15 Eylül 2024 Pazar

Medyum Her Şeyi Bilir - Sahne

 


Stanley bir septiktir. Doğa üstü iddiaları sorgular. O şeyler gerçekten doğa üstü müdür! Sihirbazların numaralarını ortaya çıkarır. Medyumların sihirlerinin gerçekte nasıl olduğunu ortaya çıkarır. Doğa üstü şeyleri sorgularken çok kararlıdır. Doğa üstü iddialarda bulunan insanlara karşı biraz alaycıdır. O doğa üstü hiç bir şeyin olmadığını düşünmektedir!

Stanley, medyum olduğunu belirten Sofie ile buluşmuştur. Onu sorgulamaktadır. Stanley'in teyzesi Vanessa da oradadır:

Stanley: Sen neden musluktan akan sudan üstün bir tek tıbbi özelliği olmayan sulara girmek için kalkıp taa İtalya'ya gidiyorsun!
Vanessa: Seninle bu tartışmaya asla girmeyeceğim Stanley. Çünkü içindeki canavar dışarı çıkıyor.
...
Stanley: Sihrin ana kurallarından birini bilir misin!
Şöyle ki; Sihirbaz yaptığı numarayı asla tekrarlamamalı. Çünkü er ya da geç numaranın sırrı mutlaka çözülür. Yani yakalanırsın.
(Sofie'den bahsediyor) Bense onu izledikçe...
Vanessa: Evet...
Stanley: ...daha da şaşırıyorum.
Gerçek olabilir mi!
Kendi sağduyumu bile sorgulamaya başladıysam...
Vanessa: Ben senin sağduyunu hep sorgulamışımdır.
Sen dünyayla ilgili hep çok kesin konuşuyorsun Stanley!
Ve sana hep her şeyi bilmediğimizi öğretmek istedim.
Çünkü gerçekten bilmiyoruz.
Biz insanlar çok zavallı ve sınırlıyız.
Akvaryum balığı suyun kimin değiştirdiğini bilmiyor.
Stanley: Keşke gerçek olsaydı!
Çocukluktan beri peşimi bırakmayan o karabulut yok olurdu.
Vanessa: Ee, nişanlın da daha ışık saçan bir eşe sevinirdi sanırım.
Stanley: Olivya beni bu halimle seviyor.
Sofie de “birbirinize göresiniz” dedi zaten.
Vanessa: Tanıştılar mı?
Stanley: Hayır. Ama bunu doğru tahmin etti.
...
Stanley: (Sofie'ye) Bana teyzem hakkında bir şey söyle.
...
Sofie: Bir İngiliz erkek gördüm. Önemli biri.
Belki parlamentonun bir üyesi.
Vanessa: Devam et...
Sofie: Bir aşk hikayesi.
Stanley: Buna inanmıyorum.
Bunu bunu bunu bilmen...bunu bilmen mümkün değil.
Sofie: Bir sorun var.
Stanley: Ne?
Sofie: Adam evli.
Stanley: Vanessa teyze...
Sofie: Gizli buluşmalar görüyorum.
Stanley: (teyzesi Vanessa'ya) Ben ona hiçbir şey anlatmadım.

Sofie: Karısından ayrılamamış.
Vanessa: Hayır ayrılmadı.
Sofie: Ve siz çok kırılmışsınız!
Stanley: Sofie sen bir mucizesin.
Sofie: Bir daha da aşka tövbe etmişsiniz.
Stanley: Bunu nasıl yapıyor!
Sofie: Hiç evlenmemişsiniz.
Stanley: Bunu anlamak mümkün değil.
Hayatımda hayatımda böyle bir şey görmedim.
Sofie: (takılardan bahsediyor) Bu da bu da bir sembol.
Bu ayrılığın sembolü.
Vanessa: Onu bana, beraber son gecemizde verdi.
Stanley: Sofie...
Sofie: (Teyze Vanessa'ya) Buna çok üzüldüm.

Stanley: Sofie ruhlar alemi diye bir şey var mı?
Sen gerçekten girebiliyor musun?
Fazlası var da ben mi görmüş değilim!
Sen daha önce neredeydin!


Medyum Sofie, Stanley'le ilgili şeyleri doğru tahmin ediyordur.
Bu garip.
Sofie, Stanley'in teyzesinin geçmişini de doğru tahmin etmiştir.
Bu nasıl olur.
Teyzesinin geçmişini nasıl bilebilir.
Bu inanılmaz!
Stanley şaşırmaktadır.
Yoksa gerçekten doğa üstü şeyler var mı!
Stanley bugüne kadar doğa üstü iddiaları kararlı şekilde ret etmiştir.
Şimdiyse hayret etmektedir...

Stanley'in yakın bir arkadaşı Stanley'in kibirli olduğunu düşünmektedir, özellikle doğu üstü şeyleri sorgularken. Arkadaşı, Stanley'e bazen yanılabileceğini göstermek ister. Belki de doğa üstü şeyler gerçekten vardır. Böylece Stanley artık eskisi kadar kibirli davranamayacaktır! Arkadaşı Stanley'e bir ders vermek istemiştir. Bir oyun planlar. Stanley'in arkadaşı, medyum Sofie'yle işbirliği yapar. Sofie'ye Stanley'le ilgili her türlü bilgiyi verir. Sofie bu sayede doğru tahminler yapabilmektedir. Sofie insanları mutlu edecek şeyler söyleyebilmektedir! Ama sıra dışı bir yeteneği yoktur. Doğa üstü bir beceriye sahip değildir. Stanley henüz farkında değildir. Ama inatla savunduğu gibi hâlâ doğa üstü hiçbir şey yoktur!

13 Eylül 2024 Cuma

Nikola Tesla Bugünkü Akıllı Telefonları Tahmin Etti mi!

Alternatif elektrik akımı ve mühendislik bilimlerine verdiği katkılarla tanınan Sırp mucit Nikola Tesla, geçmiş yüzyılda yaşamış önemli bir bilim insanıydı. Yaşadığı çağda yaptıklarının yanı sıra, gelecekteki teknolojilerle ilgili tahminleri de Tesla’yı ayrı bir noktaya koyuyor.

Medyada Nikola Tesla’nın 1926 yılında verdiği bir söyleşide bugünkü akıllı telefonları tahmin etmiş olduğu iddia edildi.

İddianın yaygınlığına bakmak için Google’da “Nikola Tesla” ve “akıllı telefon” anahtar kelimeleriyle arama yaptığımızda benzer tarihlerden birçok sonuç çıkıyor.

Tesla’yla ilgili bu iddia 11 Temmuz 2015’te Türkiye’deki haber sitelerinde gündem olmuş. İngilizce arama yaptığımızda ise 6 Temmuz 2015’ten sonuçlar görüyoruz. Aynı zamanda yakın tarihli haberler ve paylaşımlar da bulunuyor. Yani iddia epey yaygın.

Türkiye’deki haberlerde Nikola Tesla’nın tahminine bir kaynak gösterilmemiş ve detay verilmemiş. Ancak tahminlerin 1926 yılındaki bir röportajdan olduğu söylenmiş.

Nikola Tesla 1926’da bugünkü akıllı telefonları tahmin etmiş

Bu bilgiyle “Nikola Tesla 1926 interview” anahtar kelimeleriyle arama yapalım. “The library of consciousness” adlı arşiv sitesinde 30 Ocak 1926 tarihine ait Collier’s adlı derginin Nikola Tesla’yla yaptığı “When Woman Is Boss?” isimli bir söyleşiyle karşılaşıyoruz. Söyleşiyi John B. Kennedy isimli bir gazeteci yapmış.

Kaynağı doğrulamak için John B. Kennedy ismini ve Collier’s dergisini araştıralım. Collier’s dergisi 1888-1957 yıllarında yayın hayatını sürdürmüş Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir yaşam dergisi. John B. Kennedy ise Collier’s adlı dergide çalışmış Amerikalı bir gazeteci.

Söyleşiye ulaştığımız kaynağa geri dönelim. Söyleşi metnindeki ifadeleri incelediğimizde bazı kısımların bizi yakından ilgilendirdiğini görüyoruz.

Metnin çevirisi şöyle:

Kablosuz ağ kusursuz bir şekilde uygulandığı zaman, tüm dünya devasa bir beyine dönüşecek, ki aslında öyle, her bir şey gerçek ve ritmik bir bütünün parçaları. Mesafeden bağımsız olarak birbirimizle iletişimde olabileceğiz. Sadece bu kadar değil, televizyon ve telefonlar sayesinde birbirimizi mesafelere rağmen sanki yüz yüze görüşüyormuşçasına görebileceğiz, ve bunu sağlayan araçlar mevcut telefonlarımıza kıyasla çok daha basit olacak. İnsanlar bunları ceplerinde taşıyabilecek.

Olayları duyabilecek ve onlara şahit olabileceğiz; bir başkanın yemin töreni, dünyada bir maçın oynanması, bir depremin yarattığı yıkım ya da bir savaşın dehşeti gibi olaylara; sanki orada bulunuyormuşuz gibi."

Nikola Tesla’nın bu sözleri 1926 yılında, bugünkü akıllı telefon ve internet teknolojisiyle ilgili tahminlerinin başarılı olduğunu gösteriyor.

Konuyu doğrulama platformu Snopes da ele almış ve doğru olduğunu ortaya çıkarmış.

Nikola Tesla neden önemli?

1943’te hayatını kaybeden Sırp mucit ve bilim insanı 87 yıllık ömründe bilime birçok katkı sundu. En büyük düşü olduğunu söylediği kablosuz enerji akımıyla ilgili önemli deneyler ve buluşlar gerçekleştirdi. Günümüzde birçok mühendis ve bilim insanı onun çalışmalarından hâlâ yararlanıyor.

Yaşadığı dönemde yaptıkları dışında kendisi önemli bir fütüristti. Akıllı telefonların yanı sıra geleceğe dair birçok öngörüsü oldu. O öldükten yıllar sonra yaşamımıza giren kablosuz internet bağlantısına dair insanlığa daha 1926 yılından “spoiler” veriyordu.

1898’de, henüz 21. yüzyılda dahi tam olarak hayata geçememiş bir teknoloji olan kendi kendine sürüş yapan otomobilleri önermişti.

Tesla’nın öngörüleriyle yaşadığı çağın ötesinde bir bilim insanı olduğunu söylemek mümkün. Çalışmaları sayesinde, elektrik akımı başta olmak üzere birçok konuda hem kendi dönemine hem de geleceğe yön verdiği söylenebilir.

Ancak Tesla’nın yaşamının son yılları tüm bu çalışmaların dışında, sefalet içinde geçti. Tesla bir otel oldasında kalp yetmezliği sebebiyle 7 Ocak 1943’te hayatını kaybetti.

Makale: Nikola Tesla 1926 yılında akıllı telefonları tahmin etti mi? - Teyit

7 Eylül 2024 Cumartesi

Bir Tanrı Olmadığında Ne Olur!

Çocuklar kendilerini ebeveynlerinin yanında mutlu hissederler. Kendilerini güvende hissederler. Her durumda ebeveynlerinin kendilerini koruyacağına inanırlar. İşte Tanrı da çoğu insan için bir babadır.

Çoğu insan duygusal olarak bir Tanrı'nın varlığına ihtiyaç duyarlar. Böylece yalnız olmadıklarını hissederler. Tanrı onları koruyacaktır. Örneğin bazı insanların başına kötü şeyler gelebilir. Tanrı sayesinde kendilerinin güvende olduklarına inanmaya devam ederler. Bu onları rahatlatır.

Başka bir olasılık ağır basarsa ne olur. Bir Tanrı olmadığında ne olur! Bu insanlar Tanrı'nın olmadığını kabul edemezler. Belki küçük bir azınlık kabul edebilir. Ama bu iyi bir sonuç vermez. Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar. Çünkü artık güvenebilecekleri bir baba yoktur. Artık yalnızlardır. Bu onları duygusal olarak çok zorlayacaktır!

Bazı bilim insanları büyük bir gayretle evrenin aslında kendi başına işlediğini anlatmaya çalışmaktadırlar. Örneğin Richard Dawkins bu konuda kitaplar yazmıştır. Ama bu kadar çabaya gerek yoktur. Zaten işe yaramayacaktır! Çünkü çoğu insan nasıl bir kanıt sunulsa bile kabul etmek istemeyecektir. İnsanlar duygusal canlılardır. İnsanlar her zaman en mantıklı seçimi yapmaz. Tüm bilimsel ayrıntıları bilmek zorunda değillerdir!

Güçlü dindarlar bu hayatta mutludurlar! Çünkü her durumda tutunabilecekleri bir Tanrı'ya sahiptirler. “Bir şeyler ters gittiğinde, Tanrı’ya veya karmaya ya da sevgi dolu bir evrene inananların strese girmeleri için daha az nedeni vardır çünkü sonuçta olumlu bir güç daha büyük resimle ilgilenmektedir. Gerçekten de pek çok araştırma, güçlü dindarlıkla refah duygusu arasında bağlantı kurmuştur.” şeklinde yazmıştır Dan Ariely kitabı Yanlış İnanışlar'da. Elbette bu Tanrı'dan kopmak istemeyeceklerdir.

6 Eylül 2024 Cuma

Komplo Teorileri Eğlencelidir

...Birincisi; kötü insanlar, kötü niyetler ve ilgi çekici komplolar ilginç hikâyeler için harika bir başlangıç noktasıdır. Gerçekler nadiren kurgular kadar eğlenceli olur. Oliver Stone’un JFK filmini izlemeniz yeterli; bu film, tarihsel kanıtları şüpheli olmasına rağmen, dramatize edilen teorilere inanmak istememize neden olan etkileyici bir dramdır.
...

Eğlence demişken, yanlış bilginin zorlu yönlerinden biri de pasif şekilde tükettiğimiz bir kitap ya da filmden çok, içinde yer aldığımız bir oyun olmasıdır. Aslında bu, onun en baştan çıkarıcı ve gözden kaçan özelliklerinden biridir: Yanlış inanış, zekice kurgulanmış alternatif dünyalarına derinlemesine dalanlar için son derece ilgi çekici ve hatta eğlencelidir. Oyun endüstrisinde çalışan kişiler, QAnon gibi bir komplo teorisinin yapısıyla, popüler alternatif gerçeklik oyunlarının yapısı arasında çarpıcı paralellikler kurmuştur. Clive Thompson, Wired’daki yazısında QAnon’un üstü kapalı ipuçları, gizli mesajları ve gizli platformlarıyla “bağımlılık yaratacak derecede katılımcı” olduğunu yazdı. “...QAnon sürüsüne ait olmak, kendini bir gizemi çözerken gören devasa bir kitle kaynak projesinin parçası olmak demektir.” Heyecanlı, enerji verici ve yaratıcı. İnsanlar bilgiyi sadece özümsemekle kalmıyor, ona katkıda bulunuyor ve kendi içeriklerini üretiyorlar.
...

Ancak ne yazık ki konu yanlış inanış olduğunda, gerçekle sanal arasındaki ayrım tehlikeli bir şekilde bulanıklaşmaktadır. Eğer yanlış inanışlılar sadece özel sohbet odalarında kendilerini eğlendiriyor olsalardı, belki de faaliyetleri Dungeons & Dragons veya Grand Theft Auto oynayan insanlardan daha zararlı olmazdı. Ancak paralellik burada bozuluyor. Birileri “büyük değişimde” beyazların sayıca üstün olmasını engellemek için siyahları vurmaya başlayana; toplu katliamların silahları ellerinden almak için kurgulanmış bir aldatmaca olduğunu düşündükleri için toplu katliam kurbanlarının acılı ailelerini taciz edene ya da oyların çalındığına inandıkları bir seçimi bozmak için ABD Kongre Binasını basana kadar her şey eğlence ve oyundan ibarettir. Kamuya açık şiddet eylemlerinde bulunmayanlar bile gerçek dünyada, gerçek insanlara karşı sonuçları eğlenceli olmayan küçük eylemlerde bulunuyor olabilir.

Derlenen Alıntılar: Yanlış İnanışlar - Dan Ariely