır!
Açıkçası, bu geleneğin
sürdürülebilir olduğunu düşünmek pek gerçekçi görünmüyor.
Aslında gelecekte mağazalar ayrı var olacak. Aygıtlar ayrı
üretilecektir. Mağazayı içerik satmakta uzmanlaşmış şirketler
çalıştıracaktır. Aygıtları köklü elektronik şirketleri
üretecektir. Herkes kendi işine odaklanabildiği için daha
kaliteli sonuç alınacaktır. Daha önce kısaca bahsetmiştim.
Şimdiki durum şuna benziyor: Her TV
kanalının kendi markasını taşıyan bir de televizyonu var.
Tüketici o kanalı izleyebilmek için o marka televizyonu alması
gerekiyor. Böyle deyince durumun ne kadar çarpıcı olduğu ortaya
çıkıyor, görüyorsunuz! Tüketici aldığı televizyonla her
kanalı izlemek ister. Ve televizyonunu gerçek elektronik
üreticilerinden alır. Yalnız emekleme döneminde olur böyle
şeyler.
WAP ile Her Telefona Mümkün
İnternet
Telefonların çok da akıllı olmadığı
günler vardı. İnternete yeni yeni bağlanıyorlardı. Ancak işlem
güçleri çok yeterli değildi. Küçük ekranlarında, internet
sayfalarında dolaşmak mümkün değildi. Karmaşık sayfa yapısını
kaldıramazlardı. Telefonların internetle baş edebilmesi nasıl
sağlanacaktı? Sonunda Kablosuz Uygulama Protokolü (WAP)
geliştirildi. İnternet siteleri sayfalarını, bu protokole göre
tasarladılar. Sayfalar sadeleşti. Artık küçük ekranlarla da
sitelerde pürüzsüz gezilebiliyor.
E-Kitap Okyucuların işlem hızı
yavaş ama verimlidir. Ekranlarının tazeleme hızı yavaştır.
Önemli değil. İnternette gezinmelerini beklemek için henüz
erken. Ancak kitabı doğrudan satın alabilmek için mağazaya
bağlanmasını bekleyecek müşteriler oluyor. Neden her mağazaya
bağlanamasın! Peki bu nasıl mümkün olurdu? E-okuyucu sade bir
arayüzle mağazasına bağlanır. Altyapısında aygıt ile kendi
mağazası arasında iletişimi sağlayan bir protokol vardır.
Sadece kendilerine yetecek kısıtlı bir protokol tabii. Ama
gelecekte tüm mağaza ve aygıtları kapsayan bir protokol
geliştirilmesi çok mümkündür. Uluslararası bir e-kitap
protokolü! Bir WAP gibi. E-Okuyuculara uygun sade bir arayüz
sağlanacaktır. Bu protokol üzerinden mağazalar incelenebilir.
Kitap seçilebilir.
Düşünce deneyimizi sürdürelim:
Kullanıcı, aygıtının Mağazalar bölümüne girer, yani "Mağaza" bölümüne değil. Seçtiği
mağazanın adını yazar. Ardından Kullanıcı Adı ve Şifresini
girer. Ve ekrana mağazanın kitap listesi gelir. Dilediğini satın
alır. Kitap aygıta iner. Altyapısında bu protokol olacaktır...
Evet, böylece gerçek elektronik üreticilerinin mağaza işletmelerine gerek kalmaz. Bu yük ortadan kalkmıştır. Okuyucu üretmek cazip gelmeye başlayacaktır. Aygıt seçenekleri çoğalacaktır. Raflarda bildik markaların aygıtlarını görmeye başlayabiliriz.
Nasıl Farklılık Yaratılacak?
Her mağaza aynı kitabı satacak.
Müşteri aradığı bir kitabı A mağazasında da görecek, B
mağazasında da. İkisi de aynı kitap. Hele bir de mağazaların kendi
özel aygıtlarına gerek olmadığı söyleniyorsa!... Ee, iyi de mağazalar nasıl
farklılık yaratacak? Nasıl rekabet edecek? Kitaplara nasıl farklı
fiyatlar uygulayacak? Müşteri için ne fark edecek? Neden B
mağazası yerine A mağazasını tercih etsin? Cidden, ortak bir protokole uymaya mağazalar neden gönüllü olsun ki?!...
İşte burada e-kitap dosya biçimi
gerçekten önem kazanacak. İsteyen mağaza kendi e-kitap dosya
biçimini geliştirecek. Sattığı kitapları bu biçimle
yayınlayacak. Belki A mağazasının kitapları daha hızlı
açılıyordur. Belki daha okunaklı veya süslü bir yazı tipi
kullanıyordur. En önemlisi yaratıcı bir sayfa düzeni kullanmış
olabilir. Mağaza farklılık yaratmıştır. Müşterinin tercih
nedeni olur. Bu sayede yayın evleriyle özel sözleşmeler de
yapabilir. Kampanyalar yapabilir. Farklı fiyat etiketi
uygulayabilmesinin artık nedeni vardır. Her mağaza kendi kitap
dosya biçimini popülerleştirmeye çalışacaktır. Her biçimin
iyi ve kötü tarafları olacaktır. Müşteri işine geleni
seçecektir. Rekabet kaldığı yerden kızışmaya devam edecektir.
Bilgisayarda da bir belge PDF biçiminde, başka bir belge DOC veya
ODT biçiminde incelenmeye uygun oluyor, değil mi. Üstelik
mağazalar kendi kitap biçimini açma lisansını aygıt
üreticilerine satarak epey gelir elde edecektir. Hatta bazı
mağazaların işine bedava açma lisansı vermek gelebilir. Çünkü
kitapları daha çok aygıtta görünür olacağından satışı
artacaktır. Ya da belki kullanıcı hangi mağazaya bağlanırsa
kitaplarını açma yazılımcığı aygıtına kurulabilir.
Mağazanın kendi politikasına göre, gerekiyorsa kullanıcıdan
lisans bedelini alır.
Bakalım ilerde, uğurlarında yeni bir
protokol oluşturmaya değecek kadar değerli görülecek mi
kitaplar. Ve bununla da kalmayabilir. Telefonlar aynı işletim
sistemini kullanmaya başladı. Kullanıcılar genelde Android'i
talep ediyorlar. Böylece elektronik üreticileri telefonun işletim
sistemiyle uğraşmak zorunda kalmıyor. Acaba gelecekte e-kitap
okuyucuların da ortak işletim sistemi olacak mı dersiniz! Gerçi
şuanda bile Android'den uyarlama işletim sistemleri kullanıyorlar.
Ama standart değiller, şimdilik. Artık elektronik üreticileri
işletim sistemi derdinden de kurtulmuş olacaklar. Hep yaptıkları
gibi, kullanacakları elektronik devrelere, ürün kasasının estetiğine odaklanabilecekler. Bataryayı daha verimli yapmanın yollarını
arayacaklar. Protokoller standart, işletim sistemi bir! İşte o
zaman, elektronikçilerin bu endüstriye girmesinin tam zamanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder