Bazı ağaçların meyvelerinin tadı güzeldir. Daha kalitelidir. Daha verimlidir. Bazı ağaçlar ise iyi kök salmıştır. Yerel şartlara uyum sağlamıştır. Uzun süredir, tadı güzel olan meyve ağacını yetiştirmenin pratik bir yolu bilinmektedir. Tohumdan üretmek yerine uyumlu parçasını (kalem deniyor), hazır köke sahip ağaca kaynaştırmak. Böylece en baştan büyümek yerine zaten iyi kök salmış ağacın özelliklerinden faydalanacaktır. :-) Hızlıca meyve verebilecektir. Bu aşılama olarak bilinmektedir. Meyve ve Bitki ağaçlarının verimliliğini artırmak için, bitki çeşidi değişimi için aşı yapıldığı gibi, yaban ağaçlarının meyve verimini sağlamak için de aşı uygulaması yapılır.
Bitki aşılarının tarihi oldukça eskilere dayanır. MÖ 1000'li yılların Çin kaynaklarında ağaç aşılamanın bilindiğine ve sanatsal amaçlar için kullanıldığına dair bilgiler var. Aşılama yüzyıllardır yapıldığından insanlar alışmıştır. İnsanlara doğal gelmektedir. Hiç “ben aşılanmış ağacın meyvesini yemem.” diyen birini duydunuz mu! :-) Protesto eden yoktur. Karşı çıkan yoktur.
Artık bitki aşılama modern teknolojilerle yapılmaktadır. Bir tarım bitkisinin genleri daha dayanıklı bitkilerin genleriyle aşılanmaktadır. Böylece onun özelliklerinden faydalanabiliyor. :-) Sevilen tarım bitkisi soğuğa daha dayanıklı hale gelebiliyor. Zirai ilaçlardan etkilenmiyor. Verimi artıyor. Bu da biyoteknolojik tarım bitkisidir. Yaygın adıyla GDO. Aslında temelde ağaç aşılamak gibidir. Şöyle düşünün: Genler daha erişilebilir yerde olsaydı. Çalışma prensibi ağaç aşılamak kadar sade olsaydı. Bir laboratuvara ihtiyaç olmasaydı. 1000 yıl önce çiftçiler ağaç aşılamayı keşfettikleri gibi belki genetik aşılamayı da keşfetmiş olacaktı. :-) 1000 yıldır kullanılıyor olacaktı. Böylece insanlar genetik mühendisliğine de alışmış olacaktı. Protesto eden olmayacaktı. Aslına bakarsanız bundan birkaç yüzyıl sonra, insanlar biyoteknolojik tarım bitkilerine de alışmış olacaktır. Sıradan bir çiftçilik faaliyeti olarak görülecektir. :-)
Gen mühendisliği, programlamanın yeni bir türüdür, aslında. Programlama konusunda iyi olanların, programlamadan iyi para kazanmış insanların da ilgisini çekmesi bundandır. Genlerin teknik çalışmalarına yoğunlaşacak zamanı ayıramasalar da ilkelerini sezebilmektedirler. Biyoteknolojik bitkiler onlara bu yüzden doğal gelmektedir. Örneğin Bill Gates bazı biyoteknoloji şirketlerinin yönetim kurulu üyesi olmuştur. Adı en çok duyulan şirketlerden biri olan Monsanto'nun epey çok hissesine, kurduğu vakıf sahip olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder